• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Dede Ersel AKSU: ASSUBAYLAR NE İSTİYOR?

ÖNSÖZ; 

NewYork’ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci bir gün, bir şairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır.

Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar Dilencide sekiz dolar kadar olduğunu söyler.Bunun üzerine şair,dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar;

‘Şimdi buraya senin kazancını arttıracak bir şeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin’ der ve oradan ayrılır .

Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca…

Dilenci: ‘Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?

Bunun üzerine şair gülümser ve:

Tabelada ” Doğuştan körüm, yardım edin ” yazıyordu.

Bense ” Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim diye yazdım “der.

Önemli olan, anlatılmak istenen seyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; Her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır.

Bende tüm ilgililerce, assubay camiasının sorunlarını daha açık net anlatmak ve iletebilmek amacıyla bu kitapçığı yazdım. Yapacaklarını umduğum çalışmalara iyi bir kaynak olarak kullanmaları dileğiyle. 

Saygılarımı sunarım. 
26 Şubat 2012

Dede Ersel Aksu

http://www.facebook.com/dedeersel.aksu.1?ref=tn_tnmn

ASSUBAYLAR NE İSTİYOR ?

1. MAAŞLARIN İYİLEŞTİRİLMESİ.
2. İNTİBAKLAR.
3. TAZMİNATLAR.
4. LOJMAN DURUMU.
5. OYAK.
6. TSK DİSİPLİN KANUNU.
7. RÜTBE BEKLEME SÜRELERİNİN ESKİ HALE GETİRİLMESİ.
8. MECBURİ HİZMET SÜRELERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ.
9. MOBBİNG.
10. ORDUEVLERİ VE SERVİSLER.
11. TSK VAKIFLARI.
12. SİCİL AFFI.
13. PERSONEL REJİMİ.
14. YURTDIŞI GÖREVLER VE KURSLAR.
15. DİĞER KONULAR.
16. SONUÇ VE ÖNERİLER.

***

1. MAAŞLARIN İYİLEŞTİRİLMESİ :

A. Hâlen, MİT ve Emniyet Hizmetleri sınıfından emekli olan personele verilen 100 TL ilave ödemenin kıdemli binbaşı ve altındaki emekli subay, assubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlara da verilmesidir. Kanun Tasarısı Taslağı, 24 Ağustos 2011 tarihinde MSB.lığına gönderilmiş, MSB tarafından da 09 Eylül 2011 tarihinde Başbakanlığa gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat tarihi itibarı ile 2013 Teklif tarihinden itibaren 552 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir.

B. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamında görevlendirilen subay, assubay, uzman jandarma, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere görev yaptıkları her gün için en yüksek devlet memuru aylığının brüt tutarının 1/10'u tutarında (63 TL) ödeme yapılması maksadıyla hazırlanan Kanun Tasarısı Taslağı, 10 Nisan 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile Teklif tarihinden itibaren 322 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir.


C. Mevcut durumda lojman tahsis edilmeyen personele her hangi bir tazminat ödenmemektedir. Lojman tahsis edilmeyen TSK personeline, yaklaşık 400 TL artış getirilmesini öngören teklif 18 Haziran 2008 tarihinde MSB’ye gönderilmiştir. Ancak 23’üncü yasama döneminde yasalaşmamıştır. Bunun üzerine söz konusu Kanun Tasarısının 24’üncü yasama döneminde yenilenmesi ve yasalaştırma faaliyetlerine devam edilmesi hususunu içeren Gnkur.Bşk.lığının yazısı 06 Nisan 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile İlk tekliften tarihinden bu güne 1714, ikinci tekliften bu güne 326 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir.

D. Gelir seviyesi kısmen düşük olan binbaşı ve daha alt rütbedeki subay, assubay, uzman jandarma ve uzman erbaşların maaşlarına %20 oranında artış yapılması teklifi 24 Ağustos 2011 ve 18 Kasım 2011 tarihlerinde, ayrıca binbaşı ve daha alt rütbedeki subay, assubay, uzman jandarma ve uzman erbaş maaşlarına %20 artış sağlaması için TSK Hizmet Tazminatında artış yapılmasına ilişkin teklif ise 15 Mayıs 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile İlk tekliften tarihinden bu güne 552, ikinci tekliften bu güne 287 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmekteidr.

E. (9) TSK personeline fazla mesai ücreti ödenmesi konusundaki teklif 28 Mayıs 2012’de MSB’ye gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı Teklif tarihinden itibaren 274 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir.

F. TSK personelinin özlük haklarını eğitim düzeyine göre düzenleyen tek gösterge tablosunun kullanılmasını öngören teklif, 23 Ocak 2012 tarihinde MSB’ye gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile Teklif tarihinden itibaren 400 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir.

G. 24 Saat esasına göre tutulan nöbetlerde nöbet parasının ödenmesi gerekmektedir. En ufak bir işte devletin aracı, helikopteri ile günübirlik göreve , denetlemeye gidenler rütbesine göre üst sınırdan “Geçici Görev Yolluğu” alırken 24 saat nöbet ve üzerine 12 saat mesai yapan personele; bu senin görevin demek ne kadar doğrudur ? Nöbet tutan tüm personele nöbet başına en azından bir günlük “geçici görev yolluğu” oranında ücret ödenmelidir. Tabi böyle bir uygulama başlarsa gereksiz yere tutulan fazla nöbetler anında iptal edilir, ve nöbet çeşitleri azalarak nöbet sayıları da azalır.

Ancak bu güne kadar yukarıda yapılan hiçbir teklife hükümetçe olumlu cevap verilmemiştir. Genelkurmay Başkanlığını yaptığı teklifleri ne derecede takip ettiği ise “çalışmalar sürüyor” denilerek açıklanmaktadır.

H. 1. dereceye düşmeden emekli olan bir assubay 1300 TL. civarında maaş alıyor. Peki Kd. Bçvş. muaddili bir albay ne kadar maaş alıyor? 4.000 TL. civarında. Aradaki fark 2700. TL.

Bir örnek, 4 Yıllık Polis Akademisi Mezunu bir emniyet müdürü ile 1 yıllık polis okulu mezunu polis memuru arasındaki maaş farkı sadece 300 TL.dir. Bu gün 1. dereceye düşmeden emekli olan bir astsubay açlık sınırına (1.010 TL.) paralel 1300 TL., 1. Dereceye düşerek emekli olan asubaylar ise yoksulluk sınırının (3.197 TL) çok altında 1.780 TL. civarında maaş almaktadır. 

İ. ABD de Kd.Bçvş. ile albay arasındaki maaş farkı sadece 300 dolar civarındadır. Bizde ise söz konusu maaş farkı de neredeyse 2 katıdır. ABD ordusundaki Yarbay maaşı 4350 Dolar, Kd.Bçvş Maaşı 4130 dolar civarındadır. Üstelik orada assubaylar komutanına sicilde verir!

TBMM Genel Kurulunda 22 Mayıs 2012 tarihinde kabul edilen yasa ile; diğer devlet memurlarında olduğu gibi iki veya daha fazla süreli yüksek öğrenimi bitiren assubayların 1 inci derecenin 4 üncü kademesine kadar yükselebilmeleri sağlanmıştır. Ancak göstergede değişiklik yapılmadığından bu iyileştirmenin maddi anlamda hiçbir katkısı olmamıştır. Sadece 4,7 TL. maaş artışı olmuştur.)

***

2. İNTİBAKLAR:

A. 2’nci dereceden emekli olmuş assubayların 1’inci dereceye intibak işlemlerinin yapılması yönündeki teklif 28 Mayıs 2012’de MSB’ye gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile Teklif tarihinden itibaren 274 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir

B. 2 ve 3’üncü dereceden emekli olmuş personele ödenen emekli maaşını 1’inci dereceden emekli olmuş personelin maaşına yaklaştıracak şekilde hazırlanan Kanun Tasarısı Taslağı 09 Eylül 2011 tarihinde Başbakanlığa gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile Teklif tarihinden itibaren 536 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir

C. Subay, assubay, uzman jandarma ve uzman erbaşların öğrenim durumlarına göre göreve giriş derece ve kademeleri yeniden düzenlenerek, 4 yıllık fakülte ve yüksek okul mezunu olanların 8/1'inden, 2 yıllık fakülte ve yüksek okullardan mezun olanların 9/2'sinden, lise ve dengi okul mezunlarının 10/1'inden göreve başlamalarının sağlanması teklifi 23 Ocak 2012 tarihinde MSB'ye gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile Teklif tarihinden itibaren 400 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir

4752 sayılı Astsubay Meslek Yüksek Okulları Kanunu’nda yapılan değişiklikle 2005 yılından itibaren muvazzaf assubayların eğitim seviyesi, lise seviyesinden iki yıllık yüksek okul seviyesine çıkarılmıştır. Tıpkı lise mezunu subaylarda (albaylarda) yapıldığı gibi 2-3 dereceden emekli olmuş assubayların yüksekokul mezunu gibi intibaklarının yapılması gerekmesine rağmen subaylara yapılan bu intibak bir türlü assubaylara yapılmamaktadır.

Ancak bu güne kadar yukarıda yapılan hiçbir teklife hükümetçe olumlu cevap verilmemiştir. Genelkurmay Başkanlığını yaptığı teklifleri ne derecede takip ettiği ise “çalışmalar sürüyor” denilerek açıklanmaktadır.
***

3. TAZMİNATLAR;

A. Makam Tazminatı, (Yarbay ve üst rütbedeki subaylara ödenir.)

(*) 1982 Yılından bu tarihe ödenmektedir. 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu; Madde 11 – Makam: Her âmirin Silahlı Kuvvetlerde temsil ettiği mevkidir. Âmir: Makam ve memuriyet itibariyle emretmek salâhiyetini haiz kimsedir. Demek oluyor ki unvanı “Âmir” olan her asker makam tazminatını hak ediyor.

Peki herhangi bir makamı olmayan subaylar bu tazminattan faydalanıyor mu? Evet. Yani makamı olmayan yarbay ve üstü subaylar bu tazminatı almaktadır.

Aynı şekilde makamı olan , amir konumunda buluna assubaylar bu tazminattan faydalanıyor mu ? Hayır, Karakol komutanlığı, İlçe Jandarma Komutanlığı, Bakım Onarım K.lığı, Saymanlık, Loj.Ş.Müdürlüğü, Per.Ş.Müdürlüğü, Baş Makinistlik, Tim K.lığı, Kısım Amirliği vb. görevleri yapan assubaylar ile diğer benzer görevleri ifa eden uzman çavuşlarda makam sahibi kabul edilmediğinden bu tazminattan faydalanamaz.

Buradaki ilginç nokta Yarbay altı rütbedeki subaylarında (Binbaşı ve altı) bu tazminattan yararlanamamasıdır. Binbaşı ve daha alt rütbede olan subaylardan, amirlik ve komutanlık yapanlarda bu tazminattan faydalanamaz.

¼’ünde olmadığı halde muvazzaf yarbaya makam tazminatı ödenmesini “hukuka aykırı” bulan Yargıtayın raporuna rağmen yarbaylara makam tazminatı ödeyen idare, kanun çıkardığı halde astsubaya makam tazminatı ödemeye gelince “bütçede ödenek yok” deniliyor.

Makam tazminatını assubaylar, subaylarla ayni oranda talep etmiyor, ödenirken rütbeye makama göre ödenmelidir diyor. Sonuçta sorumluluk alan herkesin TSK makamı vardır.


B. Temsil Tazminatı, (Yarbay ve üst rütbedeki personele ödenir.)

2000 Yılından bu tarafa yarbay ve üst rütbedeki personele ödenmektedir. 2 Şubat 2000 tarih ve 23962 sayılı Resmi Gazetede yayımlarak yürürlüğe giren ve en az 7.000 gösterge üzerinden Makam veya Yüksek Hâkimlik Tazminatı alanlara ödenir. Burada maalesef yine assubaylar yok sayılmıştır.

Çünkü assubaylar TSK’yı temsil etmez ve genelde Kılık kıyafet, disiplin ast üst ilişkisi, orduevi gibi konularda “kendinize dikkat edin, TSK’yı temsil ediyorsunuz”, tazminata gelince; “Karayolları Genel Müdürlüğü ile Devlet Su İşlerini temsil ediyorsunuz” yaklaşımı sergilenmektedir.

Bu tazminatı alan Yarbay ve üst rütbedeki komutana “Kantin Yönetmeliği” gereği zaten “RESEPSİYON GİDERLERİ” adı altında her ay için harcama yetkisi verilmektedir.

Kantin yönetmeliğinde; “Aylık kantin karlarından birliğin seviyesi, Garnizon Komutanlığı olup olmadığı, birliğin konuş ve kuruluş özellikleri esas alınmak suretiyle, komutanlıkça her yıl Ocak ayı içerisinde tespit edilerek yayımlanacak miktarlar kadar temsil ve ağırlama hizmetleri için harcama yapabilirler. Temsil ve ağırlamadan yapılabilecek giderler aşağıda sayılmıştır. Önceden müsaade alınarak fazla harcama yapılabilir, Daire başkanı seviyesinde makam odalarında kullanacakları, ikram ve kırtasiye malzemeleri alınabilir” denmektedir. 2013 yılı için kantinden verilen temsil gideri 200 TL. civarındadır.

Yine aynı şekilde İta amiri yetkilisi olan birlik komutanlarına, bütçedeki ekonomik giderlerden “Temsil Ağırlama Gideri” adı altında ödenek verilmektedir. 2012 yılında bu rakam alay seviyesindeki bir birlik komutanı için yıllık 10.000 TL. civarındadır. 

Yani ilgili kişi hem temsil tazminatı almakta, hem kantinden temsil gideri almakta hem devlet bütçesinden “Temsil ve Ağırlama Giderleri” adı altında harcama yetkisi verilmektedir. Bu kadarına “PES” denmez de neye denir ?


C. Kadrosuzluk Tazminatı (Yüzbaşı ve üst rütbedeki subaylara 65 yaşına kadar ödenir.)

1993 yılından bu tarafa ödenmektedir. 09/08/1993 tarihli ve 499 sayılı KHK’nın 9’uncu maddesine istinaden subaylar için bu kez de “Kadrosuzluk Tazminatı” verilmeye başlandı. Bu Tazminat, Kadrosuzuluk sebebiyle terfi edemeyen veya yaş haddinden önce emekli edilen subaylara; 65 yaşına kadar ödenmek üzere ve ek göstergeler dâhil ödenmektedir.

28/08/2000 tarihli ve 629 sayılı KHK ile “Kadrosuzluk Tazminatı” arış oranları ; orgeneral (% 333), korgeneral (% 360), tümgeneral (% 400), tuğgeneral (% 500), albay (% 583), yarbay (% 500), binbaşı (% 500) ve yüzbaşıya (% 333). Olarak düzenlendi. Artış oranlarına bakarmısınız ? Bu artışlardan emekli subaylar bile yararlanırken görevdeki ve emekli assubaylar yine yok sayıldı.

Kadrosuzluk tazminatının gerekçesi neydi albay ve general sicil alıyor ama yaş haddini tamamlamasına kadar kadro olamadığı için bir üst rütbeye terfi etmiyordu öyle değil mi? Kaldı ki yasayı kuşa çevirip yaş haddine kadar beklemeyi kaldırdılar 2 yıllık albay kadrosuzluk tazminatı almaya başladı.

Burada şunu vurgulamakta fayda var; nasıl devlet; her öğretim üyesine “seni dekan yapacağım” her doçente seni profesör yapacağım” gibi söz vermediyse her albaya seni general yapacağım sözü vermemiştir. Ama devlet albaylara sanki söz vermiş gibi iki yıl albaylık yapmış herkese general tazminatı ödemektedir.


D. Komutanlık Tazminatı :

(Askeri personel yan ödemesi kararnamesi ile düzenlenmiştir. Ütğm. ve generaller dahil tüm subaylara, assubayların ise %1’ine kanuni zorunluluk nedeni ile ödenir.)

Askeri personel yan ödemesi kararnamesi ile düzenlenmiştir. Ütğm. ve generaller dahil tüm subaylara, e assubayların ise %0,5’ine kanuni zorunluluk nedeni ile ödenir.)

Buradaki amaç temsil tazminatı ve makam tazminatı almayan binbaşı ve daha alt rütbedeki subaylara ödeme yapılmasıdır. Bu Tazminatta da çok hakaniyetli ! davranılmış olup, assubaylar yine yok sayılmıştır.

Söz konusu tazminat, Dağlıca Karakol Komutanını, Komutandan saymayan, Ankara’da görev yapan subayı komutandan sayan adil bir tazminat sistemi örneğidir.

2012 Yılında ödenen komutanlık tazminatları aşağıya çıkarılmıştır. Bir İl Jandarma Komutan Yardımcısı son düzenleme ile 400 TL, Bir Karakol Komutanı Assubay 49 TL., Uzm.Çvş. ise 30 TL. almaktadır.

"Yan Ödeme Kararnamesi" ile zam komutanlara yapılan ve ocak ayından itibaren geçerli olan zamlardan bazıları şöyle;

Orgeneral-Oramiral: 354 TL
Korgeneral-Koramiral: 335 TL
Tümgeneral-Tümamiral: 318 TL
Tuğgeneral-Tuğamiral: 300 TL
Albay: 383 TL
Yarbay: 265 TL
Binbaşı: 247 TL
Yüzbaşı: 230 TL
Üsteğmen: 212 TL.

Kararname ile halen 300 lira civarında tazminat alan kurmaylara toplamda 600 liraya ulaşan miktarlarda ek ücret ödenecektir.

E. Görev (Hizmet) Tazminatı (Yarbay ve üst rütbedeki subaylara ödenir.)

2001 yılından bu tarafa ödenmektedir. Yarbay ve üst rütbedeki subaylara ödenir. Bu tazminatın özelliği temsil tazminatı almayan subaylara verilmesidir.

2002 yılından bu güne 1 dereceye düşmüş kıdemli basçavuşlara verileceği dile getirilen (385 TL.) tazminat bu tazminattır. Ne hikmetse 11 yıldır vaatlerde kaldı ve assubaylara halen verilmedi. En son bu konuda meclise verilen teklif maliye bakanınca kaynak olmadığı gerekçesi ile red edildi.

2001 yılındaki 375 Sayılı KHK ile çıkarılan Görev Tazminatı ile ilgili düzenlemede biz assubay için de madde vardı, ama ne o dönemdeki koalisyon hükümeti, ne de şimdiki hükümet bunu uyguladı.Tam aksine şimdiki hükümet o maddeyi tamamen kaldırarak işi temelinden çözdüğünü zannetti.

Hatta bir Karayolları Kamu Avukatı o maddenin uygulanmaması nedeniyle Danıştay 11 Dairesine dava açtı. Önce 11 Daire davayı reddetti ama daha sonra Danıştay İdari Davalar Dairesi, kamu avukatını haklı bulup, biz Assubayların ve diğer meslek erbabının da bu tazminatı alması gerektiğine hükmetti ama hükümet uygulamadı. Sonuç olarak Assubaylar görev yapmadığı ! için görev tazminatı alamaz.

Yarbay ve üzeri rütbedeki subaylara verilen görev tazminatını 1’inci dereceye gelmiş muvazzaf ve emekli subay ve assubayların da alabilmesini (yaklaşık 385 TL artış) öngören kanun tasarısı taslağı, 17 Ocak 2012 tarihinde MSB.lığına gönderilmiş, MSB tarafından da 13 Şubat 2012’de, ilgili Bakanlıkların görüşüne sunulmuştur. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

26 Şubat 2013 tarihi itibarı ile Teklif tarihinden itibaren 406 gün geçmiş olup, halen sonuç beklenmektedir

F. Kıbrıs Ada Tazminatı;

(Kıbrıs’ta görevli tüm personel rütbe durumuna göre oranlanarak alır.)

Bu tazminat aynı adada görev yapmalarına rağmen albaya 1.400 TL, diğer subaylara 573 TL. ile 1200 TL. arasında, assubaya 400 TL ile 850 TL. arasında, uzm.çvş.lara ise 200 Tl. civarında ödenmektedir. Aynı yerde, aynı şartlarda görev yapan personel arasında 7 kata varan tazminat farkının olması, tazminatlardaki adalet sisteminin nadide bir örneğidir.

G. Yüzer Birlik Tazminatı :

(Deniz Kuvvetler ve S.G.K.lığında Yüzer birliklerde görevli tüm personele ödenir.)

Yüzer birlik tazminatı subaylara, assubaylara ve uzman çavuşlara farklı miktarlarda ödenir. 2012 yılı için Subaylara 120 TL, Assubaylara 80 TL. Uzm.Çvş.lara 60 TL. ödenmektedir.

Bu tazminatın ödemesi memur maaş katsayısına bağlı olduğu için 2013 Ocak Ayında bir miktar artmıştır. Burada da ayrımcılık görülmektedir. Aynı gemide beraber görev yapan personele, sırf statülerinden dolayı ayrı rakamlarda tazminat ödenmektedir. Sanki o gemi denizde sallanırken hepsi statüsüne göre ayrı ayrı sallanıyor.

***

4. LOJMANLAR ;

Kamu Konutları Yönetmeliğini 6. Maddesinde “Kamu konutlarının görev unvan gruplarına göre ne miktarda veya hangi oranda tahsis edileceği yetkili makamca tespit edilebilir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde ayırım subay, assubay ve sivil memur (Uzman çavuş ve uzman jandarma çavuşları dahil) arasında yapılır.” Hükmüne amirdir. 

15/05/2012 olan ve İstanbul Milletvekili Mahmut İnal tarafından verilen soru önergesi ile 22/06/2012 tarihli Milli Savunma Bakanı Sn. İsmet Yılmaz'ın yanıtına göre;

Konutların personele sosyal bir imkan sağlamasının yanında, hizmet ve görev etkinliğine doğrudan etkisi bulunan bir araç olarak kabul edilmesi gerektiğinden, taksim oranları "hizmette mesuliyet ve müessiriyet" esaslarına göre belirlenmiştir. Denilmektedir.

Peki hizmette asıl mesuliyet kimdedir, herhangi bir olumsuzlukta ilk önce ifadesi alınan, suçlanan mahkemeye verilen birlik komutanı mı yoksa o birlikte görevli assubaylar mıdır? Ayrıca zimmet, eğitim, evrak vb. sorumlulukların neredeyse tamamı assubaylardadır. Buna rağmen TSK’daki lojman dağıtım oranlarının nasıl yapıldığına bir göz atalım;

Lojmanların tahsislerinde de adil davranılmamaktadır. Tahsisler TSK da jandarma ve diğer kuvvetlerde ayrı ayrı oranlarda yapılmaktadır.

Jandarmada tahsis oranları Subaylara % 45, Assubaylara % 35, Uzm. Çvş. Ve Uzm. Erbaşlara %15 sivil memurlara % 5’dir.

Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerindeki tahsis oranları Subaylara % 55, Assubaylara % 45, Uzm. Çvş. - Uzm. Erbaş ve sivil memurlara %5’dir.

Birliklerde görevli subayların bir kısmına, TSK Konut Yönergesi gereği, lojman zaten “Görev Tahsisi ve Hizmet Tahsisi” adları altında 2 şekilde direk tahsis edilmektedir. Üstelik “Görev Tahsisi ve Hizmet Tahsisi” adı altında lojman tahsis edilen subayların puanları düşülmez sabitlenerek dondurulur. Birde bunun üzerine az olan mevcuda % 45-55 tahsis yapılınca nerdeyse hiçbir subay lojmansız kalmamakta, meslek hayatının tamamını lojmanda geçirmektedir.

Subaylardan boş kalan lojmanlar assubaylara şartlı verilmektedir. Eğer o birliğe bir subay atanırsa, assubay lojmana şartlı girdiği için lojmanı boşaltmak zorunda kalmaktadır. Adilane bir çözüm için lojman tahsisleri yapılırken, lojman mevcudunun subay, assubay, uzman çavuş ve sivil memur mevcuduna oranlanması ile yapılmalıdır.

***

5. OYAK ;

OYAK’a bağlı iştiraklerde çalışan 58 personelden sadece 6 tanesi emekli assubaydır. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

OYAK’a bağlı yönetim kurullarında subay, assubay ve uzman çavuşlar personel mevcuduna göre temsil edilmelidir.

97.000 assubayı Yönetim Kurulunda 1 assubayın temsil etmesi kabul edilemez. OYAK Kanununda bu konuda değişiklik yapılması için teklif verilmelidir.

OYAK Genel Kuruluna, Temsilciler Kurulu tarafından seçilen 20 üyenin 8’i assubaydır. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

Görüldüğü üzere OYAK’ta Assubaylara görev verildiğinde sorun olmamakta ve assubaylar kendilerine tevci edilen görevleri başarı ile yapılabilmektedir.

OYAK’a hiçbir subay, assubay ve uzm. Çvş. Zorunlu olarak üye edilmeli, her personel kendi rızası ile istediğinde üye olmalıdır.

OYAK’ta nemalandırma daha şeffaf olmalıdır.

Örnek olarak; 01.01.2012 tarihinde emekli olan ve 31 yıl hizmet etmiş bir albayın OYAK Emeklilik Yardımı 271.500 TL iken, aynı süre hizmeti olan bir assubay 214.170 TL almaktadır. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

Yani aynı hizmet süresine tabi subay ile asubay arasında assubayın nemasına göre % 26,7 nema farkı (57.330 TL ) bulunmaktadır. Bu rakam Emekli Sandığının, 30 yıl üzerinden emekli olan bir assubaya bu gün ödediği emekli ikramiyesine yakındır.

Tabi buradaki açıklama eksiktir, aynı hizmet süresine tabi subay ile assubayın net kesintleri ne kadardır? ve net kesinti farkı yüzde kaçtır.? Adil bir kıyasın yapılabilmesi için, hem albaydan hem de assubaydan kesilen net, nemalandırılmamış tutarların açıklanması gerekmektedir.

Yine düzgün bir kıyasın yapılabilmesi ve personelin kafasındaki soru işaretlerinin giderilebilmesi için, OYAK tarafından, 10 yılını dolduran her kuvvetten örnek olarak branşlarına göre 10 subay ve assubayın, nemalandırılmamış net kesintileri ile nema miktarları açıklanmalıdır.

Bu açıklama yapılırken adil kıyasın yapılabilmesi için her sınıfın branş ve özelliklerine göre subay ve assubayların kesintileri ele alınmalıdır. Örneğin jandarmadaki uçucu bir assubay ile düz jandarma subayını açıkladığınızda kıyas yapmak hatalı olur. Aksi takdirde bu tür eksik açıklamalar çok da inandırıcı olmamaktadır.

Bu konudaki sorunu kökten çözmenin en sağlam yolu Eşit kesinti, Eşit nema sistemidir”. Bunun çözümü ise her OYAK üyesinden eşit miktarda kesinti yapılmalı ve herkes eşit şekilde nema almalıdır. Bu şekilde kurum üzerine atfedilen şaibe ve dedikoduların da büyük bir bölümü kesilebilir.

OYAK ile ilgili diğer bir husus;bir assubaydan 3 yıl az hizmet süresi bulunan subayın neredeyse assubaydan daha fazla nema alacak olmasıdır. Bu gün 1989 nasıplı subay ile 1986 nasıplı assubayın durumu incelediğimizde; söz gelimi 1989 nasıplı bir subay harp okulunda 4 yıl okurken, 1986 nasıplı assubay bir yıl okumaktadır. Dolayısıyla subaydan 3 yıl önce göreve başlayan assubayın OYAK kesintisi subaya göre 3 yıl daha fazla olmasına rağmen genel kanıya göre nemalar arasında çok fazla bir fark yoktur.

Sonuç olarak; bir çok meslektaşımızın aksine asla ve asla OYAK’ın kapatılması taraftarı değilim. Sadece OYAK’taki yukarıda açıkladığım yönetimsel sıkıntıların giderilmesine taraftarım.

Bu gün zaten maaşı düşük olan assubaylar, OYAK’ın Emekli Maaş Sistemi (EMS) sayesinde nefes almaktadır. 25 yıllık bir astsubay 2013 yılı için yaklaşık olarak 140.000 TL. nema alacaktır. Bunu EMS’de değerlendirdiğinde ortalama aylık 600-700 TL. civarında maaş almaktadır. Asgari Ücretin 978 TL olduğu bir ülkede bu rakam emekli bir assubay için hiç de küçümsenecek bir rakam değildir.

EMS sistemi çıkmadan önce emekli olup, nemalarını alarak ayrılmak zorunda kalan eski üyeler için OYAK’ın bir düzenleme yapması faydalı bir çalışma olacaktır.

Maddi durumu zayıf olan emekli eski üyelerin birikim yapıp, para vererek EMS’ye girmesi çok zordur. EMS çıkmadan önce emekli olan üyelere nakit olmasa da OYAK iştiraklerinden yönetim kurulu kararı ile nemalarının en az ¼ oranında hisse senedi verilebilir. Hatta bu hisse senetlerini 3-4 yıl süre ile satışı yapılamayacak şekilde sözleşme yapılarak nakit ve varlık çıkışının önüne geçilebilir.

Bu şekilde değerli emekli subay, asubay ve uzm.çvş.lara vefa borcu bir nebze ödenmiş olur. Hali hazırda bu günkü mal varlığında, o zamanki subay, asssubay, uzm.çvş. ve sivil memurların katkısı görmezden gelinemez.

Ayrıca istek durumunda, EMS çıkmadan önce emekli olup, ayrılan personele kendi istediği miktar doğrultusunda, sisteme giriş hakkı da verilebilir. Böylelikle OYAK’a nakit akışı da sağlanmış olur.

EMS çıktıktan sonra bilerek nemasını alan ve ayrılan üyeler için, bir defaya mahsus yeniden sisteme giriş şansı verilmelidir.

Sonuçta OYAK kişiye veya bir aileye özel holding değil adı üstünde ordu yardımlaşma kurumudur. Personeline maddi anlamda yardımcı olması gerekir. Holding zihniyeti ve kar zarar mantığı ile yönetildiği takdirde üyelerinin haklı eleştirilerini almaktan, mahkemelerde uğraşmaktan kurtulamayacağı aşikardır.

Birde internet ortamında, basında “OYAK Kapatılsın”, “OYAK Satılsın”, OYAK’tan Hakkımızı İstiyoruz” gibi konuşanlar, yazanlar var;

OYAK tüm üyelere bazı sıkıntılar olsa da, hakkını veren bir kurumdur, emekli olup giderken Emeklilik Yardımını almadan, OYAK’a bağışlayıp giden var mı? Yok. Ya EMS’ye giriyorsun veya Emeklilik yardımını alıp gidiyorsun, Ondan sonra “OYAK Hakkımı Versin” diyorsun. OYAK’tan hak mı istiyorsun ? Yoksa Haraç mı ?

Özelleştirmeni çokça yapıldığı bir dönemde “OYAK Satılsın” demek görünüşte mantıklı gibi olsa da aslında “Zırvadır”. Kimin malını kime satıyorsun ? Onbinlerce kişinin emeği olan bir kuruluş, onbinlerce üyesi olan OYAK, özelleştirme furyasında birilerine “KIYAK” mı çekilsin ? Yönetimsel sıkıntılar giderilmelidir ama asla OYAK satılmamalıdır.

OYAK, TSK personelinin “ÖZ MALI”dır. Herkes “ÖZ MALINA” sahip çıkmalıdır. Koskoca kurum üç - beş kişi yolsuz kaldı, para alacak diye satılsın öyle mi?

Hani çok söylenen bir cümle var; “OYAK’ta Parası Sayılan, Kendisi Sayılmayan Assubay” olmak istemiyorsanız, OYAK’tan bir şeyler bekliyorsanız, OYAK ile ilişkilerinizi asla koparmamalı ve mutlaka EMS Sistemine girerek üyeliğinizi devam ettirmelisiniz..
***

6.TSK DİSİPLİN KANUNU:

(Tornavidanın bile kaydını silmeye yetkisi olmayana, subayın, assubayın, uzman çavuşun kaydını silme yetkisi veren kanun !)

Bu kanun ile subay, assubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar ile sözleşmeli erbaş ve erlere uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme, yalnızca karasuları dışındaki gemilerde oda hapsi, Silahlı Kuvvetler'den ayırma cezaları verilecektir.

Silahlı Kuvvetler'den ayırma cezası yüksek disiplin kurulları tarafından verilecektir Kanundan önce TSK’dan ayırma işlemleri Yüksek Askeri Şura Kararları (YAŞ) ile yapılmaktaydı. Bu kanunla Kuvvet K.lıkları, Sahil Güv.K.lığı ve Jandarma Genel K.lığı bünyelerinde oluşturulan Yüksek Disiplin Kurulları ile yapılacak, İlgili kuvvet komutanının onayı ile personel ayırma işlemine tabi tutulacaktır. Yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetler'den ayırma cezaları ile subay, assubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde iptal davası açılabilecektir.

Hizmete Kısmi Süreli Devam Cezası;

TSK Disiplin Kanunu ile Üste saygısızlık, görev yerini izinsiz terk etmek, temaruz, uygunsuz davranışlarda bulunmak ve açıklanmaması gereken bilgiyle ilgili yetkisiz kişilere karşı ketum davranmamaya karşı hizmete kısmi süreli devam cezasına karar verilebilecektir. .Bu hususun açık adı Angaryadır. Angarya’nın sözlük anlamı “Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş”tir. Peki angarya yasak mı ? T.C. Anayasasının 18. Maddesine göre Angarya kesin olarak yasaklanmıştır.

Aylıktan Kesme Cezası;

Amire saygısızlık, yalan söylemek, hizmetle ilgisi olmayan emir vermek, ayırımcılık yapmak, yasak edilen yerlere girmek, kayırma talep etmek, maiyetinden hediye kabul etmek, hizmetteyken siyasi içerikli konuşmak, yasaklanmış faaliyetlere katılmak, izinsiz olarak garnizonu terk etmek, ulaşım güvenliğini ihlal etmek aylıktan kesme cezası gerektirecek.

Hizmet Yerini Terk Etmeme Cezası;

Emre itaatsizlik, kısa süreli kaçma, izin süresini geçirme, hizmete mahsus eşyaya zarar verme, hediye isteme veya borç alma, disiplinsizlik hakkında soruşturma yapmama, asta kötü muamele, nöbet talimatına aykırı hareket, hoşnutsuzluk yaratma, tahrik, sarhoşluk, kumar oynama, yasak malzemeyi bulundurma, dernek, vakıf ve spor kulüplerinin faal üyeliklerine izin almadan girme, disiplin cezasının yerine getirilmesine karşı gelme ve kavga etme fiillerine hizmet yerini terk etmeme cezası verilecektir.Yani göz hapsinin adı hizmet yerini terk etmeme cezası olarak değişmiş olmaktadır. 

Ayırma Cezası;

Kanuna göre, bazı zorunluluk halleri ve ekonomide öngörülmeyen durumlar dışında aşırı derecede borçlanmaya düşkün olmak ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmek, ahlaki zayıflık, hizmete engel davranışlarda bulunmak, gizli bilgileri açıklamak, ideolojik veya siyasi amaçlı faaliyetlere karışmak, uzun süreli firar etmek, disiplinsizliği alışkanlık haline getirmek, iffetsiz bir kimseyle evlenmek veya böyle bir kimseyle yaşamak, gayri tabii mukarenette bulunmak TSK'dan ayırma sebebi olacak. Sözleşmeliler hariç subay, assubay ve uzman jandarmalara belli ceza puanına gelmeleri durumunda da ayırma cezası verilecektir.

Ekonomik olarak durumu gün geçtikçe zayıflayan ve yoksulluk sınırının altında maaş alan assubayların borçlanmadan yaşayabilmesi, mesela ev alması, araba alması mümkünmüdür. Mesela ev veya araba alıp, borcunu ödeyemeyen personel bu kanuna göre TSK’dan ayırma cezasına tabi tutulacaktır.

Görevden Geçici Uzaklaştırma Cezası;

Disiplinsizlik veya suç teşkil edebilecek bir fiili nedeniyle hakkında yapılan inceleme ve araştırmanın emniyetli ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla, görevi başında kalmasında sakınca görülecek subay, assubay, uzman jandarma, uzman erbaş veya sözleşmeli erbaş ve erler idari izinli sayılarak görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılabilecektir.


Kanunla disiplin cezaları ve diğer idari yaptırımlara ilişkin bilgi ve belgeler, ilgililerin şahsi dosyalarına konularak korunacak ve kayıt altına alınacak. Disiplin cezaları ve diğer idari yaptırımlar, nitelik ve niceliklerine uygun olarak; personel hakkında yapılacak sicil, terfi, atama, ayırma, ilişik kesme, sözleşme feshi, özellikli görevlere seçim ve benzeri idari işlemlerde göz önünde bulundurulacaktır. Yani bir kez suç işleyen ve cezası dosyasına giren personel ömür boyu özlük ve atama yönünden sıkıntı çekebilecektir.

Ceza Puan Tablosu;

Uyarma cezasına : 1 puan
Kınama cezasına : 1,5 puan
Hizmete kısmen devam : 2 puan
Aylıktan kesme : 3 puan
Hizmet yerini terk(amire yetki): 3,5 puan
Hizmet yerini terk ( Dis. Kuruluna): 4,5 puan
Oda hapsi (amir) . 4 puan
Oda hapsi (kurul) 4,5 puan

Bu tabloya göre, en son aldığı disiplin cezasından, geriye doğru son 1 yılda 18 ceza puanı ve daha fazlasını almak veya aynı sürede en az 2 disiplin amirinden 12 defa ceza puanı almak ordudan ayırma cezasını doğurmaktadır.

Yani bir amirinden bir yıl içinde 3 defa aylıktan kesme, 3 defa hizmet yerini terk etmeme cezası alan personel, direkt olarak ordudan atılabilecektir. Mobbing için bulunmaz ideal bir fırsat !

En son aldığı cezadan 5 yıl geriye 35 ceza puanı almak veya disiplin amirinden 25 ceza puanı almak yine ordudan ayırma cezasını doğurmaktadır. 

Disiplin mahkemelerinin adı da, bu tasarı ile Tugaylar seviyesinde " Disiplin Kurulları " olarak değiştirilmiştir. 

Ayrıca yeni düzenleme disiplin suçunu affetmeyi, bağışlamayı veya geciktirmeyi asla kabul etmeyerek sicil amirinin bu kusuruna derhal ikinci sicil amirinin müdahalesini zorunlu kılıyor. Bu sebeple suçun oluşumu ve ihbarına dair hukuksal işlem sürecini uzatıyor.

Kanunun Sakıncaları ve İtiraz Gerekçeleri;

Yeni getirilen puan tablosu sistemi; amire sınırsız bir yetki, ast a ise 25 -30 yıllık meslek hayatında şiddetli baskı, korku,gelecek kaygısı ve hatta bunalım ve iki katına çıkacak intihar vakalarına zemin hazırlamak amacına hizmet etmesi bakımından son derece tehlikelidir.

Disiplin amirlerinin hakkaniyetini ve kanuna uygunluğunu kim denetleyecektir.? Hakkında disiplin cezası kararı verilen ast bir üst disiplin amirine veya kuruluna korku veya baskıdan dolayı müracaat edemez ve ya etmez ise, çünkü neticede disiplin amiri aynı zamanda sicil amiridir ve bu seferde sicil tehdidi oluşmayacak mıdır ?

Geri dönüşü olmayan ordudan ayırma cezasını yavaş yavaş oluşturacak olan her bir cezanın hakkaniyetini ; hiç bir hukukçu yanı olmayan sıradan duyguları ile karar veren bu insanlarlar la sağlamanın neresi anayasaldır. 

Yeni düzenlemeye göre kendi rütbesinin üstündeki bir kadroya atanan bir subay o kadronun tecrübe,olgunluk,ve terazisini dengede tutabilecek mi? Yani yargıç adaletini sağlayabilecek olgunluk ve bilgi düzeyinde mi olacaktır.?

Kanun; maiyetini en yakinen tanıyan 1. Sicil Amirini, işlenen suçu ve disiplinsizliği hoşgörü ile karşılasa bile, ikinci sicil amirinin disipline müdahalesini öngörmek suretiyle; bugün zaten karşılıklı hoşgörü ve anlayışla yürüyen ast üst ilişkilerini onarılmayacak derecede gerilime, kitabi uygulamalara,sertliğe ve uzlaşmazlığa davetiye çıkarmaktadır.

***

7. RÜTBE BEKLEME SÜRELERİNİN ESKİ HALE GETİRİLMESİ;

Astsubayların mesleki motivasyonlarını artırmak maksadıyla, azami %15 olan assubaylıktan subaylığa geçiş kontenjanı, 2012 yılından itibaren %25’e çıkarılmıştır. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

2009 yılından itibaren üstçavuş ve kıdemli üstçavuş rütbelerindeki bekleme süreleri üç yıldan altı yıla çıkarılmıştır. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

Mesleki motivasyon böylemi arttırılır ? Benim anlayışımda mı bir sıkıntı var, yoksa bize yanlış mı lanse ediliyor. ? Assubaya diyorsun, daha geç başçavuş olacaksın buna sevin! Off süper. Tam bir kurmaylık örneği !

Rütbe bekleme süresinin tekrar eski hale getirilerek, yedek ve sözleşmeli subaylarla karşılanan subay kadro ihtiyacı tamamen assubaylardan karşılanmalıdır.

Astsubayların kıdemli başçavuş olabilmeleri için toplam 9 yıl fazla çalışmaları gerekiyor. Eskiden 18 yılda kıdemli başçavuş olabilen bir assubay artık 27 yılda bu unvanı elde edebiliyor.

Bu da assubayların 9 yıl daha geç Kıdemli başçavuş olmasına neden olacak ve 9 yıl daha geç maaş artışı ile olası tazminatlardan 9 yıl daha geç almaya başlayacağı anlamına geliyor.

Mesela 385 TL. olan Görev tazminatı, 1. Dereceye düşen Kd.Bçvş.lara verildiği anda bu durumda olan meslektaşlarımızın kaybını hesaplayalım. 9 yıl 108 ay eder. 108 Ay X 385.TL.= 41.580 TL. Nereyse emekli sandığınca verilen emekli ikramiyesinin % 80’i kadar. Üstelik bileşik faiz eklemeden bu rakamlar çıkıyor..

Assubaylar, "En azından kıdemimizi geri verin" diyor.

***

8. MECBURİ HİZMET SÜRELERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ ;

Mecburi hizmet sürelerinin verilen eğiteme göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

4 yıl askeri lise, 4 yıl Harp Okulu, 1 Yıl Piyade Okulu, 1 Yıl Subay Sınıf okulu, meslek içi kurs ve eğitimlerle 10-12 yıl eğitim alan bir subayla 2 yıl eğitim alan bir assubayın aynı sürede mecburi hizmete tabi tutulması adalet değildir.

Yani istemediği bir işte bir kişiye sırf 1-2 yıl eğitim verdik diye, 10 yıl mecburi hizmete tabi tutulması ne kadar doğrudur? 

Bu gün üniversitede öğretim üyesi; 6 yıl burslu okuduğu için 13 yıl mecburi hizmeti var. İstifa edemiyor, tayin olamıyor. Başka bir bölüme geçemiyor. Beyler doçentten bahsediyoruz. 13 yıl görevlendirildiği fakültede çalışmak zorunda.

Mecburi hizmet "alınan eğitime göre, katlanarak" olmaz diyenler, bu örneği iyi değerlendirsin. "Maaşta katla, mecburi hizmette katlama "

***

9. MOBBİNG ;

Keyfi uygulamalar, eşitsizlik, amir baskısı, ekonomik nedenler, iş güçlüğü, iş yetiştirme baskısı, mesai mefhumunun gözetilmemesi, ek ve ikiz görevlerin çokluğu, denetlemeler, aşırı sorumluluk verilmesi, nöbet sayısının fazlalığı, izinlere zamanında gidememe ve hafta sonu mesaileri assubayları bunaltıyor.

Örneğin bir jandarma karakolunda görevli personel bir ayda 10 nöbet tutmak zorunda kalabiliyor.

Eşinin doğumu için izin isteyen assubaya amiri “çocuğu sen mi doğuracaksın, ne izni? ” veya evlenmek için izin isteyen assubaya “evlenmek için benden izin aldın mı? Bana sordun mu?” diyebiliyor.

Jandarma assubayların 4 defa şark görevine gitmeleri, ayrıca il içi atamalarla beraber ortalama 25 yılda 12 tayin görmeleri ayrı bir baskı nedenidir.

Bu gün bir jandarma karakolunu veya bölüğünün lojistik denetleme kontrol formu 74 sayfadır. Her sayfada ortalama 5-12 konu var. 5 konu olduğunu düşünürsek 370 kontrol edilecek husus ortaya çıkar. Buna Personel, Harekat, Asayiş, Maliye, Kom, İsth. ve diğer bölümleri ekleyin. bölük idari işler asb. ile karakol komutanları hangi birini kontrol etsin ?

Günü dolan jandarma assubaylar bu ve buna benzer nedenlerden dolayı da en verimli döneminde hemen ayrılıyor.

Denetlemeler ayrı bir dert; Yılda 4 defa Bedelen Beslenme İdari Denetlemesi, iki defa Alayın Genel Denetlemesi, yılda bir defa Bölgenin denetlemesi, 2 yılda bir kuvvetin denetlemesi, Kom, İsth. ve Hrk. vb. şubelerin diğer denetlemeleri ile personel adeta denetleme manyağı haline getiriliyor.

Bir jandarma karakolunda 2 assubay 2 uzm.çvş. varken, denetleme heyetinin bir tuğgeneral ve 10-12 albay ile karakola gelmesi ve denetleme yapması ne kadar sağlıklıdır. O karakolda görevli personelin yerine kendinizi koyunuz. Kabus gibi.

Birde bu denetlemelere yapılan efsane hazırlıklar var, ne denetlemenin geleceği tarih bellidir, ne de hazırlığın biteceği tarih.

Denetlemelerde 40 yaşındaki assubaydan neredeyse 20 yaşındaki Mehmetçiğin spor performansı beklenmesi assubayları çıldırtmaktadır.

Denetleme zamanı oldu ki hastalandınız. Sivil hastaneden bir uzman doktordan 1-2 gün spor istirahati veya yatak istirahati aldınız. Bunu gelip kışladaki doktora onaylatmanız gerekiyor. Uzman doktordan aldığınız bir raporu gelip kışladaki pratisyen hekime onaylatmazsanız raporunuz sayılmıyor.”

Yukarıda sayılan ve benzer baskı unsurları ile umutsuzluk ve geleceğe olan güvensizlik intiharları tetiklemektedir. Bu nedenle intihar sayıları gün geçtikçe artmaktadır.

Son on yılda TSK’da intihar eden asker sayısı iç güvenlik harekatında şehit olan personel sayısını geçti. 2002- 2012 yılları arasında şehit olan asker sayısı 818, intihar eden asker sayısı 934. Vahim bir tablo. İntiharlara örnek verecek olursak 2012 yılı içinde net olmamakla beraber 16 assubay intihar etmiştir.

Buna mukabil olarak ordudan ayrılan personel sayısı her geçen gün artmakta 2012 yılı ile askeri okullara müracaat sayıları bir önceki yıllara oranla % 20-25 düşmektedir.

Rakamlarla 2013 yılı hariç olmak üzere son 4 yılda TSK’dan ayrılan rütbeli personel sayısı aşağıdadır. 

“2008 yılında 4 bin 70, 2009 yılında 3 bin 314, 2010 yılında 3 bin 103, 2011 yılında 3 bin 217, 2012 yılında 3 bin 637 olmak üzere toplam 17 bin 341 subay/assubay emekli veya istifa ederek kendi istekleriyle TSK’dan ayrılmıştır. Toplam ayrılan personelin 5 bin 67’si subay, 12 bin 274’ü assubaydır. (Milli Savunma Bakanının açıklamasından)

Kendi isteğiyle sözleşme yenilemeyerek TSK’dan ayrılan uzman erbaş miktarları; 2008 yılında 2 bin 418, 2009 yılında 1417, 2010 yılında 1595, 2011 yılında 1955, 2012 yılında ise 30 Kasım 2012 tarihi itibarıyla 384 olmak üzere toplam 7 bin 769’dur” (Milli Savunma Bakanının açıklamasından)

TSK intiharların birinci nedeni olarak genelde “bilinmiyor” açıklaması yapsa da nedenler yukarıda saydığımız hususlardır.

****

10. ORDUEVLERİ VE SERVİSLER;

Assubayları en çok üzen hususlardan biri de orduevlerinin ve servislerde oturulan yerlerin ayrı olmasıdır. Doğuda dağ başlarında, kıt’ada görev yaparken bozulmayan disiplinin ne hikmetse orduevinde bozulacağını sanmak için paranoyak olmak gerekiyor.

Askeri servislerdeki oturma planları ise tam bir utanç kaynağıdır. Rütbesi farklı diye insanların 1900’lü yıllarda ABD’de kölelere uygulan oturma sistemi gibi arka taraflara oturtulması iğrençliktir. Bir de bu oturma planına ailelerinde dahil edilmesi, daha da iğrençliktir.

Yaklaşık 6-7 yıldır sözleşme yapılarak, dışarıdan kiralanan sivil servisler ile işe gidip gelen personelin, sivil servislerde bile söz konusu oturma planının uygulanması daha da vahimdir.

Orduevlerinin tek çatı altında birleştirilmesi ve TSK da çalışan herkesin orduevlerinden hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan istifade edebilmelidir. Bu artık olmazsa olmaz ayıplı durum halini almıştır.

****
11. TSK VAKIFLARI;


TSK’ya ait vakıfların yönetim kurullarında sadece emekli subayların değil, assubaylarında görev alması sağlanmalıdır. TSK’ya ait vakıflarda istihdam edilen 444 emekli personelin 308’i emekli astsubaydır. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

TSK vakıflarının yönetim kurullarında bir tek astsubay bulunmamaktadır. Bu da para ver ama sesini kes, gerisine karışma mantığıdr.

Vakıflara gönüllülük esası adı altında para toplanılmaktadır. Madem gönüllülük esası ise üst komutanlıktan bu konuda neden yazılı emir gelir ? Personel denetleme konularında; “TSK Dayanışma Vakfına katılım % 100 sağlanmış mı ?” diye neden yazar ? Denetleme veren birlik komutanı, denetleme sonucunda eksik yazılmaması için, vakıflara katılımı amacıyla personele baskı yapmak zorunda kalmaz mı?

Bir diğer konu bir vakfın en çok katılımı sağlayan tugay seviyesindeki üç birlik komutanını yurtdışına tatile gönderdiği yönünde internette dolaşan iddialar vardır. Bu doğrumudur ? İlaç tanıtan reprezantlar aracılığıyla ilaç firmalarının en çok ilacı yazan doktoru yurt dışı tatile götürdüğünü biliyorduk ama böylesini ilk defa duyduk. Eğer bu husus doğru ise ilgili vakıf, amacının dışına çıkarak, promosyon yapar gibi, personelin alın teri ile kazandığı parasından yapılan bağışlarla yurtdışı tatiline nasıl adam gönderilir ?

Ayrıca neden yılın belirli aylarında vakıflara personelden bağış toplanıyor. Bırakın isteyen personel istediği ay bağış yapsın.

Avukatlık ücretleri ve yardımlar konusu ise mide bulandırmaktadır. Her kuvvetin adli müşavirliği vardır. Adli müşavirlikler ve kadrolu avukatlar bu hizmet için kullanılamaz mı?

Şimdiye kadar her ay kantinlerden ödenen vakıf aidatları yetersiz midir ki personelden bu şekilde para toplanmaktadır?
***
12. SİCİL AFFI:

Bu güne kadar siyasi otoritelerce 4-5 kez yapılan sicil aflarında, TSK mensupları devamlı olarak kapsam dışı tutulmuştur. Bu nedenle geçmişte, tecrübesiz olduğu bir dönemde, işlediği suç yüzünden personel ömür boyu cezalandırılmakta, rütbe ve terfisini geç almakta, hatta emeklilikte sırf bu yüzden eksik maaş almaktadır.

TSK mensuplarına özgü sicil affının yapılması gerekmektedir.

***

13. PERSONEL REJİMİ:

Yıllardır uygulana hatalı personel rejimi sonucunda personel zafiyetleri meydana gelmektedir. Bu konuda jandarmadan örnek vermek istiyorum;

2012 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü 12.400, 2013 yılında 12.400 civarında olmak üzere toplamda 24.800 öğrenci aldı. (Basından) Türkiye yüzölçümünün % 18’inin emniyet ve asayişinden sorumlu olan poliste durum böyle iken, emsali olan Jandarmada ki duruma göz atalım;

Türkiye yüzölçümünün % 82’sinden, Tüm Kapalı cezaevlerinin dış güvenliğinden ve Kuzey Irak sınırından da sorumlu olan Jandarma, 2012 Yılından itibaren Uzman Jandarma Çavuş alımını durdurmuştur. 2012 -2013 yıllarında yaklaşık 2800 assubay, 300 civarında subay alımı gerçekleşeceği, J.Gn.K.lığının internet siteleri ile basından öğrenildiği kadarı ile tahmin edilmektedir. Yapılan görev ve sorumluluk ile ters orantılı olan bu personel rejimi hızla jandarma teşkilatının küçülmesine, hatta ileride kapanmasına neden olabilecektir.

Polis ve jandarmanın sadece personel alım rejiminde durum buyken görevdeki personel rejimine basit bir örnekle de bakmakta fayda var. Mesela 10.000 Nüfuslu bir ilçede ortalama 70 polis görev yaparken, kendisine 2 belde ve 4 köy bağlı olan, toplamda 22.500 kişinin yaşadığı yerleşim birimlerine bakan jandarma karakolunda, en çok rütbeli olarak 2 assubay, 3 uzman jandarma çavuş görev yapmaktadır. Buradaki sakat husus Jandarma erlerinin polis memuruna eş değer tutulmasıdır. Jandarmada er sisteminin acilen kaldırılması gereklidir.

Yukarıda açıkladığımız nedenlerden dolayı harcanan ödenek durumuna hiç girmiyorum.

***

14. YURTDIŞI GÖREVLER VE KURSLAR:

Yurtdışı sürekli görev kontenjanları artırılarak 57'den 111’e çıkarılmıştır. Yurt dışında yabancı dil eğitimi imkânları artırılarak 2007 yılından itibaren 115 assubay yurt dışına (ABD, İngiltere vb.) yabancı dil eğitimine gönderilmiştir. (Gen.Kur.Bşk.lığının yazılı açıklamasıdır.)

Baktığımızda TSK’da görevli 97 .000 assubaydan 111 astsubay yurt dışına sürekli göreve, 115 kişi yabancı dil eğitimine gidebilecektir. Maşallah neredeyse personelin yarısı yurt dışına gidiyor !

***
15.DİĞER KONULAR; 

Askeri hastanelerde emekliler ve hastalar halen rütbeye göre tedavi edilmektedir. Hastanın rütbesi olur mu hiç? Askeri hastanelerde kaldırılan A-B-C poliklinikleri yerine 1-2-3 Numaralı poliklinikler adlandırılmış, değişen hiç birşey olmamıştır. Doktorların rütbesi olmamalıdır. Doktor askerlik değil, hekimlik yapmalıdır. İleride emekliler tarafından askeri hastanelere gitmeme boykotu yapılırsa kimse şaşırmasın..

Hukuk mezunu asubayların askeri hakim olma imkanını verilmemektedir. Maalesef hakim ihtiyacı yedek subaylardan karşılanmakta, buna rağmen hukuk bitiren assubaylar hakim olarak görevlendirilmemektedir.

Assubayların geçmişte ve dünyanın çeşitli ordularında olduğu gibi, pilot olmaları hakkı yeniden verilmelidir. Sırf bir generalin kişisel kaprisleri yüzünden kaldırılan bu uygulama artık son bulmalıdır.

MSB Assubay özlük hakları düzenleme kurulunda, Assubayları sadece subayların temsil etmesi ne kadar doğrudur? Assubaylar kendi kendini temsil edemiyor mu? Söz konusu kurula her sınıftan en az 2 astsubay görevlendirilmelidir.

Halen, İNGBANK (Oyakbank)'a gittiğinizde, doldurmanız için verilen "MÜŞTERİ BİLGİ FORMU"nda, meslek gruplarını inceleyiniz. İncelediğinizde göreceğiniz Türkçede harfler yer değiştirdiğidir. "ASTSUBAY"ın "A"sı "SUBAY"ın "S"sinden sonra gelmektedir. "UZMAN ÇAVUŞ"un "U"su, "ÜST DÜZEY YÖNETİCİNİN" "Ü"sünden sonra gelmiştir. OYAKBANK’ın satışı ile % 100 Hollanda bankası olan, İNGBANK'ta kaç yıl sonra durum böyle ise günümüzde etkili ve yetkililerden çok şey beklemekle hata mı ediyoruz?

***

16.SONUÇ VE ÖNERİLER;

SONUÇ;

Bu gün devlet hastanelerde döner sermaye alınıyor. Sağlık bakanlığı veya hastane yönetimi diyor mu, ben bu parayı doktora veririm ama hemşireye, sağlık memuruna vermem. Herkes eğitimi, görevi katkısı oranında döner sermayeden pay alıyor. Sonuçta doktora yardım eden narkozcu, hemşire, sağlık memuru, röntgen teknisyeni, laboratuvar teknisyeni vb. Onlar olmasa doktor tek başına hastalığı teşhis edip tanı koyabilir mi? ameliyat edebilir mi? Narkozcu olmasa hastayı nasıl bayıltacak vs. Kan tahlili sonucu olmadan nasıl teşhis koyacak? Röntgen olmasa akciğerleri nasıl görüp inceleyecek ?

Biz Assubaylarda kıt'larda subaylarla beraber çalışıp görevimizi yapıyoruz. Adı üstünde assubay ne demek? subay yardımcısı demek.(Yaklaşık 10 yıl önce erbaş unvanı kaldırılarak bu unvan verilmiştir.) Assubaylar olmasa bir subay kıt'ayı ne kadar sağlıklı sevk ve idare edebilir? Emirlerini nasıl ulaştırır. Bakımları kimlere yaptıracak? İdari işler nasıl yürüyecek? Erler ile kim ilgilenecek, ulaştırma faaliyetleri nasıl olacak? Devriyeye kim çıkacak ? Doğuda-Batıda karakollara kim komuta edecek ?

Sonuç olarak her darbe döneminde subaylar maaş, ekonomik ve sosyal haklar yönünden daha da iyileştirilirken assubayların her gün biraz daha durumları kötüleşmiştir.

İşin bir diğer boyutu da olağanüstü darbe dönemlerinde çıkarılan yasalarla assubay ve alt rütbedeki personele mobbing uygulanmasıdır. Bu gün subayların neredeyse tamamı emekli olmak için yaş haddini beklerken, assubaylar neden gününü doldurur doldurmaz emekli olur ? hatta bir kısmı maaş bile almadan istifa eder? Başçavuş rütbesine gelmiş 8 astsubay 2 ayda neden intihar eder ?

Silah arkadaşımız ! dediğimiz ve yıllarca omuz omuza çalıştığımız, çalışmalarımızla belirli yerlere gelen komutanlarımızın derneği TESUD’dan yaklaşık 1,5 yıldır süren hareketimize herhangi bir destek açıklaması gelmemesi manidardır.

ÖNERİLER;

Kimse kusura bakmasın, artık öneri vermiyoruz, o kadar subay, kurmay subay yetiştiriliyor. Üstelik harp okulunu bitiren değerli subaylarımızın eğitiminde 1994 yılından bu güne “SİSTEM MÜHENDİSLİĞİ” programı uygulanmaktadır..

Sistem Mühendisliği; belirli maliyet ve zaman kısıtları içinde, karmaşık sistemlerin modellenmesi,iyileştirilmesi, üretimi, kontrolü ve tasarımına yönelik bir mühendislik dalıdır. Temel amacı, uygun metodoloji, prosedürler ve uygun teoriler kullanarak gerçek hayatta karşılaştığımız büyük ölçekli ve kapsamlı problemlere sistem yaklaşımı ile çözüm geliştirmektir. Sistem yaklaşımı, sistemi, oluşturan parçalara ayrı ayrı odaklanmak yerine tüm sistemi bir bütün olarak ele alan, disiplinler arası bir yaklaşımdır. Ayrıca sistemin farklı unsurları arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri ortaya çıkarır. Der.

Verilen teorik eğitimi pratikte uygulama fırsatı, bunu değerlendirmelisiniz. Sonuçta bu da bir sistem meselesidir ve çözülmelidir.

Siyasiler tarafından, assubayların maaşları, tazminatları düzenlenirken sanki, subayın, milletvekilinin, maaşından kesilipte, assubaylara verilecekmiş gibi davranmaktadır.

Türkiye Cumhuriyetinin kaynakları herkese yeter. Öyle olmasaydı, o kadar hırsızlığa, soyguna, yala dolana, vurguna ve yolsuzluğa rağmen devlet ayakta kalmazdı.

Osmanlının Hicaz Demiryolu çalışması bile assubayların özlük haklarının verilmesindeki çalışmalardan daha kısa sürdü.

Her assubay bir günde kullandığı “emredersiniz” kelimesini , Allaha söylese cennetten tapuyu alırdı, ama dünyadaki özlük haklarını bile alamıyor.

Kıymetli büyüklerimiz ve siyasetçiler; 65 yıldır çözülemeyen sorunlarımızı çözmeniz için aklımızın yettiği kadar hepsini açıkladık. Buna rağmen sorunlarımızı çözmezseniz, assubaylar sizi “ESEFLE” izleyecektir.

Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Saygılarımla
Dede Ersel Aksu

Kaynak:

  
8260 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri