Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar GÜLER, Türkiye gazetesi yazarı Balçiçek İlter ile yaptığı görüşme sırasında assubayların TSK’daki yerini, konumunu izah ederken Balçiçek İlter’in “Astsubayları üstleri eziyor mu?” sorusu üzerine Org.Yaşar Güler ''Öncelikle şunu söyleyeyim, Balçiçek İlter ile çay getiren görevlinin durumu aynı olur mu? Ya da sizinle genel müdürünüzün durumu? Her şeyin bir hiyerarşisi, sıralaması var” diyerek cevaplamış olduğunu Balçiçek İlter köşesinden yazdı.

Emekli assubayları Ölüm Orucunda ziyaret etmeyen Genelkurmay, 15 Mart 2014 günü düzenlemiş olan Büyük Miting sonrası emekli assubayların temsilcisi durumundaki Emekli As(T)subaylar Derneği Genel Başkanlığı yerine kurumsal yetkisi olmayan assubaylarla görüşme yolunu seçmiş.

Assubayı “çay getiren görevliye benzeten” Genelkurmay 2’nci Başkanı ile yapılan görüşmeye ilişkin bilgiler Cavit Kayıkçı’nın buloğunda yayınlandı.

Görüşme sonucu Genelkurmay 2'nci Başkanına teslim edildiği belirtilen dosyada assubayların "Açık Öğretim Fakültesinde okurken mesaiden çaldıkları, sicil yoluyla 1'inci dereceye düşenlerin amirlerine iş yapıyormuş gibi göründükleri, 1'inci dereceden yüksek maaş alanların bunu kendilerine tanınmış bir hak olarak gördükleri" gibi pek çok iddia mevcut.

Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar GÜLER’e verildiği belirtilen dosya başlığı şu şekilde:

GENELKURMAYA İLETTİĞİM SORUNLAR...

                                               EMEKLİLER

I.             Ücret ile ilgili sorunlar

a.   Kendi içimizde ücret adaletsizliği ( 2 ve 3 derece sorunu )

b.   Üstlerimizle bizim aramızdaki ücret adaletsizliği

c.   Diğer meslek grupları arasındaki ücret adaletsizliği

II.           Oyak ile ilgili sorunlar

ÇALIŞANLAR

I.             Sendika sorunu

ORTAK

I.             Astsubay onurunu ilgilendiren sorunlar

ÜCRET SORUNLARI 

I.             Kendi içimizde ücret adaletsizliği ( 2 ve 3 derece sorunu )

Bu sorunun temeli Derece ve Kademe diye tasnifleştirilen akıl dışı ücret politikasıdır. Derece, kademe, gösterge, ek gösterge vs vs bizim çok da umurumuzda değil. Aynı işi yaptığımız meslektaşlarımız ile aramızda uçurumlar olmasını hazmedemiyoruz!.

Ben 3.derecenin 2.kademesinden emekliyim. 1.dereceye düşen meslektaşlarımız ile aramızda 1000 liraya yakın fark var. Yılda 12.000 lira, 10 yılda 120.000 lira. Bir ev parası. Hak mı? Reva mı? En düşük Memur Emeklisinin 1400 lira aldığı bir Ülkede biz 1500 lira alıyorsak bunu hazmetmemiz mümkün değildir.

Bu zamana kadar meslektaşlarımız alsınlar dedik ama 1.dereceye düşen meslektaşlarımız bunu kazanılmış hak olarak kendi maharetleri olarak gördüler. Bu zamana kadar ses çıkarmadık ama bundan sonraki tavrımız şudur: bize yoksa diğer meslektaşlarımıza da yok. Varsa hepimize yoksa hiç kimseye…

Bizler çalışırken işini yapmak yerine mesaiden çaldıkları zamanlarla AÖF bitirenler, Üst üste birkaç iyi sicil almak için Üstlerinin gözüne girmek için göstermelik iş yapanlar 1.dereceye düşüp bizden 1000 liradan fazla para alırken hem meslekte keyif sürdüler, hem emeklilikte! Küçük bir azınlık dışında çoğu bu şekildeydi!

Bu bakımdan derece, kademe, gösterge, ek gösterge vs bizi bağlamıyor, eşit işe eşit ücret istiyoruz. Bunu da zinhar Genelkurmay Başkanlığından talep etmiyoruz Emekliler olarak bunu hükümetten talep ediyoruz. Ancak bu talebimizin önündeki en büyük engel bu gün ki Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ( TEMAD) dir!

II.           Üstlerimizle bizim aramızdaki ücret adaletsizliği

Kasıtlı olarak burada Üstlerimiz tabirini kullandım, Subaylar ile aramızdaki ücret adaletsizliği demedim. Subaylar bir taraf, Astsubaylar bir taraf, Uzmanlar bir taraf değiliz. Biz hepimiz aynı taraftayız. Emekli olunca sizler görevdeki maaşınızın %85’ini alıyorsanız bizler de görevdeki maaşımızın %85’ini almalıyız. %84’ünü aldığımız noktada bir haksızlık vardır. Şu an %35’ini bile alamıyoruz.

Görevdeyken zaten sizlerle bizlerin arasında ücret farklılıkları mevcut, Üst Astından daha az maaş alamaz diye bir fikir atıldı ortaya o gün bu gündür görevde zaten bu fark mevcut, aynı oran emeklilikte de korunsa sorun yok.

Biz Üstlerimizin hakkından istemiyoruz.

Üstlerimizin %85 almasından onur duyarız, gökten inmedik bu mesleğin zorluğunu biliyoruz. Ancak Üstlerimiz de bizim de en az %85 oranında emekliliğe yansımasına rıza göstermeli. Burası Türkiye burada 2 yılda Emekli olan vekiller var. Kendisine %170 zam yapan, danışmanına %170 zam yapan vekiller var. Bununla da yetinmeyip sekreterine %170 zam yapan vekiller var.

Vekiller danışmanını, sekreterini koruyup kollarken siz bizim de en az sizin kadar oranda emekliliğe maaşımızın yansıması talebinde neden yanımızda değil de karşımızdasınız?Milletvekillerine telefon bağlayan sekreterler kadar değerimiz yok mu gözünüzde? Gece eğitimine mi çıktılar? Şark hizmetine mi gittiler? Nöbet mi tuttular? Saymakla biter mi aramızdaki fark? Bu konudaki sitemimizde haklıyız.

O bakımdan sizden talep etmediğimiz bu hak konusunda bize gönülden destek olun.

III.         Diğer meslek grupları arasındaki ücret adaletsizliği

19 Mart 2014’ün Türkiye’sinin gündeminde yolsuzluk fezlekeleri var.

Kimseyi suçlu ilan etmiyoruz ama bizde bu Ülkede yaşıyoruz. Her yazılanı okuyor, her yayınlananı seyrediyoruz.

Samadıra’da AK Parti Belediye Başkanı var

Araştırdığınızda AK Parti Samandıra teşkilatından kaç kişiyi işe aldıklarını görünce bize hak vereceksiniz. AK Parti Gençlik kollarının tamamı.

Kartal’da CHP Belediye Başkanı var

Araştırdığınızda CHP Kartal teşkilatından kaç kişiyi işe aldıklarını görünce bize hak vereceksiniz. CHP Gençlik kollarının tamamı.

İster AK Parti olsun, İster CHP olsun her partinin sempatizanlarından başlıyor her türlü iş aş imkanları.

Mezarlık bekçisi emekli olunca benim iki katım emekli aylığı alıyor.

O bakımdan neresinden bakılırsa bakılsın diğer meslek grupları ile aramızda uçurum derecesinde ücret eşitsizliği var. 

ÇALIŞANLARIN SORUNLARI

I.             Sendikal sorunlar

Çalışan kardeşlerimizin grev lokavt hakkı olmasa bile sendika kurması teşvik edilmeli, Emekliler ile Çalışanların sorunları birbirinden ayrılmalıdır.

Muvazzaf sorunları sendikada görüşülmelidir. Sendikaya öcü gözüyle de bakmamak gerekir. Bu meslekte Disiplin Kanunu, İç Hizmet Kanunu ile yoğrulanlardan kamuoyunda bildik türde sendikacı çıkamaz.

II.           Muvazzafların TEMAD sorunu

TEMAD 2847 sayılı kanunla kurulmuştur. Kuruluş amacı da sadece ve sadece Emeklilerin dayanışması kaynaşmasıdır. Muvazzaflara müdahalede bulunamaz. Muvazzafların görevsel sorunları karşılıklı sevgi, saygı güven duygusu içinde kurum içince çözüme kavuşturulmalıdır.

OYAK İLE İLGİLİ SORUNLAR

I.             OYAK’ın açılımı nedir?

‘’Ordu Yardımlaşma Kurumu’’

Ordu Yardımlaşma Kurumu adı üstünde Ordu’nun tamamına yardımlaşma yapması gerekir.

4982 sayılı bilgi edinme hakkı kanunu kapsamında OYAK yönetiminden bir bilgi istesek kurulduğu günden bu zamana kadar kaç General yakını, kaç Subay yakını, kaç Astsubay yakını bu kurumda işe girmiştir? Söylerler mi? Asla!

General, Subay, Astsubay hepsinin toplamından kaç kat fazla sivil çalışanı var

Kral Çıplak değil, Kral çırıl çıplak !

Üstlerimiz bunları duymuyor olabilir ama bu konunun Astsubay camiasında konuşulmadığı anlamına gelmez. Camia bu konuyu konuşmanın ötesinde fokur fokur kaynıyor.

II.           OYAK ile ilgili çözüm önerileri

OYAK ile ilgili çözüm önerim yok. Çözüm önerim olsa da paylaşmak istemiyorum. Emekli olan her iki Astsubaydan biri geçim derdi ile baş edemeyip boşanırken, yuvalar yıkılırken, Emekli olup kapı kapı iş arayıp evine işsiz dönerken OYAK kapısı meslektaşlarımızın yüzüne kapatılırken o kapının ardında ne var neler oluyor bilmek istemiyorum çok da ilgi alanımda değil.

 ORTAK SORUNLAR 

I.             Onursal sorunlar

Sizler kimlersiniz?

General – Paşa – Subay - Komutan

Bizler kimiz?

Astsubay - Çavuş

İsmimizin başında Astsubay ismimizin sonunda çavuş

Ne Subaysın - Ne Çavuşsun iyi de o zaman neyiz?

II.           Astsubay ismindeki T harfini kaldıralım ‘’Assubay’’ olsun

http://ckayikci.blogspot.com.tr/

http://assubayplatformu.blogspot.com.tr/



Bülent Civan'ın 1'inci dereceden emekli assubayları zengin olarak gördüğü görüşme duyurusu.



Konuyla ilgili haber:

Bülent Civan-Ankara'dan Kareler.

Yorumlar