Cihan SOFUOĞLU
cihansofuoglu@oncekultur.com
TERÖR DERKEN
04/07/2016 Terör’ün GLOBAL OLARAK kabul gören ortak bir tanımı yoktur, genelde her tanım tartışmalıdır ve ilgilisine göre farklı BAKIŞ AÇILARI içerir. Kısaca terörü genel anlamıyla tanımlamak gerekirse: “Bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için yarattığı ortak korku" olarak tanımlanır. Oxford İngilizce Sözlükte "Genellikle siyasal nedenlerle, halkın gözünü korkutmak ve halkı yıldırmak için dehşet öğesini kullanmak" olarak, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ise "Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş" olarak tanımlanır. Bu tanımlardan varabileceğimiz ortak nokta “korku yaratarak, yıldırma” dır. Askeri literatür de ise “gayri nizami harp”, ya da “düşük yoğunluklu savaş” olarak adlandırılır. Kavram konusunda uluslararası alanda ortak bir tanım bulunamadığı gibi, maalesef, terör gurupları amaçlarına göre, bazılarına göre “terörist” olarak tanımlanırken, bazılarına göre ise “gerilla, özgürlük savaşçısı, ayrılıkçı gurup ve hatta mücahit” gibi daha sempatik adlarla anılabilmektedir. Bir devletin terör örgütü olarak gördüğüne diğer bir devlet sempati ile yaklaşabilmekte, politik çıkarlarına uygun düştüğü için destek bile verilmektedir. Ülkemizi tehdit eden belli başlı, bize göre terör örgütlerine komşularımızın yaklaşımına kısaca göz atalım. Yunanistan: Türkiye karşıtı her türlü terör örgütüne sempati ile bakar ve destekler (PKK ve sol örgütler Yunanistan tarafından her zaman desteklenmiştir.) Avrupa: PKK, Fransa, Almanya, Norveç gibi ülkelerde açıkça örgütlenebilmekte, destek görmektedir. İngiltere ise el altından destek vermektedir. ABD: PKK ile her zaman bağlantılı olmuş, Türkiye’nin yanında gibi görünmekle birlikte PKK ile irtibatını her zaman sürdüre gelmiştir. Suriye: Yıllarca PKK Liderini ülkesinde barındırmıştır. Türkiye’nin açık savaş tehdidi sonucu ülkesinden çıkarmış, ancak her türlü yardıma devam etmiştir. IRAK-Kuzey Irak: PKK’nın ana karargâhı bu gün Kuzey Irak Topraklarındadır ve her türlü lojistik desteği Kuzey Irak topraklarından sağlamaktadır. (Türkiye, Kuzey Irak’ı beslemekte ve dolaylı olarak ta PKK’ya lojistik destek sağlamaktadır, ilginç bir sarmal!) Ve IŞID, Özellikle İslam coğrafyasında zemin bulan ve kanlı eylemleri, radikal dinci yaklaşımları ile ABD tarafından kurulduğu iddia edilen ve şu anda doğu-batı herkesin başına bela olan IŞID sadece İsrail’e yönelik bir eylem içinde yer almamıştır. 11 Eylül olayları dışında ABD’de ciddi bir eylem içinde olmamıştır. Terörün amacı korku salmak olduğuna göre eylem alanı sınırsızdır. Bu gün bir metro istasyonu, yarın bir havaalanı, öbür gün bir miting alanı, bir başka gün alışveriş merkezi… En son Atatürk Hava Limanı’nda gerçekleştirilen terör eyleminden sonra Havaalanları daha sıkı korunacaktır, yeni tedbirler alınmıştır. Ancak; belki de şu anda hiç beklenmedik bir başka yere terör eylemi planlanmakta olabilir. O halde yapılması gereken, yıldırım düşen yere paratoner koymak değil, top yekûn önleyici tedbir almaktır. Önleme İstihbarat ile mümkündür. Silahlı Kuvvetlerin özellikle teknik takip imkânı yok edilmiştir. İstihbaratı GES K.lığının MIT’e devri ile ciddi zaafa uğratılmıştır. Dilim varmıyor ama, bitirilmiştir. Polis teşkilatı tam bir kargaşa içindedir. Paralel Yapı adı altında (haklı haksız olma durumundan tamamen bağımsız olarak) birçok polis gözaltındadır. Şablon suç, bu dönem için Paralelci olmaktır. Gerçekten belli bir örgüte mensubiyetin yanında sırf şahsi kin, çıkar gibi nedenlerle insanlar şablon suçla suçlanabilmektedir. Eğer Kızılay’ın göbeğinde, Hava Kuvvetlerinin 50 metre uzağında, en büyük havalimanımızın dış hatlar terminalinde teröristler bomba patlatabiliyorsa, istihbarat zafiyeti olmadığını söylemek, söyleyenin kendisinin bile inanmadığı çok ucuz bir bahane arayışından öteye geçemez. Terörün önüne nasıl geçilir? Önce güçlü ve çok yönlü istihbarat,
Günlük politikalar, samimiyetten uzak açıklamalar, hafife alarak halkın tepkisini azaltma çabaları, teröre karşı her alanda sonuç alıcı mücadele yerine, sadece teröristle uğraşmak, geçici sonuçlar alınsa bile kalıcı çözüm olmaktan çok uzaktır. Bu halk, can kayıplarına nereye kadar tahammül edecektir? Ne zamana kadar maddi-manevi bedel ödeyecektir? Bu soruları sormanın zamanı geldi de geçiyor, halkın doğrudan sürüklendiği bir iç savaş, bir kardeş kavgasının ayak seslerini duymamak için sağır olmak gerekir! NOT: Başta Aziz şehitlerimizin yüreğimize emanet ettikleri ailelerinin, gazilerimizin, Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik kuvvetlerimizin, ülkemizde yaşayan istisnasız inancı ne olursa olsun herkesin, Ramazan bayramını kutluyor, öncelikle İslam Âlemi ve sonra da insanlık âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Mahkeme - 01/10/2018 |
Burası Türkiye’ydi ve bu durum şaşırtıcı değildi. |
İlahi Adalet - 05/08/2018 |
Uzun yıllardır tanırım, evli, dört çocuk babasıdır Salih. (adını değiştirdim, gerçek adı Salih değil) |
SÖZDE DİN ADAMLARINA - 23/07/2018 |
Gerçek din adamlarını tenzih ediyorum, İslam coğrafyasının içinde bulunduğu durumdan, siz, sözde din adamları sorumlusunuz. |
MEMLEKET GİBİYİM - 08/01/2018 |
Bir rulo tuvalet kâğıdı sehpada duruyor, burnum bakımsız cami tuvalet çeşmesi gibi akıyor, burnum sanki büyüyüp iki katı oldu, silmekten kızardı. |
SOSYAL MEDYA MAYMUNLUKLARI - 06/10/2017 |
Çağın hastalığı mı, yoksa çağın mucizesi mi? Kesin olan bir şey var, ikisinin arasında bir yerde değil! Ya hastalık, ya mucize! |
MUSUL, KERKÜK, KUZEY IRAK, DIŞ POLİTİKA - 19/09/2017 |
Dış politika sanattır, satrançtır. |
ÜLKEMDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİ - 04/09/2017 |
Terör Örgütü bol bir ülkeyiz… |
SİZDE TEKSAS TOMMİKS KİTAPLARI VAR MI? - 30/08/2017 |
Altmışını devirdikten sonra nereden çıktı diyeceksiniz biliyorum, dersiniz siz. Hayır, henüz ikinci çocukluk evresine ulaşamadım. |
İLK ŞAPLAK VE SONRASI - 15/08/2017 |
Ebenin popomuza vurduğu şaplakla başlayıp, imamın pamuk tıkaması arasında geçen süreyi yaşam olarak adlandırıyoruz. |
Devamı |