22/05/2013
TÜKENMİŞLİĞİN VE GİDİŞİN AYAK SESLERİ !
Son aldığımız bilgilere göre bir aksaklık olmaz ise Taslak Personel Kanunu, Devlet Memurları Kanununa paralel olarak Yüksek Askeri Şura öncesi geçecek. Tabi burası Türkiye, gündem günde dört kez değişir. Bu dönemde geçmez ise kişisel tahminim meclis tatilden dönünce öncelikle ele alacağı ilk konulardan biri budur.
Mevcut hali ile Taslak Personel Kanunu taleplerimizin büyük bir bölümünü karşılıyor. Çalışma ekibimdeki değerli personelci arkadaşların yapmış olduğu inceleme bu yönde, keza maliyeci arkadaşlarda bu yönde görüş bildiriyor. Söz konusu taslak kanunu bu hali ile yeterli mi? Tabi ki tam olarak değil, giderilmeyen bazı hususlar var.
Yaklaşık 3 ay öncesinden beri TEMAD’ın Taslak Personel kanununa Müdahil olması yönünde yazılar yazmaktayız. Disiplin kanunundaki gibi geçiştirilmemesi için konuya ağırlık verdik.
Disiplin Kanunu’na TEMAD hiçbir şekilde müdahil olamamış ve Genelkurmay Başkanlığının istediği şekilde geçmiştir. Pazarlık masasında olmayan TEMAD siyasilerle bir iki resim çektirerek tepkileri azaltmaya çalışmıştır.
Disiplin Kanunun çıkmadan, taslak halinde iken Sn. Veysel ÇETİNER, 21 Aralık 2012 tarihinde yazdığı “ BU OYUNA GELMEYELİM” adlı yazısında yerinde ve haklı bir uyarı yapmıştır.
Sayın ÇETİNER; yazısında özetle; disiplin Kanunun bu hali ile çıkması durumunda mobingin artacağını, buna paralel olarak intiharlarında artacağını, sosyal medyada hak arayan assubayların bu yasa ile seslerinin kesileceğini yazmıştır.
Bence Sn. Veysel ÇETİNER bu yazıda gerçeği çok net tespit etmiş. Kendisini kutlarım. Öngörüleri maalesef çıkmıştır. İntihar sayıları bariz bir şekilde artmış, internetteki paylaşımları yüzünden bir astsubay Ağrı’da ”ibreti alem için tutuklu olarak yargılanarak” cezalandırılmıştır.
Yeri gelmişken bir öngörü de ben yapayım; en fazla 1-1,5 yıl sonra, ceza puanının dolduran muvazzafların ilişiği kesildiğinde, ellerinde bavulla nizamiyeden çıktığında, bazı şeyler daha net anlaşılacaktır.
Emekli astsubay olarak Sn. Veysel ÇETİNER’in tespitlerini TEMAD yönetimi tespit edememiş midir? Etti ise neden müdahil olmamıştır ? Tespit edemedi ise TEMAD yönetiminin orada ne işi vardır ?
Şimdi aynı duyarsızlığı Taslak Personel Kanunu ve İç Hizmet Kanununda yaşamaktayız. Bu kanunlar için ilk yazıyı 6 Mart 2013’de yani bundan yaklaşık 3 ay önce yazdık. Ardından 3 - 4 yazı daha yazdım. Biz bu kadar konuya odaklanırken TEMAD’dan konu ile ilgili hiçbir ses seda yok.
TEMAD şu ana kadar yaptığını iddia ettiği çalışmayı kamuoyuna duyurmadı. Çalışma ekibi kurduğunu duyurmadı, Askeri ve siyasi otorite ve muhalefetle görüşmedi ? Veya bunları yaptıysa açıklamadı. Ancak benim yaptığım görüşmelerde gerçek anlamda profesyonel herhangi bir çalışmanın olmadığını üzülerek öğrendim. Yazık.
Peki bu işlerle uğraşması gereken TEMAD yönetimi ne yapıyor ? Yönetim kurulunun bu işlerden daha önemli bir görevi mi var ? Biz yazmaktan usandık.. Haklarımızı almak için seçilenler bu iş ile uğraşmayacak ta ne ile uğraşacaklar ?
Ben söyleyeyim, muhalefeti sindirmek, kendi reklamlarını yapmak ve koltuklarını sağlama almak için yaptıkları faydasız, sırf propaganda amaçlı il toplantıları yapıyor. Assubaylar patır patır intihar ederken geziler düzenliyor, resim çektirip birde matahmış gibi bunu TEMAD sayfasın koyuyorlar. Ben açıkça söylüyorum, bunlar gidişin ayak sesleridir, aynı askeri ve siyasi otoritenin duyarsızlığı gibi TEMAD duyarsızlığı yaşamaktayız.
İntiharları basın açıklaması ile geçiştiren TEMAD, siyah çelengin ne olduğunu bilmiyor sanırım. Bilirse siyasi beklentiler çöpe gider maazallah. Bunlar bizim gördüğümüz kısımları, görmediğimiz kısımlarında zamanla ortaya çıkacağını umuyorum.
Yeni TEMAD yönetimi seçildiğinde çok umutlanmıştık, sevinmiştik, o dönemde muvazzaftım, arkadaşlarla toplanıp ne yapabiliriz diye konuşuyorduk, listeler hazırlıyorduk, bağışla destek oluyorduk, twitler atıyorduk. Umudumuz ve güvenimiz vardı.
Artık TEMAD yönetimine olan güvenimi kaybettim. Yazı yazmaya başlayınca ve özellikle istifa edenlerin röportajından sonra olayın bizim TV.lerden izlediğimiz gibi olmadığını anlamaya başladım. Hüsrana uğradım.
Bizlerin sadece koltuk için oyalandığını gördüm.
Son sözüm, İnsanların umutları ile kimsenin oynamaya hakkı yok.. Yazık bu insanlara. Ya gerçekten birşeyler yapın yada bırakın gidin artık. Siz gitmezseniz sizi gönderirler paşam. Bu şekilde TEMAD’ın tepesinde barınmaya devam edemezsiniz.
Böyle devam ederseniz bu işin vebali size çok ağır gelir..
Saygılarımla
Dede Ersel AKSU
Sn. Veysel ÇETİNER’in yazısını okumak için bağlantıyı tıklayınız.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10200390441663182&set=o.261723460535341&type=1&theater