• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Araplar ve Türkler

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) yoluyla pek çok Arap Ülkesi iç kargaşa içine sürüklenmiş, ülke kaynakları el değiştirmiş, değişik adlar altında örgütlenen ve İslami ad alan örgütler insanlıkla ve İslami değerlerle örtüşmeyen saldırı ve tecavüzlerine hâlihazırda devam etmekte. İnsanlığa indirmiş oldukları her darbede “Allah-ü Ekber” diyerek, iğrenç eylemlerini Allah için yaptıklarını göstermeye çalışmaktalar.

İslam adını kullanarak insanlığa yakışmayan her türlü hareketi özgürce sergileyen bu terör örgütlerini 29 Eylül 2013 tarihli köşe yazısında “Hayvanlar...” başlığı altında ele alan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bekir Coşkun yazısını “Sana ‘hayvan’ diyemem... Olamazsın da...” diyerek bitirmiş.

Bu “hayvan” dahi denilemeyecek yaratıkların kimin projesine hizmet ettikleri aşikâr.

Bu türden yaratıkların vaktiyle Türklere yaptıklarını “Araplar ve Türkler” başlığı altında ele almıştık.

***

Araplar ve Türkler - 1

Tarihe baktığımızda, başka milletleri sömürge altına almada dinin bir araç olarak kullanıldığını görüyoruz.

Osmanlı İmparatorluğu tarafından Hindistan’a geçiş yolu kapanan altın düşkünü Avrupalı İspanyolların, üzerinde pek çok kültürden insan yaşayan koskoca Amerika Kıtası’nı sözde din yayma amacıyla Portekizlerle birlikte işgal ederek, işgali yeni bir keşif gibi duyurmaları tam bir sahtekârlık örneğidir.

Sömürmek amacıyla işgal ettikleri kıtaya ‘’Yeni Dünya’’ adını veren İspanyolların, işgal altına aldıkları İknalara, Ayteklere, Kızılderililere ‘’size İncil’i tebliğ etmeye geldik’’, demelerinin yanı sıra,  Hıristiyanlığı kabul edenlerin“ateş yerine, asılarak” ölmelerine karar vermeleri insanlık adına utanç vericidir. İnsani değerlerin bir bütünü olan ahlâki değerlerden yoksun Batılıların, kendinden olmayan insanlara yaptıklarının insanlıkla alakası olabilir mi?

İspanyollar ve Portekizlilerin işgalleri nedeniyle çok ileri bir medeniyet olanİnka ve Maya’ların yok edilmesi, Kızılderili’lerin katli, Aztek’lerin yok edilmesi, Hispaniola adasında yaşayan 300 bin insanın kökten yok edilmesi, insanların maden ocaklarında köle olarak çalıştırılması, bugün bize medeniyet dersi vermeye kalkışan Avrupalıların marifetlerinden sadece birkaçı...

Batılıların her hareketinde: ‘’Uygar ve Hıristiyan olan insanlar, dinsiz ve barbar olan insanlara karşı her zaman haklıdırlar’’ dogmasını görmekteyiz.(1)

Yeni yerler işgal etmek için dini yayma amacı güdülse de, işgal edilecek yerlerde yerli işbirlikçi gerekli!

Amerika Kıtası’nı işgallerinin üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen, Avrupalıların ülke işgal etme ezberlerinde hiçbir değişiklik yok! O zaman da şimdi de aynı yolu izleyerek, işgal etmek istedikleri yerlerde ''yerli işbirlikçiler'' kullandıklarını görüyoruz. 

Türkiye’de PKK’yı destekleyenler, AB-D'nin ''yerli işbirlikçileri''nin ilk sıralarında yer almaktayken, Irak’ta Barzani ve Talabani başta olmak üzere, Irak’ta yaşayan pek çok Hıristiyan ve Yahudi azınlık, işgalci ülkelerin ''yerli işbirlikçi''si konumunda olarak işgalcilere büyük destekler vermiş ve halen de desteklerini esirgememektedirler.

AB-D’nın sömürge anlayışı böyle. Din adıyla hareket ederler, işgal etmek istedikleri yerlerde yandaş bulurlar ve sömürmeye başlarlar...

Ya Araplar?

Acaba Araplar başka milletlere nasıl davranmışlar!

Adeta gizemli bir konu, pek üzerinde durulmuyor. Nedense derslerde anlatılmıyor, okutulmuyor. Belki de karşı devrimcilerce, konunun bilinmesi istenmemekte.

Milletlerin din değiştirmesi kolay bir iş mi? 

Türkler nasıl Müslüman oldu? Sorusu ile Araplar arasındaki bağlantıyı ortaya koyan pek çok kitap yazılmış. Kimi bilim insanı Türklerin İranlılarla olan kültürel etkileşimini öne çıkarırken; kimisi tek tanrılı bir dini inanç olan Şamanizm inancının, Müslüman olmamızda etkili olduğunu dile getirmiş, kimisi de savaşlar, silah zoruyla din değiştirildiğini ortaya koymuş. Değişikliğin nasıl olduğuna karar verecek olan insanın özgür iradesi.

Tarihe baktığımızda milletlerin, devletlerin davranışlarında bazı benzerliklerin olduğunu görmekteyiz. Temel benzerlikler olarak; boşalan hazinenin doldurulması, yeni toprak elde etme, dünyaya hükmetme, duygu ve düşüncesinin belirgin benzerlik olduğunu görmekteyiz. İslâm dini, kız çocuklarının öldürüldüğü, kadının hukukunun olmadığı, putlara tapıldığı, büyücülere inanıldığı Arap âleminde ortaya çıktığına göre Arapların siyaseti, kültürü, dünyaya bakışı incelenmeli… 

04.05.2007

Orhan Kaya  

Kaynaklar:

(1): Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye (2.Basım, İleri Yayınları, İstanbul, Ekim 2004,) Sa.46

(2): Prof. Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak (Arkadaş Yayınevi, Ankara,2006) Sa.135

***

Araplar ve Türkler - 2

İnsanların kendi yaptığı eşyalara taptığı, kız çocuklarının öldürüldüğü, her türlü sapkın düşüncelerin yaşandığı bir dönemde Yüce Allah, aynı zamanda son peygamber olduğu bildirilen Hz. Muhammed (s.a.v.)e 610 yılının Ramazan ayından başlayarak 23 yıl boyunca vahiy yolu ile Kur’an-ı Kerim’i tebliğ eder. 

Sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, güzel ahlâkı esas edinmiş olan İslâm dini incelendiğinde bugünkü demokratik yaşamın izlerini görmekteyiz. Yaygın olarak bilinen: ‘’ Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.’’ şeklinde Kur-an-ı Kerim’in Bakara Sûresi’nin 256. Ayeti’nde geçen “Dinde zorlama yoktur” ibaresi günümüz demokrasinin de olmazsa olmazlarındandır.

İslâm dini Hz. Muhammed (s.a.v.)in zamanında gönüllere girilerek yayılmıştır, denilebilir. Hz. Hz. Muhammed (s.a.v.)in katıldığı savaşların hiçbirinin din yaymak amaçlı olmadığını savaş sebeplerinden anlamaktayız. 

Kısaca savaşların sebeplerine bakalım: 

Bedir Savaşı: Müşriklerin Müslümanlara ait develeri otlaklardan alması ve düşmanca tavırları nedeniyle 624 yılında savaş çıkmıştır. Müslümanlar 300, Müşrikler 1000 kişi. Savaş sonunda Müslümanlar galip gelir. 

Uhud Savaşı: Bedir Savaşı’nda yenilgiye uğrayan müşrikler 625 yılında, 3000 kişilik kuvvetle Mekke’den yola çıkarak Uhud  dağında karargâhını kurar. Buna karşılık Hz. Muhammet (s.a.v.)’in 1000 kişi ile yola çıktığı ordusunun sayısı yolda ayrılan 300 münafıktan sonra 700 kişiye düşmüş olarak Uhut Dağı’nda savaş düzenine girer.  İlk başta kazanılmış olan savaş, okçuların yerlerinden erken ayrılması, düşmanın bıraktığı ganimetlerin toplanmasına girişilmesi ve kaçmakta olan düşmanın bunu fark ederek geri dönmesi sonucunda galip gelen düşman, Müslümanların tekrar toparlanması ile istediği sonucu alamadan Uhud’dan çekilir. 

Hendek Savaşı: Yahudilerin Hz. Muhammet (s.a.v.) ile yapmış oldukları anlaşmayı bozarak Müslümanları rahatsız etmeleri, Mekke’ye giderek Müşriklerle anlaşıp 10 bin kişilik ordu ile Müslümanlara saldırmak amacıyla 626 yılında Medine üzerine harekete geçerler. Bunu haber alan Hz. Muhammed (s.a.v.) Medine’nin etrafına 6 gün içerisinde hendek kazdırır. Düşman 27 gün boyunca hendeği aşıp Müslümanlara ulaşamaz. Kuşatmanın son gününde düşman tarafında meydana gelen fırtınanın askerler üzerinde etkili olması neticesinde düşman kuvvetleri geri çekilir. 

Hayber’in Fethi: Suriye yolu üzerinde bulunan Hayber’de yedi kalede yaşayan Yahudiler Medine’den sürülen Yahudilerle bir olarak 628 yılında Medine’ye saldırmaya karar verirler. Bunun üzerine çıkan savaşta Yahudiler yenilgiye uğrarlar. 

Mekke’nin Fethi: Huteybiye antlaşmasını tek taraflı olarak bozan Mekkelilere, 10 bin kişilik kuvveti ile saldırıya geçen Peygamberimiz (s.a.v.) kan dökmeden, silahlı çatışmaya girmeden Mekke’yi teslim alarak Kâbe’yi putlardan temizler  ve Hucurat suresinin 13. ayetini okur: ‘’Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Tanışasınız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Sizin Allah katında en şerefliniz, O’ndan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah bilir ve işitir.’’

Huneyn Savaşı: Mekke yakınlarında bulunan Havazin Kabilesi Mekke’den sonra kendi putlarının da kaldırılacağını düşünerek 630 yılında 20 bin kişilik ordu ile Müslümanlarla savaşmaya karar veriyorlar. 12 bin kişilik ordu ile düşmana karşı giden Hz. Muhammed Huseyn savaşından galip olarak çıkmıştır. 

Tebuk Seferi: İslam dinin yayılmasına engel olmak isteyen Hıristiyan Araplarla, Bizans imparatorluğu Mekke’ye savaş hazırlığı başlattılar. Bunun üzerine 30 bin kişilik ordusu ile Medine’den yola çıkan Hz. Muhammed (s.a.v.) Tebuk’e gelir. Düşmanın savaşmaktan kaçınarak kendilerini kalelerine kapatmaları üzerine, savaş yapmaya gerek kalmadan Medine’ye geri dönülür. 

Hz. Muhammed’in hiçbir devlete, ırka durduk yere savaş ilan ettiği söylenemez.
Ancak Hz. Muhammet (s.a.v.)’in vefatından sonra Müslümanları yöneten halifelerin aynı yolu izlemediklerini görmekteyiz.  

Hz.Muhammed’in vefatından sonra İslâmiyet ile bağları zayıf olan aşiretler, kendi inançlarını yaşamaya başlar. Aşiretlerin zekâtlarını vermemeleri üzerine, Halife Ebubekir, Halid bin Velid aracılığı ile 632 yılından itibaren Medine’ye baskıya başlar.  

Ebubekir döneminde Irak ve Suriye’ye fethe çıkan  Halid bin Velid,  Halife Ömer döneminde de İran’a saldırılar düzenler (Dura, s.81).  

İslâm dinini öne sürerek yayılmacı bir politika izleyen Araplar, nihayet Türklerin yaşadığı Ceyhun nehrine gelmiştir. Burada bulunan Aşağı Türkistan ekonomik yönden zengin ve kalkınmış bir ülke olarak Arapların iştahını kabartmakta.

Horasan işgal edilerek 50 bin Arap buraya yerleştirilir.

Bu sırada, birbirleriyle savaş halinde olan Türklerin durumundan istifade eden Muvayene’nin Horasan valisi Ubeydullah bin Ziyad, 673 yılında 24 bin kişilik ordusuyla Ceyhun’u geçer ve Buhara’yı kuşatır.  

Buhara’yı yöneten Kıbaç Hatun (dünya tarihinde bilinen ilk kadın yönetici) Türk beyliklerinden yardım almadan Arapların ilk saldırısını geri püskürtse de ikinci saldırılarında anlaşma yapmak zorunda kalır. Anlaşma gereğinceArapların, Türk boylarına yapacağı saldırılarda Kıbaç Hatun karşılarına çıkmamak üzere Türk gençlerini Araplara rehine olarak verecektir (Dura, s. 83). 

Buhara’dan sonra Halife Osman’ın oğlu Said, Semerkant’ı ele geçirir, yağmalar ve oradan 30 bin Türk gencini tutsak ederek, köle pazarlarında satılmak üzere Horasan’a götürür. Kıpçak Hatun’dan esir alınan Türk gençleri Said’i öldürürler. Ancak gençleri, etrafı Araplarca çevrilmiş olan dağda açlıktan ölüm beklemektedir. 

Halife Abdulmelik (685-705) döneminde ise ‘’Araplaştırma / Müslümanlaştırma’’ politikası başlatılır (Dura, s. 84) 

Türk insanı en ağır zulmü, eziyeti 705 yılında Horasan valisi olan Arap Kuteybe’den görür:  

Baykent’in sömürgeleştirilmesi, zorla İslamlaştırılması, idari kadroların Araplara verilmesi, ticaret için Çin’e gitmiş olan baba veya kocalar evlerine döndüklerinde, kız çocuğunun veya eşinin para karşılığı baba veya kocaya satılması, kesik Türk kafasını getirene yüz dirhem altın verilmesi, on binlerce Türk’ün köleleştirilmesi, her Türk’ün evini Araplarla paylaşması… Kuteybe’nin olaylarından bir kaçı. (Dura s. 86:89)

Bir zamanlar Arapların Türklere yaptıkları ile İspanyolların, Portekizlilerin, sömürge haline getirdikleri yerlerin insanlarına uyguladıkları zulümler, katliamlar, köle ticaretleri arasındaki temel hareket noktası ‘’din yayma’’ konusunda birleşiyor. 

Amerika’yı işgal eden İspanyolların rahibi Valverde de, elinde İncil, İnkaların imparatoru Atahualp’a ‘’ İspanyolların gelişlerinin tek nedeninin İnka halkını dine döndürmek olduğu’’nu söyler (Dura, s.65). 

Kurtuluş savaşında Osmanlı Halifesinin buyruğunu dikkate almayan Arapların günümüzde Türk insanına ne derece yakınlık duyduğu ve samimi olduğunu tarihe bakarak değerlendirmek gereklidir.  

Dünya çapında belli insanların kontrolünde sosyal yönü zayıf, ulus-devlet karşıtı küreselleşme (globalleşme) politikalarını uygulayarak, Türk insanının elinde avucunda ne varsa Araplara veya başka ulus ötesi şirketlere satılması bizlere hiçbir şey kazandırmayacaktır…  

Küreselleşme nedeniyle insanların her geçen gün daha da yoksullaştığı görmezden gelinmemelidir.  

30.05.2007

Orhan Kaya

Kaynak:
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye, 2.Basım, İleri Yayınları, İstanbul, Ekim 2004

Köşe yazısı bağlantısı

  
2809 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri