• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.142532.2713
Euro34.804134.9436
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

1. Mevlana Sözleri

Hz. Mevlana şöyle seslenmiştir insanlığa:

 "Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel
 İster kafir, ateşe tapan, putperest ol yine gel
 Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir
 Yüz defa tövbeni bozmuş olsun da yine gel."

2. Mevlana Sözleri

Hz. Mevlana, yeni bir durumsayış ve yeni bir anlayış:

 "Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı kidünyanında sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!"

3. Mevlana Sözleri

Sevgide güneş gibi ol,

Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,

Hataları örtmede gece gibi ol,

Tevazuda toprak gibi ol,

Öfkede ölü gibi ol,
 
Her ne olursan ol,
 
Ya olduğun gibi görün,
 
Ya da göründüğün gibi ol.

4. Mevlana Sözleri

Ne olurdu, seninle tatlılaşsaydım; yaşayış zaten acı.
 Ne olurdu, sen razı olsaydın benden de, herkes kızsaydı bana.
 Ne olurdu, seninle aram düzgün olsaydı da, bütün alemlerle aram açılsaydı, dünya yıkılıp yansaydı.
 Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır.
 Alem O'nunla kaimdir ve O'nsuz olan hiçbir şey yoktur. O'nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecellisi olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur.

5. Mevlana İle İlgili Sözler

Hz. Mevlana'nın kendi bakış açılarını yansıttığı ve amaçlarını açıkladığı sözü:

 "Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil."

6. Mevlana İle İlgili Sözler

Sen, değerinle ve düşüncenle iki aleme bedelsin.
 Ama ne yapayım ki kendi değerini blmiyorsun.
 Kendini ucuza satma, çünkü değerin yüksektir.

7. Mevlana İle İlgili Sözler

Hz. Mevlana'nın evrensel bakış açısını anlatan bir sözü:

 "Tapımızda (yolumuzda) riyazat yok; burada hep lütuf var, bağış var. Hep sevgi, hep gönül alış, hep aşk, hep huzur var burada."

8. Mevlana İle İlgili Sözler

Bizim Peygamberimizin yolu aşk yoludur.
 Biz aşktan doğmuşuz, annemiz aşktır.

 Aşk şeriatı, bütün dinlerden ayrıdır.
 Aşıkların şeriatı da Allah'tır, mezhebi de.

 Bu dünya pazarında sermaye altındır;
 Orada ise aşk ve ıslak iki göz.

9. Hz. Mevlana Sözleri

Hz. Mevlana sözlerinin şifa ve gıda oluşunun sırrını şu sözlerle açıklaaktadır:

 "Söz söyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat sofrasını serdi mi, o sofrada her türlü yemek bulunur. Herkes orada gıdasını bulur."

10. Hz. Mevlana Sözleri

Mesnevi şerhlerinde, Mevlana'nın "ney" ile "insan-ı kamil"i, "kamışlık" ile "elest bezmi"ni, "ateş" ile "ilahi aşk"ı sembolize ettiği belirtilmiştir.

 "Duy şikayet etmede her an bu Ney,
 Anlatır hep bu ayrılıklardan bu Ney.
 Der ki; feryadım kamışlıktan gelir,
 Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.
 Ayrılıktan parçalanmış bir yürek,
 İsterim ben, derdimi dökmem gerek.
Şayet aslından biraz ayrılsa can,
 Öyle bekler, vuslata ersin zaman.
 Ağladım her yerde, hep ah eyledim,
 Gördüğüm her kul için, dostum dedim.
 Herkesin zannında dost oldum ama; makale
 Kimse talip olmadı esrarıma.
 Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
 Gözde lakin yok ışık, duymaz kulak.
 Aşikardır can-beden, gör insanı,
 Yok izin, görmez fakat insan, canı.
 Ney sesi tekmil hava; oldu ateş,
 Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!
 Ateş ateş olmuş, dökülmüştür Ney'e,
 Cebesi aşkın karışmıştır mey'e.
 Yardan ayrı dostu Ney dost kıldı hem,
 Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.
 Kanlı yoldan Ney sunar hep arzuhal,
 Hem verir Mecun'un aşkından misal.
 Ney zehir, hem panzehir; ah nerde var,
 Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?
 Sırrı bu aklın, bilinmez akl ile,
 Tek kulaktır müşteri, ancak dile.
 Sırf keder, gam; gitti kaç gün kaç gece,
 Geçti yanışlarla günler, öylece.
 Geçse günler, korku yok, her şey masal;
 Ey temizlik örneği, sen gitme kal!
 Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan,
 Anlamaz olgun adamdan bil ki, ham,
 Söz uzar, kesmek gerektir vesselam!"

11. Hz. Mevlana Sözleri

 Ben sağ olduğum müddetçe Kur'an'ın bendesiyim
 Ben, Seçilmiş Muhammed'in yolunun toprağıyım
 Eğer birisi benden bundan başka söz naklederse
 Ben ondan da bizarım, naklettiği sözlerden de bizarım.

Hasan Ali Yücel'in manzum tercümesi şöyledir:

 "Can tende var oldukça kulum Kur'an'a,
 Yol toprağıyımPeygamber-i zişana,
 Hakkımda bunun zıddına söz etse biri,
 Vay bu söze, vay böyle diyen insana..."

12. Hz. Mevlana Sözleri

 Allah'a tekrar tekrar yemin ederim ki,
 Bu mana (Mesnevi),
 Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar bütün dünyayı kaplayacak,
 Ve bütün ülkelere ulaşacaktır.
 Hiçbir mahfil ve meclis olmayacak ki orada Mesnevi okunmuş olmasın.
 Hatta o dereceye varacak ki,
 Mabetlerde, zevk u safa yerlerinde okunacak;
 Bütün milletler bu sözlerle süslenecek ve onlardan faydalanacaktır.

13. Hz. Mevlana Sözleri

Güzel söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun.
 Tanrı'nın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir.

14. Hz. Mevlana Sözleri

Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki.
 Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür.

15. Hz. Mevlana Sözleri

Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost!
 Ayna Türk'e nazaran güzel bir renktedir. Zenciye nazaran o da zencidir.
 Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın.
 Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.
 İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş nahoş... gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir.

16. Hz. Mevlana Sözleri 

 Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir.
 Nakil, nakdin fer'idir.

17. Mevlananın Sözleri

Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.
 Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.
 Söz söyleyen kemal sahibi olursa,
 (mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her türlü aş bulunur.
 Hiçbir misafir aç kalmaz, herkes o sofrada kendi gıdasını bulur.

18. Mevlananın Sözleri 

 Güzel üslupla söz söyleyenleriz;
 Mesih'in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz.

19. Mevlananın Sözleri

Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak.
 Hacca giderken hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap.
 Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.
 Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı gdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.

20. Mevlananın Sözleri

Bu dünya zindandır, biz de zindandaki mahkumlarız.
 Zindanı del, kendini kurtar!
 Dünya nedir? Allah'tan gafil olmaktır.
 Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret yapmak ve kadın; dünya değildir.

21. Mevlana'nın Sözleri

İnsan, büyük bir şeydir ve içinde her şey yazılıdır. Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki insan içindeki o ilmi okuyabilsin. Bu perdeler ve karanlıklar; bu dünyadaki türlü türlü meşguliyetler, insanın dünya işlerinde aldığı çeşitli tedbirler ve gönlün sonsuz arzularıdır.

22. Mevlana'nın Sözleri

İnsaf et, aşk güzel bir iştir!
 Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, (insanlardaki) tabiatın kötü niyetli oluşundandır.
 Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın;
 Halbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek için yol çok uzundur.

23. Mevlananın Güzel Sözleri

Gönlünde Allah sevgisi arttı mı, şüphe yokki Allah seni seviyor.

24. Mevlananın Güzel Sözleri

Ben,
İnsanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım.
 (Yoksa) hapishane nerede, ben nerede?
 Kimin malını çalmışım?

25. Mevlananın Güzel Sözleri

Aynı dili konuşmak, akrabalık ve bağlılıktır.
 İnsan, yabancılarla kalırsamahpusa benzer.
 Nice Hintli, nice Türk vardır ki dildeştirler (aynı dili konuşurlar).
 Nice iki Türk de vardır ki birbirine yabancı gibidirler.
 Şu halde "mahremlik (yakınlık) dili" bambaşka bir dildir.
 Gönül birliği (gönüldaşlık) dil birliğinden daha iyidir.
 Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız yüz binlerce tercüman zuhur eder.

26. Mevlananın Güzel Sözleri

Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı,
Diğer ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz.

27. Mevlana Özlü Sözleri

Hz Mevlana "Ne Arıyorsan Kendinde Ara"...

 Kişinin değeri nedir?
 - Aradığı şeydir!

 Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın.
 Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin.
 Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki
 Aradığın ancak sensin, sen.

 Madendeki inciyi aradıkça madensin.
 Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin.
 Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi;
 Neyi arıyorsun, sen osun.

 Senin canın içinde bir can var, o canı ara!
 Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara!
 A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara;
 Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.

28. Mevlana Özlü Sözleri

Hz. Mevlana "Ben'im Ancak"...

 Demedim mi sana, gitme oraya; seni tanıyan, bilen ben'im ancak;
 şu yokluk serabında hayat pınarın ben'im.
 Kızıp uzaklaşsan da yüz yıllık yola gitsen, sonunda dönüp gene bana gelirsin;
 son durağın ben'im demedim mi?
 Demedim mi sana, dünyanın süsüne razı olma;
 senin razı olacağın otağın ressamı ben'im ancak.
 Demedim mi sana deniz ben'im, sen bir balıksın;
 karaya gitme; arı duru denizin ben'im ancak.
 Sana, kuşlar gibi tuzağa gitme;
 haydi gel, kolundaki, kanadındaki kuvvet ben'im demedim mi?
 Demedim mi sana, keserler yolunu, soğuturlar seni;
 ateşin, coşkun, sıcaklığın ben'im ancak.
 Demedim mi, yakıştırırlar sana kötü kötü sıfatlar; sen olursun kaybeden;
 halbuki sıfatlarının kaynağın ben'im ancak.
 Demedim mi sana; "kulun işi gücü hangi sebeple düzene girer acaba?" deme;
 sebepsiz, cihetsiz yaratıcı ben'im ancak.
 Gönlünde bir ışık varsa bil bakalım, nerede evinin yolu;
 Tanrı sıfatlıysan eğer, bil ki ev sahibin, efendin ben'im ancak.

29. Mevlana Özlü Sözleri

Ey özden habersiz gafil! Sen hala kabukla öğünüyorsun!

30. Mevlana Özlü Sözleri

Göğsünün içindekini hakiki gönül sanan kimse,
 Hak yolunda iki üç adım attı da her şey oldu bitti sandı.
 Aslında tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır.
 Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı.

31. Mevlana Özlü Sözleri

Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler.
 Her testide ne var? Sen ona bak.

32. Mevlana Özlü Sözleri

Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu!
 Sen, kainatı yaratan Hakk'ın güzelliğinin bir aynasısın!
 Her şey sensin. Alemde ne varsa, senden dışarıda değil.
 Her ne ararsan, onu kendinden iste, kendinde ara.

33. Mevlana İle İlgili Sözler

Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey!
 Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak'tan mı? Ne boş zahmet.

34. Mevlana İle İlgili Sözler

Her gün bir yerden göçmek ne iyi!
 Her gün bir yere konmak ne güzel!
 Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş!
 Dünle beraber gitti cancağızım,
 Ne kadar söz varsa düne ait.
 Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

35. Mevlana İle İlgili Sözler

Yetmiş iki millet kendi sırrını bizden dinler. Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir ney gibiyiz.

36. Mevlana Sözleri

Yapılma, yıkılmadadır; topluluk, dağınıklıkta; düzeltme, kırılmada; murat, muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey buna benzer.. öbür zıtlar ve eşler de hep bunlar gibidir.
 Birisi geldi, yeri bellemeye, sürmeye başladı. Aptalın biri dayanamayıp feryat etti.
 Dedi ki: "Bu yeri neden yıkıyorsun... Neden yarıyor, dağıtıyorsun?!"
 Adam dedi ki: "A ahmak, yürü git.. benimle uğraşma! Sen yapılmayı yıkılmada bil!"
 Bu yer, böyle çirkin ve yıkık bir hale gelmedikçe, nasıl olur da gül bahçesi, buğday tarlası haline gelir?
 Düzeni alt üst olmadıkça nasıl olur da bostanlık, ekinlik olur, mahsul ve meyve yetiştirir?
 Yarayı neşterle deşmedikçe iyileşir, onulur mu hiç?
 Ahlatın, ilaçla yıkanmadıkça hastalığın nasıl geçer, nasıl şifa bulursun?
 Terzi kumaşı paramparça eder. Bir kimse çıkıp da o sanatını bilen terziye, mevlana sözleri
 "Bu canım atlası neden bu hale getirdin, neden kestin; ben kesik kumaşı ne yapayım?" der mi?
 Her eski yapıyı yaparlar, yenilerlerken eski yapıyı yıkmazlar mı?
 Marangoz, demirci ve kasap da bunun gibi, yeni bir şey yapacakları zaman önce o şeyi yıkıp yakıp harap etmez mi?
 O helileyi, belileyi dövmek -de öyledir-, onları adeta telef etmek, bedenin yapılmasıdır.
 Buğdayı değirmende ezmeseydin ondan ekmek yapılabilir miydi? Bizim soframızı bezeyebilir miydi?

37. Mevlana Sözleri

Hz. Mevlana'ya sormuşlar "aşk nedir?" diye. Ben ol ki bilesin! demiş...

38. Mevlana Sözleri

"Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun..., Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz....... Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır..!"

39. Mevlana Sözleri
 
Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır.

40. Mevlana Sözleri
 
Varlık, yoklukta görülebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilir.

41. Mevlana Sözleri
 
Dünya uykudaki kişinin gördüğü rüyadır.

42. Mevlana Sözleri
 
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.

43. Mevlana Sözleri
 
Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.

44. Mevlana Sözleri
 
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyeceğim kimse olmadığından yalnızım ben.

45. Mevlana Sözleri
 
Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın.

46. Mevlana Sözleri
 
Akıl, canla idrak sahibi olmuş, canla aydınlanmıştır. Ruh, nasıl olur da aklın tasarrufuna girer.

46. Mevlana Sözleri
 
Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça, mücevher olup yüzüğe takılır mı hiç?

46. Mevlana Sözleri
 
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.

46. Mevlana Sözleri
 
Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.

46. Mevlana Sözleri
 
Pirlik, saçın sakalın ağarması ile elde edilmez. İblisten daha ihtiyar kim var? 

46. Mevlana Sözleri
 
Bal yiyen, arısından gocunmaz.

47. Mevlana Sözleri
 
Üzülme der Mevlana ..! İstediğin bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur. . . !
Zeynep Sayılır tarafından eklendi

http://www.yenimakale.com/mevlana-sozleri.html#ixzz1oqGAJZfi



Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
 
Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.
 
Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş..
 
Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır..

Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir..

Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.

Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki..

Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?
 
İsa’nın eşeğinden şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.
 
Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
 
Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
 
Leş, bize göre rezildir ama, domuza, köpeğe şekerdir,helvadır.
 
Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
 
Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.
 
Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.
 
Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?
 
Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar
 
Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.
 
O beden testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına
 bakarsan yolu yitirdin.
 
Genişlik, sabırdan doğar.
 
Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
 
Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur. Kıskançlık ateşten meydana gelir.
 
Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.
 
Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok.
 
Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin. Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.
 
Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler.
 
Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek, inciyle denizin varlığından da şüphe eder.
 
Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
 
Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir.
 
Ayın, geceye sabretmesi, onu apaydın eder. Gülün, dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir. Arslanın, sabredip
 pislik içinde beklemesi, onu deve yavrusu ile doyurur.
 
Zahidin kıblesi, lütuf, kerem sahibi Allah’tır. Tamahkarın kıblesi ise altın torbası.
 
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur..
 
Sarhoş, cinayeti yapar da sonra “özrüm vardı, kendimde değildim”der. Kendinde olmayış, kendiliğinden gelmedi sana,
 onu sen çağırdın.
 
İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır.
 
Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan, toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.
 
Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış,oysa önünde yüzlerce dağ var
 
Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.
 
Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak,başka yere koymak.
 
Hiçbir kafire hor gözle bakmayın. Müslüman olarak ölmesi umulur çünkü.
 
Şu deredeki su,kaç kere değişti,yıldızların akisleri hep yerinde.
 
Yol kesenler olmadıkça ,lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça,sabırlılar ,gerçek erler,yoksulları doyuranlar nasıl belirir,anlaşılır?
 
Oyun ,görünüşte akla uymaz ama çocuk oyunla akıllanır.
 
Anlayış,edep şehirlilerdedir. Ziyafet,garip konaklamak da köylülerde.
 
Resimler ister haberleri olsun,ister olmasın,hepsi de ressamın elindedir,o elden çıkar.
 
Alışsan güvercin sallanan kamıştan kaçar mı hiç?O kamıştan göklere uçan yere alışmamış olan güvercin ürker,kaçar.
 
Mal, sadakalar vermekle hiç eksilmez. Hayırlarda bulunmak,malı yitmekten korur.
 
Çalınmış kumaş,devamlı kalmaz insanda. Hırsızı da darağacına götürür.
 
Ağlayışın,feryat edişin bir sesi,sureti vardır. Zararınsa sureti yoktur. Zararda insan elini dişler ama zararın eli yoktur.
 
Her korkuda binlerce eminlik vardır,göz karasında onca aydınlık mevcut.
 
Verdiğini geri alan kişi, köpek gibi kusmuğunu yemiş olur.
 
Şarap kadehtedir ama kadehten meydana gelmemiştir ki. Ağzını,şarabı verene aç.
 
Ekme günü gizlemek toprağa tohumu saçmak günüdür. Devşirme günüyse tohumun bittiği gündür,karşılığını bulma günüdür.
 
Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
 
Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
 
Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
 
Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler
 
Çayırlıktan, çimenlikten esip gelen yel, külhandan gelen yelden ayırt edilir.
 
Dünya malı, bedene tapanlara helaldir.
 
Gerçek kokusuyla, ahmağı kandıran yalan sözün kokusu, miskle sarımsak kokusu gibi, söz söyleyenin soluğundan anlaşılır.

Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.

Ahlaksızların bağırışıyla, yürekli yiğitlerin naraları, tilkiyle arslanın sesi gibi meydandadır.
 
Kötü nefis, yırtıcı kuştur.
 
Hırsın yemdir, cehennemse tuzak.
 
Doğan, avdan av getirir, fakat kendi kanadıyla uçar da avlanır. Padişah da bu yüzden onu keklikle, çil kuşuyla besler.

Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.
 
Yemekle dolu karın, şeytanın pazarıdır.
 
Sözle anlatılan şey, yalan bile olsa, kokusu, gerçek olduğunu da haber verir, yalan olduğunu da.
 
Canım bedenimde oldukça, kulum, köleyim, seçilmiş Muhammet’in yolunun toprağıyım. Birisi sözlerimden bundan başka söz
 naklederse, o kişiden de bezmişim ben, o sözden de.
 
Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar
 kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.

Mumundur karanlık veren sana. Anlatırdım bunu ama, gönlünün beli kırılıverir. Gönül şişesini kırarsan artık, yaşamak fayda vermez.

Rüşvet alan para pul padişahı değiliz. Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.
 
Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
 
İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir.
 Görememek ayıbı, göstermemek kusuru, uğursuz nefsin parmağına ait işte.
 
İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak dostu görene denir.

A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın, tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.

Bir gömlek derdine düşeceksin ama belki o gömlek kefen olacaktır sana.

Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.
 
Saman çöpü gibi her yelden titrersin. Dağ bile olsan, bir saman çöpüne değmezsin.

O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
 
Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra
 
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
 
Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
 
Ağzını kapa ve altın dolu avucunu aç. Ceset cimriliğini bırak da cömertliği seç.

İnanmışsan, tatlı bir hale gelmişsen, ölüm de inanmıştır, tatlılaşmıştır. Kafirsen, acılaşmışsan, ölüm de kafirleşir, acılaşır sana.

Doğruluk, Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.

Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek Allah’ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir.

Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.
 
Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı, meyvalar aşağı doğru çeker. Meyvasız bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi
 havada olur.
 
Topluluk bizim yanımıza geliyor. Susacak olsak, incinirler. Bir şey söyleyecek olsak, onlara göre söylemek lazım geldiğinden o zaman da biz inciniriz
 
Ümit, güvenlik yolunun başıdır.

Kuş seslerini öğrenen kimse, kuş olmadığı gibi aynı zamanda kuşların düşmanı ve avcısıdır.

Dert, insana yol gösterir.

İman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte, iman ise her zaman farzdır.

İki canlı kuşu birbirine bağlasan, dört kanatlı oldukları halde uçamazlar, çünkü ikilik mevcuttur.

Sokak köpeğine ister altın, ister yünden tasma tak, yine sokak köpeği olmaktan kurtulamaz.

Cübbe ve sarık ile alimlik olmaz. Alimlik, insanın zatında bulunan bir hünerdir.

Değil mi ki gönül mutfağında yemekler tabak tabak, peki ne diye aşağılık kişilerin mutfağına kase tutacakmışım?

Hangi tohum yere ekildi de bitmedi, ne diye insan tohumunda böyle bir şüpheye düşüyorsun?
 
Testi taştan korkar ama o taş çeşme oldu mu, testiler her an ona gelmeye can atar.
 
Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır.
 
Altın aramıyorum, altın olmaya yeteneği olan bakır nerede?

Varlık peteğini ören arıdır. Arıyı vücuda getiren mum ve petek değildir. Arı biziz. Şekil sadece bizim imal ettiğimiz mumdur
 
Dünya köpüktür. Tanrı sıfatlarıysa denize benzer. Fakat şu cihan köpüğü, denizin arılığına, duruluğuna perdedir.

Sözün içini elde etmek için harf kabuğunu yar. Saçlar da sevgilinin yüzünü, gözünü örter.

Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun.

Biz, tulumla, küple, testilerle tatmin olmayız. Bizi çekip ırmağınıza götürün.

Dünyaya demir atmış Karun’u, yer çekti, yuttu. Ulular ulusu İsa’yı gökyüzü çekti, yüceltti.
 
Ekmek, beden hapishanesinin mimarıdır.

Gübre olup bostanın gönlüne giren pislik, yok olur gider de pislikten kurtulur, kavunun, karpuzun lezzetini arttırır.

Avlanmak istedik mi uçup gittiğimiz yer Kafdağı’dır. Akbaba gibi leş avlamayız biz.
 
Bir köpeğin önüne bir çuval şeker koysan bile, onun gönlü yine leş peşindedir. Şekerden ne anlar o?

Allah ile birleşmek demek, senin varlığının O’nunla birleşmesi demek değildir. Senin yok olmandır.
 
Küfürle iman, yumurtanın akıyla sarısına benzer. Onları ayıran bir berzah var, birbirine karışmazlar.

Köpekler gibi kızmayı bırak, arslanların gazabına bak. Arslanların gazabını görünce de var, bir yaşına girmiş koyun gibi
 yavaş ol.

Din evinde haset faresi bir delik açar ama kedinin bir miyavlaması ile ürker kaçar.

Kadınlar, aklı olanlara, gönül sahiplerine pek üstün olurlar. Cahillere gelince, onlar, kadına üstündür. Çünkü tabiatlarında
 hayvanlık vardır. Sevgi ve acımak, insanlık vasıflarıdır. Hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasıfları.
 
Mümin bir kopuza benzer. Madem ki inanan kişi feryat edip ağlamada kopuzdur, kopuz kendisine mızrap vuran
 olmadıkça feryat etmez.

Madem ki, akıl babandır beden de anan, oğulsan babanın yüzüne bak.
 
Yeryüzü ile dağda aşk olsaydı, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi.

Kuş, kafeste kaldıkça başkasının buyruğu altındadır. Kafes kırıldı da kuş uçtu mu, nerede ona geçecek buyruklar?
 
Bal çanağının ağzı kapalı. Sen ise, üstünü, yanını yalayıp duruyorsun. Çanağı yere çal,

İnsana bütün korku içinden gelir fakat insanın aklı daima dışarıdadır.
 
Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sığacak oluğa deniz?

O kadar çok koşmayın, o kadar yorulmayın, şu yerin altında çırak ne olmuşsa usta da o olmuştur.
 
Bir lağımın pis kokusunu koklamak, ruhu kokuşmuş zenginlerle sohbetten yüz misli iyidir.

Sen, yeni bir çocuk doğurmadıkça, kan tatlı süt haline gelmez.
 
Hırsızlara, kötülere, alçaklara acımak, zayıfları kırıp geçirmektir.

Aşk, davaya benzer. Cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.

Tohum yerde gizlenir de, o gizlenmesi bağın, bahçenin yeşermesine sebep olur.

Yazı yazılırken eli görmeyen kişi, yazı kalemin oynamasıyla yazılıyor sanır.

Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra gülün kokusunu nereden duyabiliriz? Gülsuyundan!
 
Firavun, yüzbinlerce çocuk öldürttü, aradığıysa evinin içindeydi.

Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki suysa, gemiye arka olur.

Aynanın berraklığını yüzüne karşı söylersen, ayna hemen buğulanır, seni göstermez olur.

Eşek, suyun kadrini bilseydi, ayak yerine baş koyardı ırmağa.

Aklın deveciye benzer, sense devesin. Aklın seni ram eder, ister istemez dilediği yere çeker götürür.

Eğer parça buçukta bütünle beraberdir, ondan ayrılmaz diyorsan, diken ye, diken de gülle beraberdir.
 
Gümüşün dışı aktır, berraktır ama onun yüzünden el de kararır, elbise de.

Ateşin kıvılcımlarıyla al al bir yüzü vardır. Ama yaptığı kötü işe bak, karanlığı seyret.
 
Yoksul, cömertliğin aynasıdır.
 
Peygamberler insanları Allah’a ulaştırmak için gelmişlerdir. İnsanların hepsi bir bedense, kulla Allah birleşmişse kimi kime ulaştıracaklar?

Bir mumdan yakılan mumu gören, gerçekten de asıl mumu görmüştür. Düşünenlerin düşündürdükleri…

Sabır, genişliğin anahtarıdır.
 
Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen varlığını yaka dur.

Ana karnındaki çocuğa doğmak, dünyadan göçmektir
 
Somuna benzer bir şey düzsen, emdin mi, şeker gelir ondan, ekmek tadı değil.
 
Terazide arpa altınla yoldaş olur ama bu, arpanın da altın gibi değerli olmasından değildir.

Koruktaki su ekşidir ama koruk üzüm olunca tatlılaşır, güzelleşir. Derken küpte yine acır, haram olur fakat sirke olunca
 ne güzel katıktır.

Ay, yıldızlardan utanır ama yine de cömertliği yüzünden yıldızların arasında bulunur.

İnanan, inananın aynasıdır.
 
Sen şekillerde kalırsan puta tapıyorsun demektir. Her şeyin şeklini bırak, manasına bak
 
Rengi kara bile olsa, bir kişi seninle aynı maksadı güdüyorsa, ona ak de, senin rengindedir.

Hacca gideceksen, bir hac yoldaşı ara. İster Hint’li olsun, ister Türk, ister Arap. Şekline, rengine bakma, maksadı ne,
 ona bak.
 
Yokluk, varlığın aynasıdır.

Arslanın boynunda zincir bile olsa, bütün zincir yapanlara beydir arslan.

Zıddı meydana çıkaran, onun zıddı olan şeydir. Bal, sirkeyle belirir.

Kasırga pek çok ağaçlar yıkar fakat yeşermiş bir ota ihsanlarda bulunur.

Dostların ziyaretine eli boş gelmek, değirmene buğdaysız gitmektir.

Herkes güneşi görebilseydi, güneşin ışıklarına delalet eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı?
 
Hiç köpeğin havlaması, ayın kulağına değer mi?
 
Huzurunda bulunmayanlara bile böyle elbiseler, böyle yiyecekler verirse, kim bilir konuğun önüne ne nimetler koyar.

Hıristiyanların bilgisizliğine bak ki, asılmış Tanrı’dan medet umuyorlar.

Resim, ressama, beni kusurlu yaptın diye söz mü söyleyebilir?

İnsanoğlu, dilinin altında gizlidir. Dil, can kapısının perdesidir. Yel, perdeyi kaldırdı mı ne var, belirir bize.

Sen de sağ eline bir sopa aldın ama senin elin nerede, Musa’nın eli nerede
 
Akıllı birisinden gelen cefa, bilgisizlerin vefasından iyidir.

Kara odun ateşe eş oldu mu, karalığı gider, tümden ışık kesilir.
 
Bağış, kine merhemdir.

Tahta içinde yaşayan kurt, o tahtanın fidan olduğu vakit ki halini bilir mi hiç?

Madem ki hırsızsın, bari o güzelim inciyi çal, madem ki gebe kalıyorsun, bari yüce bir çocuğa gebe kal.

Korukla üzüm birbirine zıttır ama, koruk olgunlaştı mı güzel bir dost olur.

Tanrı yüzünü çirkin yaratmışsa, kendine gel de, hem çirkin yüzlü hem çirkin huylu olma bari.

Aynada bir şekil görürsün hani, senin şeklindir o, aynanın değil.

Satrançta piyon yola çıkar da, sonunda yüce vezir olur.
 
Kibir kokusu, hırs kokusu, tamah kokusu, söz söylerken soğan gibi kokar.
 
Sonsuzun iki yanı da yoktur, ortası nasıl olabilir?

Dosttan, yakınlardan gelen bir cefa, düşmanın üçyüzbin cefasına bedeldir.
 
Bal yiyen arısından gocunmaz..

Güneşin ışığı pisliğe vursa bile pislenmez, ışıktır o.

Başın ırmağın suyuna daldı mı, suyun rengini nasıl görebilirsin?
 
Davud’un elinde mum oluyor, senin elindeyse mum, demire dönüyor.
 
Sabır, insanı maksadına en tez ulaştıran kılavuzdur.
 
Yılan yumurtası da serçe yumurtasına benzer ama aralarında ne kadar fark var.
 
Bilginin, iki kanadı vardır, şüphenin tek.
 
İkiyüz batman bala, bir okka sirke döksen, balın içinde erir, gider. Balı tattın mı sirkenin tadını bulamazsın fakat tartarsan bir okka fazla gelir. Demek ki sirke, hem yok olmuştur, hem vardır.

Bir kuyudan her gün toprak çeker, her gün orayı kazar, eşersen, sonunda arı duru suya ulaşırsın.
 
Denizden bile yerine su koymadan devamlı su alsan, bu işin denizleri çöle çevirir.
 
Sen, yerdeki yeşillik gibisin, ayağın bağlı. Bir yel esti mi, tam inanca ulaşmadan başını sallarsın.
 
Oltandaki et lokması, balık avlamak içindir. Öyle lokma ne bağıştır ne cömertlik.
 
Sözün eğri olsa da, anlamı doğru bulunsa, sözdeki o eğrilik, Tanrı’ya makbuldür.
 
İçen akıllıysa, aklının parlaklığı daha da artar, fakat kötü huyluysa daha beter olur. Ama halkın çoğu kötü olduğundan,

beğenilmez huylara sahip bulunduğundan, içki herkese haram edilmiştir.

Eşeğin ardını öpmekte bir tat, tuz yoktur. Faydasız yere, sakalını, bıyığını kokutur.
 
Pirlik, saçın sakalın ağarması ile elde edilmez. İblisten daha ihtiyar kim var?
 
Tavus kuşu gibi sadece kanadını görme, ayağını da gör.
 
İnci de denizin dibinde, taşlarla beraberdir. Övünçte, ayıpların arasındadır.

Pirenin ısırışından meydana gelen yanış, seni yılan soktu mu yok olur gider.

Öküz, ansızın Bağdat’a gelir, şehri bir baştan öte gezip, dolaşır. Bütün o zevki, hoşluğu, tadı, tuzu görmez de göre göre
 karpuz kabuğunu görür.

Hani bir hayvan vardır, porsuktur adı. Dayak yedikçe semirir, büyür, köteği yedikçe daha iyileşir, sopa vuruldukça
 semirir, insan da gerçekte porsuktur, çünkü o da dert, mihnet sopasıyla büyür, semizleşir.
 
Uçan kuş, yeryüzünde kalsa tasalanır, derde düşse ağlayıp inlemeye koyulur. Fakat ev kuşu, kümes hayvanı, yeryüzünde
 sevinçle yürür, yem toplar, neşeyle koşar durur.
 
Ölülerle savaşıp gazilik elde edilmez.
 
Hoş, güzel ömür, yakınlık aleminde can beslemektir. Kuzgunun ömrü ise fışkı yemeye yarar.

Kin, sapıklığın da aslıdır, kafirliğin de.

Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
 
İnciyi sedefin içinde ara, hüneri de sanat ehlinden iste.
 
İnsan bir ağaca benzer, kökü, ahdinde durmaktır.
 
Susmakla canın özü, yüzlerce gelişmeye ulaşır. Ama söz, dile geldi mi, öz harcanır.
 
Ömür de Allah’la hoştur, ölüm de. Allah’a kavuşmadıktan sonra, ab-i hayat bile ateştir. ALLAH
 
Hiç ay, yeryüzünde ev sahibi olur mu?
 
Hırs, çirkinlikleri bile güzel gösterir.
 
Padişahın adamlarından biri, zindanın burcunu yıksa, zindancının gönlü bu yüzden kırılır mı hiç?
 
Hiçbir şeyden haberi olmayan cansızlardan, gelişip boy atan bitkiye, bitkiden yaşayış, derde uğrayış varlığına, sonra
 güzelim akıl, fikir, ayırt ediş varlığına geldin.
 
Yol afetleri içinde şehvetten beteri yoktur.
 
Demirciliği bilmiyorsan, demirci ocağından geçerken sakalın da yanar, saçın da.
 
Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça, mücevher olup yüzüğe takılır mı hiç?

Padişah, töhmet altına alınanı Karun’a çevirir. Artık suçsuzu ne hale kor, onu sen düşün.
 
Eğri ayağın gölgesi de eğridir.
 
Tam inanç aynası kesilen kişi, kendini görse bile, Tanrı’yı görmüş olur.
 
Bilgiye ulaştı mı ayak, kanat olur.
 
Göz olgunlaştı mı, temeli, özü görür. Ama kişi şaşı oldu mu parça buçuğu görür ancak.
 
Sınama, deneme yolunda bilgi, tam inançtan aşağıdır, zindansa yukarı.
 
Can, doğan kuşuna benzer, beden ona bir tuzak




0 Yorum - Yorum Yaz
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri