Cihan SOFUOĞLU
cihansofuoglu@oncekultur.com
TEMEL PRENSİPLER
27/06/2016 Bir önceki yazıda un-yağ-şeker ve helva yapamayan astsubaylardan söz etmiş, yazının sonunda bu konuda olması gereken ilkelerin neler olabileceği konusunda bir çaba içinde olacağımı belirtmiştim. Aslına bakarsanız burada mucize ortaya koyacak değilim, çünkü öyle bir mucize zaten yok! Yalnızca genel başarı kriterlerine ve başarılı derneklere bakarak bir sonuca varmak, çıkarımlarda bulunmak mümkün, yapmak istediğim de bu. Yoksa kimsenin eline sihirli değnek tutuşturmak olası değil. TEMEL PRENSİPLER 1. Astsubay ortak paydasında, astsubaylık çatısı altında buluşmak ve başka kriter koymamak (Din, etnik köken, siyasi görüş, kuvvet ayrımı, akla gelebilecek her türlü farklılığı dışarıda tutmak) 2. Ben'likten sıyrılıp, biz olabilmek, 3. Tamamen toplumun beklentileri ile uyumlu ve toplumun taleplerini esas alan demokratik, katılımcı, tek kişinin değil, yönetimde yer alan kişilerin ortak yönetimini esas almak, 4. Basitten karmaşığa doğru, gerçekleştirilmesi mümkün konulara odaklanmak, 5. Hiçbir kişiyi, kurumu, sosyal gurubu hedef almadan yalnızca kendi hedeflerine yürümek. (Elbette bayrak, millet, şehit, vatan gibi ortak kavramlara siyasi renk vermeden görüş belirtmek bu kapsamın dışındadır.) 6. Denenmiş yöntemleri tekrar denemek yerine astsubayların geçmişini detaylı ve çok yönlü inceleyip, denenmemiş yöntemleri denemek, geçmişin tecrübelerinden azami derecede yararlanmak temel ilke olmalıdır. 7. Tek adam olma hevesi maalesef ciddi ruhsal bir hastalıktır. Yönetimin başına gelenlerin gittikçe, özellikle başarısız olduklarında despotlaştığı, ne yazık ki siyasetten derneklere her alanda görülen yaygın, bulaşıcı ve toplumsal bağlılık dokusunu aşırı tahrip edici bir yönetimsel kanser olduğu açıktır. O nedenle yöneticiler ve yönetimler bu hastalıktan kendilerini korumalıdır. Aksi takdirde toplumla bağları kopar ve yönetimler topluma zarar vermeye başlar, bu önemli husus asla göz ardı edilmemelidir. 8. Hiçbir kanun dışı, aşırı tutuma yönelinmemelidir. Aşırılık ve kanun dışılık istisnasız her haklı mücadeleyi haksız hale getirir. Haklı iken haksız duruma düşmek bu yolla olur. 9. Tüm sosyal alanlarda başarılı olmanın olmazsa olmaz şartı "kamuoyu" oluşturmaktan geçer. Sorunları topluma doğru, anlaşılır ve samimi olarak anlatmak, kimseyi hedefe koymamak gerekir. 10. Ülkemizde hukukun çok başarılı olduğunu söylemeyi ben de çok isterdim ama ne yazık ki değil. Ancak her şeye rağmen hukuk yolu dikenli de olsa, dolambaçlı da olsa, hukuki mücadele en temel yöntem olmalıdır. 11. Her toplumda farklı görüşler olacaktır, olmalıdır. Çok radikal, iyi niyetten uzak, şova dönük görüşler dışında kalan makul, anlaşılabilir, tolere edilebilir her görüşe saygı duyulmalı, sırf muhalif kişilerden geldiği için göz ardı edilmemelidir. Muhalif kişiler ötekileştirilmemeli, toplum içinde kalmaları, yer bulmaları sağlanmalıdır. 12. Yönetimler, yönetim dışından astsubaylardan mutlaka yararlanmalıdır. Yönetimin koordinatörlüğünde sosyal çevresine, faaliyet alanlarına göre en fazla 3 kişilik guruplar siyaset, basın, sivil tolum örgütleri gibi etkin alanlarda faaliyet yürütmelidir. 13. Yönetim topluma açık yönetim kurulu toplantıları yapmalı, ekonomik açıdan mümkün olduğu takdirde il başkanlıklarında ve yine topluma açık yapılmalıdır. Bu husus aidiyet hissinin oluşması için önemlidir. (Elbette yönetimlerin kendi arasında özel toplantıları olacaktır) 14. Özellikle bütçe dönemlerinde, yönetim veya yönetim dışından becerikli, etkin bir gurup TBMM'de nöbette olmalıdır. 15. Geçmiş yönetimlerin hatalarını tekrar etmemek başlı başına başarı vesilesidir. 16. Kısaca ve özet olarak, toplumunun desteğine sahip, hedeflerini belirlemiş, planlı, etkin bir yönetimin başarısız olması mümkün değildir.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Mahkeme - 01/10/2018 |
Burası Türkiye’ydi ve bu durum şaşırtıcı değildi. |
İlahi Adalet - 05/08/2018 |
Uzun yıllardır tanırım, evli, dört çocuk babasıdır Salih. (adını değiştirdim, gerçek adı Salih değil) |
SÖZDE DİN ADAMLARINA - 23/07/2018 |
Gerçek din adamlarını tenzih ediyorum, İslam coğrafyasının içinde bulunduğu durumdan, siz, sözde din adamları sorumlusunuz. |
MEMLEKET GİBİYİM - 08/01/2018 |
Bir rulo tuvalet kâğıdı sehpada duruyor, burnum bakımsız cami tuvalet çeşmesi gibi akıyor, burnum sanki büyüyüp iki katı oldu, silmekten kızardı. |
SOSYAL MEDYA MAYMUNLUKLARI - 06/10/2017 |
Çağın hastalığı mı, yoksa çağın mucizesi mi? Kesin olan bir şey var, ikisinin arasında bir yerde değil! Ya hastalık, ya mucize! |
MUSUL, KERKÜK, KUZEY IRAK, DIŞ POLİTİKA - 19/09/2017 |
Dış politika sanattır, satrançtır. |
ÜLKEMDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİ - 04/09/2017 |
Terör Örgütü bol bir ülkeyiz… |
SİZDE TEKSAS TOMMİKS KİTAPLARI VAR MI? - 30/08/2017 |
Altmışını devirdikten sonra nereden çıktı diyeceksiniz biliyorum, dersiniz siz. Hayır, henüz ikinci çocukluk evresine ulaşamadım. |
İLK ŞAPLAK VE SONRASI - 15/08/2017 |
Ebenin popomuza vurduğu şaplakla başlayıp, imamın pamuk tıkaması arasında geçen süreyi yaşam olarak adlandırıyoruz. |
Devamı |