• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

PKK İLE ALMAN KARDEŞLİĞİ
Terör örgütü PKK’nın bazı yabancı devlet ve terör örgütleri ile olan bağlantıları 1978 yılındaki kuruluşundan kısa süre sonra başlamış, bu bağlantıların örgüte siyasi, mali ve silah desteği olmuş, içlerinden bazıları (örneğin Suriye bağlantısı) örgütün devamı için çok önemli rol oynarken, diğer bazı bağlantıları (örneğin İrlanda Cumhuriyet Ordusu) siyasi bakımdan sembolik seviyede kalmıştır. PKK’nın tüm bağlantıları içinde hiç şüphe yok ki Almanya’da olanlar örgütün siyasi, mali ve askeri alanlardaki faaliyetlerinin tümünü kapsamaktadır. PKK ALMANYA’DA Muhtemelen daha eski bir tarihte faaliyete geçmiş olmakla beraber, PKK Avrupa Kolları merkezinin Köln’de,irtibat bürolarının ise Mainz, Offenburg, Russelsheim, Olderburg ve Dortmund kentlerinde alenen açılması 1992 yılına rastlar. Yaklaşık son 10 yıl boyunca PKK’nın Almanya’da faal olan gerek Alman, gerek yabancı diğer terör örgütleri ile ilişkiler kurduğu ve yürüttüğü bilinmektedir. Bu örgütler içinde Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) ile olan bağlantısı bu tebliğin konusudur. RAF 1968-1977 arasında Almanya’da terörün en yoğun olduğu yıllarda yaklaşık 100 Alman vatandaşı faal terörist olarak tanımlanabilirdi. Bu kişilerin çoğu Baader-Meinhof çetesi olarak da bilinen ve bilahare adını Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) olarak duyuran örgüte katıldı. 1970’lerin ortalarında RAF’in kurucularının birçoğu yakalanıp hapse girdikten sonra çoğu psikolojik tedavi görmüş olduğu için Sosyalist Hastalar Kollektifi (SPK) adıyla anılan bir grup ta RAF’a katıldı ve bu 2.nesil teröristleri örgütü yeniden canlandırdı.

Bunlar arasında 1976 Entebbe baskınında öldürülen Wilfred Bose anılabilir. Hüsranla sonuçlanan Mogadisu baskını ertesinde 1977’den itibaren örgüt mensuplarının sayısı giderek azaldı, buna mukabil eylemleri daha kanlı hale geldi. RAF adına üstlenilen son terör saldırısı 1993 yılında Hessen kentinde yeni yapılan Weiterstadt hapishanesinin yaklaşık 300 kilo patlayıcı kullanılarak bombalanması ve 130 Milyon Marklık zarar verilmesi eylemidir.Haziran 1994’de RAF lideri Wolfgang Grams Alman anti-terör timi GSG-9 ile girdiği çatışmada olu ele geçirildi. Aynı operasyonda RAF mensubu Birgit Hogefeld’de sağ olarak yakalandı ve bilahare müebbed hapse mahkum oldu. Nisan 1998tarihinde bir bildiri ile RAF’in faaliyetine son verdiği üyelerince açıklandı. Ancak 1999 yılında Berlin’deki “Mehringhof” kültür merkezi yöneticilerinden olan ve RAF lider kadrosunda yer alan Horst Ludwig Meyer 15 Eylül’de Viyana’da polisle girdiği çatışmada öldürülürken, yine RAF üyesi eşi Andrea Klump de tutuklandı.

Alman makamlar RAF üyelerinden bazılarının bugün Devrimci Hücreler (Revolutionare Zellen/Roten Zora – RZ) ve Anti Emperyalist Hücre (AIZ) olarak bilinen örgütleri oluşturduklarına inanmaktadır. AIZ, 1994 yılında Alman muhafazakar CDU ve FDP parti binalarına, 1995 yılında ise bazı Alman politikacıların ve yabancı diplomatların evlerine yönelik düzenlediği bombalı saldırılarla adını duyurmuştu. PKK-RAF BAĞLANTISI Esasen Alman ve Almanca konuşan diğer Bati Avrupalı terörist grupların aşırı sol Türk terör örgütleri ile olan ilişkileri 1970’lere dayanır. Örneğin, 1970’lerde RAF’in THKP/C ile ilişkilerinin olduğu biliniyor. 1980 askeri müdahalesi ertesinde İsviçre’ye sığınan TKP/ML üyeleri ise İsviçreli komünistlerle temasa geçmiş ve bu temaslar 1990’larin basında bazı İsviçreli teröristlerin TIKKO’ya katılmasına imkan vermiştir.

Bunlar arasında ilk kez 1991 yılında Türkiye’ye girdikten sonra tutuklanıp 4 ay hapis yatıp sınır dışı edilen, ayni yılın sonunda yasadışı yollardan tekrar Türkiye’ye girip TIKKO ile dağa çıkan ve 1993 yılında silahlı çatışmada ölen KGI örgütü üyesi kadın terörist Barbara Kistler sayılabilir. Alman Anayasayı Koruma Örgütü,BfV’nin Başkan Yardımcısı Peter Frisch’in verdiği bilgiye göre PKK-RAF ilişkisini ilk tespiti 1992 yılındadır. BfV RAF üyelerinin Bonn, Almanya’da yapılan PKK gösterilerine katıldıklarını ve PKK adına bazı RAF üyelerinin Türkiye’ye “turistik” seyahatler yaptıklarını tespit etmiştir. Yine 1992 yılında Kuzey Irak’a yardım malzemesi götürdüğünü belirten 40 Alman kamyonunda füze rampaları, roketatarlar, havan topları, ve kamuflaj malzemeleri bulunmuştur. (Bu “yardım” malzemelerini gönderen Alman Lutheran Kilisesi nezdinde hareket eden “insani yardım” maksatlı “sivil toplum örgütleri”nin doğu ve güneydoğu Anadolu ve Kuzey Irak’ta son 30-40 senedir içinde bulundukları faaliyetler ayrı bir tebliğ konusudur.)

Geçen yıl Türkiye’deki yargılanması esnasında PKK lideri Abdullah Öcalan Alman RAF teröristlerinden örgüte katılımlar olduğunu itiraf etmiştir. RAF’in 1990’ların ortalarına rastlayan dağılma sürecinin PKK’ya katılımları hızlandırdığına inanılmaktadır. Alman Federal İçişleri Bakanı Kanther, 1993 Kasım’ında PKK’yı yasakladı. Ancak, bu kararın başarılı olup olmadığı tartışılır. 1997 yılında ise Alman mahkemesi PKK’ya bağış yapılmasını da yasaklamıştır. Alman ceza kanununun 129’uncu maddesi (a)bendine göre Alman devletinin terörist kabul ettiği PKK gibi örgütlere üye olmak veya yardım etmek suç teşkil etmektedir. Bu madde altında, Alman makamları 1998 yılında Hamburg ve Köln’de, Aralık 1999’da ise Berlin, Kreuzberg semtinde PKK’nın paravan teşkilatlarının bulunduğu bazı binalara baskın yapmış ve buralarda faaliyette bulunan bazı Alman vatandaşları hakkında soruşturma açmıştır. Bu şahıslar içinde evvelce RAF bağlantıları bulunan ikisinin Türkiye ve Kuzey Irak’ta PKK kamplarında bulunduğu baskınlarda ele geçirilen bazı fotoğraf ve belgelerden anlaşılmıştır. Yine 1998 yılında OHAL bölgesi kaynaklı Türk askeri istihbarat raporlarına göre PKK safından çarpışan Alman uyruklu teröristlerin sayısında artış kaydedilmiştir.
SEMPATİZANLAR,KURYELER, MİLİTANLAR

PKK ile bağlantılı Almanlardan kimi sempatizan iken, kimileri de örgüt için kuryelik yapmaktadır. Kendilerine “otonom” (autonomist) adını veren bu militanlardan gazeteci Stefan Waldberg, Kasım 1992’de PKK kuryeliği yaptığı gerekçesiyle Diyarbakır DGM tarafından tutuklanmıştır. Ocak 1995’de ise Karen Braun veAndreas Landwern adlı kuryeler Kapıkule sınır kapısında PKK’nın propaganda kasetleriyle yakalanmışlardır. Temmuz 1998’de Ankara polisi bir IHD protesto gösterisine katılan 4 kadın, 3 erkek, 7 Avusturya’lıyı gözaltına almıştır. Yine 1998 yılının Mart ayında Diyarbakır’daki Nevruz kutlamaları sırasında çıkan olaylarda kendisini gazeteci olarak tanıtan İtalyan vatandaşı”Dino” kod adlı, Damiano Frisullo ve iki İtalyan arkadaşı gözaltına alınmıştır.TCK’nin 312. maddesi ile yargılanan Frisullo’nun serbest bırakılması için PKK’nın Almanya’daki organlarının derhal bir kampanya başlatmaları dikkat çekicidir. Diyarbakır DGM tarafından 1 yıl hapis cezasına çarptırılan ve cezası paraya çevrilen Frisullo’nun RAF bağlantısı olup olmadığı tespit edilememekle beraber, İtalyan Kızıl Tugaylar (BR) sempatizanı olduğu İtalya’daki dosyasından anlaşılmaktadır. 21 Mart 1999’da ise bu kez Adana’da gösterici Nicola Schulirs’in liderliğinde 9 Alman’dan(3 kadın, 6 erkek) oluşan bir grup gözaltına alınmış, 10 polisin hafif yaralandığı Nevruz olaylarında elebaşı olarak kışkırtıcılık yaptıkları belirlenen ve Adana DGM’ye sevk edilen Almanların Türkiye’de gazeteci ve sivil toplum örgütü üyesi kisvesiyle bulunmaları kayda değerdir. Ağustos 1999’da ise Münih Bölge Mahkemesi 23 yaşındaki Claudia W. adlı Almanı PKK reklamı yapmak suçundan para cezasına çarptırmıştır. Bu davada sanığın avukatlığını yapan Angelika Lex’in Almanya’da PKK ile ilgili başka davaları da aldığı bilinmektedir. Başka Alman vatandaşları ise sempatizan ve kurye olarak faaliyette bulunmakla yetinmeyerek, bilfiil PKK’nın silahlı saldırılarına katılmayı seçmişlerdir. Bunlardan tespit edilen ilk örnek1993 yılında Kani kod Eva Juhnke, 27 yaşında Medya kod Vera Heesne, Cektar kod Ulrich Maichle, ve Jorg Ulrich adlı ikisi kadın 4 Alman teröristin PKK kamplarında eğitim görmeleridir. YAJK Bu noktada dikkat çeken bir husus PKK ile bağlantılı olan Alman militanların ağırlıklı olarak kadın olmasıdır.

Baader-Meinhof çetesi

Buna paralel olarak Baader-Meinhof çetesi ve RAF militanlarının yarısının kadın olduğu, bunların devamı olan Devrimci Hücreler örgütünün ise bir kadın kolu(Roten Zora-RZ) kurduğu hatırlanmalıdır. Bu kadın teröristlerin 1970 ve 1980’lerde Alman güvenlik güçleri ile girdikleri silahlı çatışmalarda ve yaptıkları diğer eylemlerde aşırı gaddar ve acımasız oldukları, hatta erkek teröristlerden daha gözü pek olarak tanındıkları hatırlanmalıdır. Baader-Meinhof ve RAF ile mücadelede tecrübeli bir Alman anti-terör timi GSG-9 üyesi bu konudaki tecrübelerini anlattığı kitabına “Shoot the Women First” (Önce Kadınları Vurun) adını vermiştir. Kitapta hücre evlerindeki çatışmalarda erkek teröristler teslim olurken kadınların ölümüne çarpıştıkları, mermileri bittiğinde bile pimi çekilmiş el bombası ile GSG-9 komandolarının üstüne saldırdıkları, bu yüzden komandolara hücre evi baskınlarında önce kadın teröristleri kafa atışıyla vurmaları için emir verildiği anlatılmaktadır. Bu gözüpeklik PKK ele başlarının da dikkatini çekmiş olmalı ki silahlı eylem için gönüllü olan Alman kadın teröristleri YAJK adı verilen Kürdistan Hür Kadınlar Birliği kadrosunda istihdam etmişlerdir. YAJK PKK’nın 1986 yılında yaptığı 3. parti kongresinde alınan bir kararla kurulmuş ve PKK’nın silahlı gücü ARGK ve siyasi/cephe kolu olan ERNK ile paralel hareket etmektedir. YAJK temsilcisi Helin Ateş’in örgüte yeni katılan Alman gönüllülerle meşgul olduğu bilinmektedir.

ENTERNASYONALISTLER 


Alman istihbaratı (BND)kaynaklarına göre “Enternasyonalistler” olarak tanınan çoğu kadın en az 30Alman vatandaşı 1990’ların başından bu yana sıhhiyeci, gerilla, ve eğitmen görevleri yapmak üzere PKK’ya katılmıştır. Bunlardan çoğunun Lübnan’ın Bekaa Vadisi’ndeki Mahsun Korkmaz Akademisi’nde askeri eğitimden geçtikleri biliniyor. Bekaa’ya yaptıkları yolculukta takip ettikleri rotanın Atina üzerinden geçmesi dikkat çekicidir. Bekaa’ya kimi zaman bazı Yunanlı görevlilerin refakatinde geldikleri de bilinmektedir. Hatta içlerinden gerillaya ayrılan bazılarının aynı Yunanlı subaylarla beraber Türk güvenlik güçleri ile çatışmaya girdiği,1997 yılının sonbaharında Kuzey Irak’ta Türk Hava Kuvvetleri tarafından bombalanan bir kampta öldükleri de kaydedilmiştir. Mahsun Korkmaz Akademisi’nde temel Kürtçe lisan dersi alan Alman enternasyonalistler arasından gerilla olmaya yetenekliler Kuzey Irak’taki kamplara sevk edilmekteydi. Bunlar içinde zimmetli Kanas silahı taşıyan biri kadın biri erkek en az iki Almanın keskin nişancı olarak görevlendirildiği ve erkek olanın bir çatışmada öldüğü de bilinmektedir. Yine Kuzey Irak’ta bir Alman kadın terörist kendisine ait el bombasıyla oynarken bombanın kazayla patlaması sonucu, bir diğer kadın terörist ise KDP peşmergeleri ile girilen bir çatışmada yine el bombası şarapnelinin isabeti ile ölmüştür.

Enternasyonalistler arasında arazide yaşamın çetin şartlarına dayanamadığı için veya Almanya’da iken hayal ettikleri idealist ortamı PKK’da bulamadıkları için firar edenler de çıkmıştır.Bunlardan bir erkek militanın 1998 yılında Almanya’ya geri döndüğü ve PKK tarafından öldürülmek üzere arandığı biliniyor. Ekim 1997’de ise bir Alman kadın terörist Türk güvenlik güçlerine kendiliğinden teslim olmuştur. Kuzey Irak’ta ve OHAL bölgesinde PKK safında çarpışan en az 12 Alman teröristin bulunduğu, bunların yani sıra bazı İtalyan ve İskandinav kökenli teröristlerin de silahlı eylemlere katıldığı bildirilmektedir. Medya kod adıyla tanınan Alman vatandaşı Vera Heese’den ise PKK’da hemşire olarak görev yaptığı 1998 yılından beri haber alınamadığından Alman Federal Başsavcılığı (BKA) tarafından öldüğüne inanılmaktadır. 1995 yılında PKK’ya katıldıktan sonra, 1997 yılında çatışmada yaralanan Jorg Ulrich ise tedavi gördüğü Erbil’de KDP tarafında gözaltına alınmış ve Alman Başbakanlığı’nın devreye girmesi ile1.5 yıl sonra Ankara üzerinden Almanya’ya iade edilmiştir. Braunschweig’daki”Anti-Fasist Forum” üyesi olan Ulrich’in 1998 yılında Van’da öldürülen AndreaWolf ile yakın ilişkide olduğu öğrenilmiştir. ÖRNEKLER Aşağıda Alman PKK mensupları içinden 3 örnek verilmiştir. Bunlardan ilki olan Andrea Wolf deneyimli RAF üyeleri arasından PKK’ya katılan savaşçı militanları temsil etmektedir. İkinci örnek olarak seçilen Eva Juhnke ise deneyimsiz, fakat idealist enternasyonalist gönüllüleri temsil etmektedir.

Britta Boehler

Üçüncü olarak Britta Boehler eline silah almak yerine Avrupa’dan PKK’ya siyasi destek sağlamak için lobi yapan Alman komünistlerine bir örnektir. Andrea Wolf 1965 doğumlu Münihli Andrea Wolf, RAF üyesi olduğu ve 1993 yılındaki Weiterstadt hapishanesi bombalama eylemine katıldığı iddiasıyla 1996 yılında hakkında çıkartılan bir tevkif müzekkeresi ile BKA tarafından aranmaktaydı. RAF lider kadrosundan Birgit Hogefeld’in yakın arkadaşı olan Wolf, 1980’lerdeAlmanya’da iki kez toplam 7 ay hapis yatmış, Münih’te bir yasadışı örgüt kurmuş,1995 yılında Güney Amerika’ya kaçmış, burada bir süre bulunduktan sonra da YAJK’ya katılmıştı. Wolf’un örgüte katılımı 23 Kasım 1996 tarihinde bizzat Abdullah Öcalan tarafından ilan edilmişti. Ronahi kod adli Wolf 24 Ekim 1998 günü Van ili, Çatak ilçesi, Keles köyü yakınlarında Türk güvenlik güçleri ile girdiği silahlı çatışmada olu olarak ele geçirilmiştir. Wolf’un sağ olarak yakalandıktan sonra Türk güçleri ile girdiği silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilmiştir. Wolf’un sağ olarak yakalandıktan sonra Türk güvenlik güçleri tarafından yargısız infaz edildiği iddiasıyla Almanya’da başlatılan kampanyanın koordinasyonunu yukarıda PKK avukatı olarak adı geçen Münih’li Angelika Lex’in yapması ilginçtir. Wolf’un ayrıca Pelda, Ruken, Sipan, ve Haki kod adlı teröristlerle yakın ilişki için de olduğu anlaşılmıştır. Eva Juhnke 1966 doğumlu Hamburg’lu Eva Juhnke’nin Almanya’da bir şiddet eylemine katılmamakla beraber,Otonomlar olarak tanınan RAF-mirasçısı örgüte mensup olduğu Alman makamlarınca tespit edilmişti.

Juhnke

Asıl mesleği hastabakıcılık olan Juhnke bir huzur evinde çalışırken Elazığlı Mehmet Özgül ile evlenmesinin ardından 1993 yılında PKK’ya katılmıştır. Ayni zamanda Andrea Wolf’un da arkadaşı olan, Juhnke, Kani kod adıyla Kuzey Irak’ta çarpışırken 5 Ekim 1997’de KDP peşmergelerince yakalanarak Şafak operasyonu sırasında Hakkari sınırında Türk güvenlik güçlerine teslim edilmiş, ve Muş cezaevine konulmustu. Van DGM’de 24 yıl ağır hapis istemiyle yargılanan Juhnke, 15 yıl cezaya çarptırılmış, bir süre Sivas E-tipi cezaevinde yattıktan ve yaklaşık iki ay açlık grevi yaptıktan sonra cezasının geri kalan kısmını çekmek üzere geçen yıl sonundan beri Amasya cezaevinde bulunmaktadır. Juhnke’nin Van DGM’deki duruşmaları esnasında Alman PDS partisi milletvekilleri Carsten Hubner ve Heidi Lippmann’in devreye girmesi ilginçtir. Britta Boehler Almanya’nın Freiburg kentinde1960 yılında doğan Britta Böehler, 1984 yılında Freiburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Münih’te hakimlik eğitimine başladı ve bu eğitimini 1988 yılında tamamladı. Hukuk bilimi dalında doktora eğitimi yapan Böehler, bir süre ABD’de kaldıktan sonra 1989 yılında Frankfurt’ta avukatlığa başladı. 1991 yılından itibaren mesleğini Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da sürdüren Britta Böehler, bugüne kadar 1998 yılında Suriye’den ayrıldıktan sonra kendisine Avrupa’da sığınacak bir ülke arayan Abdullah Öcalan başta olmak üzere, çok sayıda PKK’lının savunmasını üstlendi. Boehler’in de eski RAF sempatizanı olduğu BND tarafından kaydedilmiştir.

SON DURUM : PKK BITTI MI ?

Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkartılması, Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi, yargılanarak idama mahkum olması, Şemdin Sakık, Arif Sakık, ve Cevat Soysal gibi lider kadroların da yakalanmasının veya Murat Karayılan gibi bölgeden uzaklaşarak gücünün azalmasının PKK’nın “bittiği” seklinde değerlendirilmesine katılmıyorum. Kaldı ki, Suriye’deki PKK faaliyetlerinin önemini koruduğu, özellikle örgütün basın -yayın bürosunun çalışmaları ile örgüt yandaşları vasıtasıyla yürütülen faaliyetlerin sürdüğü, ayrıca örgüte katılan teröristlerin Kuzey Irak’a sevklerinin devam ettiği, örgütün Kuzey Irak’taki önemli teröristlerinin de Suriye üzerinden Avrupa’ya gönderildikleri, bu tür çalışmaları sırasında Suriye’den destek gördükleri son gelen haberler arasındadır. Adana Protokolu’nun ihlali anlamına gelen bu uygulamaların Suriye tarafından yapılacağına esasen bir an bile şüphem olmamakla beraber, PKK’nın Türkiye içindeki faaliyetleri de örgütün “bitmediğini’ göstermektedir. Abdullah Öcalan’ın sözde ateşkes ve geri çekilme emirlerine rağmen, sadece son 3 ay içinde Bingol, Tunceli, Mardin ve Şirnak’ta teröristlerle sağlanan sıcak temaslarda en az 9güvenlik görevlisi şehit olup, 4’ü yaralanırken, 17 terörist olu olarak ele geçirilmiştir.

Ocak ayının 10’unda Bingöl’de meydana gelen bir temasta teröristlerin açtığı ateş altında bir S70 Sikorsky nakliye helikopteri mecburi iniş yapmak zorunda kalmış ve kırıma uğramıştır. Yani, Türkiye toprakları içerisinde PKK’nın ve müttefiği olan Birleşik Devrimci Cephe üyesi TIKKO veDHKP/C teröristlerinin silahlı saldırıları hiçbir surette bitmiş değildir. Öte yandan, Avrupa ve Amerika’da ise PKK “siyasallaşma” surecini ilerletmek için caba sarf etmektedir. Almanya’da iktidarda bulunan koalisyonun Yeşiller kanadı içinde bazı RAF sempatizanlarının bulunduğu, hatta bunlardan birinin de Devrimci Hücreler’in liderlerinden terörist ve cinayet zanlısı Hans Joachim Klein’in eski arkadaşı şimdiki Dışişleri Bakanı Joschka Fisher olduğu iddia edilmektedir (Klein’in firarda olduğu yıllarda Fransa’da saklandığı yeri bildiğini geçen yıl açıklayan da Leyla Zana’yi “kardeş çocuğu” ilan eden Yeşillerin Avrupa Parlamentosu’ndaki grup başkanı nam-i diğer, “Kizil Danny”, Daniel Cohn-Bendit’dir). Hal böyleyken, Mart ayı başında Alman Dışileri Bakanlığınca casusluk yaptıkları iddiasıyla önce 3 sonra da 4, toplam 7 Turk diplomatın görevlerinden geri çekilmek zorunda bırakılmalarına şaşmamak gerekir. 200’un üzerinde Türk vatandaşının ölümünden sorumlu tutulan PKK geçici başkanlık konseyi üyesi Murat Karayılan 1989-1991 yılları arasında görev yaptığı Avrupa’ya geçen yıl sonunda dönerek, Hollanda’ya siyasi sığınma başvurusu yapmış ve Avrupa’da serbestçe dolaşarak, PKK’nın faaliyetlerini organize etmeyi sürdürmektedir.
 
MURAT KARAYILAN
 
Sıkça Almanya’ya giren Karayılan’ın bu ülkedeki temaslarının (ki bunlar arasında 8-21 Aralık 1999 ve5-15 Şubat 2000 tarihlerinde iki kez Karayılan’la yaptıkları toplantılar fotoğraflanan Diyarbakır’ın HADEP’li Belediye Başkanı Feridun Çelik de sayılabilir) izlenmesi için görevlendirilen Türk istihbaratçılarına Yeşillerin kontrolündeki Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından engel olunmuştur. Anlaşılan o ki Alman hükümeti son birkaç yıldır sürdürdüğü PKK ile mücadele rotasından sapma eğilimindedir. PKK’nın Alman lejyonerlerinin bugünkü durumu incelendiğinde Alman yetkililerin bu safhada verecekleri en ufak bir tavizin bile doğrudan doğruya kendi iç güvenliklerini etkileyeceğini hatırlatmakta fayda var. GELECEK 1970’lerde Baader Meinhoff çetesi ile Almanya’nın tanıştığı terör belası, 1980’ler ve 90’larda SPK, 2 Haziran Harekatı (M2J) ve RAF’la devam ederek, 90’ların sonunda Devrimci Hücreler ve günümüzde de AIZ ile sürerken, yeni bazı terör örgütlerinin de kurulmaya çalışıldığı anlaşılıyor. Esasen bu tehlikeyi Alman güvenlik yetkilileri de farketmiş durumdadır. 1999 yılında BfV’nin Radikal Yabancılar Masası şefi olan Klaus Grunewald, Alman teröristlerin PKK’dan esinlenerek yeni bir terör örgütü kurmalarından endişe ettiklerini ifade etmişti.

1998 yılında ölen AndreaWolf’un PKK saflarında kazandığı tecrübeyi kullanarak RAF’ın varisi olacak böyle bir örgütün kurulusu için çalışma yaptığı ve hatta örgüte”Anti-Emperyalist Direniş – Barış Yok” adını yakıştırdığı 1996 yılında Almanya-Avusturya sınırında yakalanan bir PKK kuryesinin Alman Devrimci Hücreler örgütü mensuplarına götürdüğü evrakın incelenmesinden anlaşılmıştı. Wolf’un o zamanki planı örgüt kurulduğunda Almanya’da yapacağı silahlı eylemler için PKK’dan aktif yardım sağlamaktı. Yine PKK saflarında çarpıştıktan sonra Avrupa’ya geri donen 8 Alman “enternasyonalist”in geçtiğimiz Ocak ayında Belçika’nın de Haan kentinde toplanarak, PKK’yı örnek alan yapıda bir örgütü Almanya’da kurmak için hazırlık yaptıklarını Alman BND kaynakları bildiriyor. Hal böyleyken, Alman yönetiminin PKK’ya karşı yumuşama yerine kovuşturma politikası izlemesi mantık gereğidir. Aksi takdirde yıllardır Türkiye’nin acısını çektiği terör belasını Almanlar da daha yakından tatmak zorunda kalabilir. Barbara Kistler* Zurih/İsviçre yok TIKKO militanı iken 1993 yılında çatışmada ölü ele geçirildiğinde *PKK bağlantısı bilinmiyor. 38 yaşındaydı.

01 MART 2013

http://www.turkishnews.com/tr/content/2013/03/01/pkk-ile-alman-kardesligi/

***




PKK'ya para aktardığı iddia edilen Alman vakıflarından sonra PKK eylemlerine katılan Almanlar da ortaya çıktı.

İstihbarat birimleri, sık sık Doğu illerine giden grubu fotoğraflarla belirledi. 4'ü Türk asıllı olan grup üyeleri geçen yıl Şemdinli'de öldürülen 4 PKK'lının cenaze töreninde görüldü. Grup olaylara katıldı. 

İSTANBUL'DA GÖSTERİ 

Michael Knapp liderliğindeki ekip gazeteci gibi davrandı. Gösteri ve cenazelerde fotoğraf çekti. D.Bakır, Hakkâri, Van ve Şırnak'ta görülen Almanlar, İstanbul'da da görüntülendi. 

PKK'NIN HER EYLEMİNDE ALMANLAR VAR 

BAĞIMSIZ İnsan Hakları Kuruluşu adı altında Türkiye'ye gelen 4'ü Türk asıllı 13 Alman vatandaşının, güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda öldürülen PKK'lıların cenazelerine katıldıkları ortaya çıktı. Türk istihbarat birimlerinin yaptığı çalışmalara göre Alman vatandaşlarının özellikle Diyarbakır, Hakkâri, Van ve Şırnak'a sık sık geldikleri tespit edildi. Almanların terör örgütüne ilgisi bununla sınırlı kalmadı. İstihbarat birimleri, Almanların zaman zaman İstanbul'da PKK yandaşlarının düzenlediği gösterilerde görüldüklerini de tespit etti. 

'GAZETECİ' KILIĞINA GİRİYORLAR

"İnsan haklarını araştırmak için geldiklerini" iddia eden Alman grubun başındaki isim ise Michael Knapp. Spor giyimli olan ve genelde kendilerine gazeteci görüntüsü veren grup, gösteriler ile terörist cenazelerinde fotoğraf çekip, kamera kaydı yapıyor. Alman grup, Şemdinli Aktütün Konur Köyü Yeşilvadi Mevkii'nde güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmada öldürülen "Dilovan Soran" kod adlı Şervan Kadir, "Sarina Avesta" kod adlı Şeyma Yıldız, "Başur Kürdistan" kod adlı Zindan Ahmet ve "Beritan Sozdar" kod adlı Gülistan Ergül adlı teröristlerin 22 Ağustos 2010 günü yapılan cenazelerinde görüldü. PKK yandaşlarının rehberlik ettiği grubun, cenazeden sonra ise güvenlik güçlerinin hedef alındığı taşlı ve molotofkokteylli saldırıların yapıldığı Şemdinli olaylarına katıldığı da belirlendi. 

22 Ağustos 2010

http://www.frmtr.com/guncel/4260140-almanlarin-turkiye-meraki.html

***

Alman dergisi Türkiye'yi böldü!

Türkiye Kürt sorunu ve PKK şiddeti konularında çözüm sürecine girdiğinden beri her fırsatta "iç karışıklığı" kışkırtan Almanya'nın ünlü dergilerinden Zenith, bu kez de kışkırtıcı "Türkiye Kürdistanı" kapağıyla ortaya çıktı.

Önde gelen Almanca siyasi analiz dergilerinden Zenith, yeni sayısında Kürdistan kapağıyla çıktı. Dergideki Kürdistan haritasında Erzurum'dan Antep'e kadar olan bölge ayrılmış. İki ayda bir çıkan derginin Temmuz/Ağustos sayısı "Bu ülke hala önlenebilinir mi?" başlığıyla yayınlandı.

KÜRTLER ARAP BAHARI'NIN KAZANANI

Özellikle İslam dünyası ve Ortadoğu ülkelerindeki siyasi, kültürel, ekonomik ve toplumsal konuları inceleyen Zenith dergisi son sayısında Kürdistan dosyasıyla çıktı.

Almanca konuşulan ülkelerde bugün okuyucularıyla buluşan dergi "Kürtler Arap baharının kazananları mı?" sorusunu yöneltiyor.

KENDİ DEVLETLERİNE SAHİP OLACAKLAR

Dergi, Kürtlerle ile ilgili araştırma ve analiz yazılarına 30 sayfa ayırdı. Aralarında Ortadoğu uzmanlarından Udo Steinbach'ın da bulunduğu çok sayıda akademisyen tarafından kaleme alınan yazılarda Kürtlerin statüsünün önlemez şekilde geliştiğine dikkat çekildi.

Kürtlerin Ortadoğu'da devleti olmayan en büyük halk grubu olduğu ve artık kendi devletlerine sahip olma şahsının bulunduğu belirtildi.

KÜRDİSTAN DEVLETİ KABUS AMA...

Türkiye'de "barış süreci", Irak'ta Bağdat hükümetiyle sorunlar, Şii-Sunniler arasındaki iktidar kavgası ve Suriye'deki iç savaşın Kürtlerin elini güçlendirdiği ifade edilen analiz yazılarında "Kürtlerin yaşadığı ülkelerde Kürdistan devleti bir kabus. Fakat Arap Baharı ile birlikte bu kabus gerçek olabilir" görüşü dile getirildi.

17 Temmuz 2013

http://www.son.tv/haber-196516

***
İlgili diğer haberler:

PKK-Alman işbirliği tescillendi

http://www.haber7.com/dis-politika/haber/831526-pkk-alman-isbirligi-tescillendi



Alman Taz gazetesi 'PKK Almanya'nın bir parçasıdır' manşetiyle çıktı!

http://rojevakurdistan.org/duenya/15262-taz-pkk-almanya-nin-bir-parcasidir-mansetiyle-cikti
  
3271 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri