Yıl bin dokuz yüz seksen. Mesleğim gereği Anadolu'muzun doğusunda büyük bir kasabada görevliyim. Kasabamızda resmi kurumlar olarak; Belediye, dört merkez mahalle muhtarlığı, Jandarma Karakolu, Sağlık Ocağı, Lise ve iki İlk Öğretim okulu, PTT Şubesi, Sıtma savaş memurluğu, bir Ziraat teknikerliği, Orman Muhafaza Memurluğu bulunduğunu anımsıyorum. Ana yol üzerinde bulunan ve kasaba esnafınca işletilen bir mobilya mağazası, iki fırın, üç-dört lokanta, iki kasap, bir - iki manav, dört- beş bakkal ve üç - dört kahvehane ile iki terzi ve iki berber dükkanının bulunduğu küçük bir çarşısı vardı. 
Ogün akşam ilçeden dönen haberci/posta getirmişti mesaj emri. Zamanın Sıkıyönetim Komutanlığınca Belediye Başkanlığına atanmıştım. 23 yaşında ve mesleğimin henüz dördüncü yılındayım, Belediye Başkanı olarak atandığımı belirtir emri okudum ve tebellüğ ettim. Şimdiki internet olanaklarının olmadığı 39 yıl öncesinin bu gecesinde, bu görevi layıkıyla ve başarılı olarak nasıl yapacağımı düşünmüş, sabah Birlik Komutanımdan yararlanırım umuduyla uyumuştum. Oysa bu görevin kaynağı ile husumetim yoktu ve Sıkıyönetim Komutanlığınca görevinden alınan Beldemizin asıl Başkanıyla da görüşmem gerekiyordu. Yerel Yönetimlerde sevk ve idare, Belediyelerin doğrudan ve dolaylı iletişimde bulundukları Kurumlar ve ayrıntıları ! Kasabamızın insanlarına ve diğer canlılara eşit ve adaletli hizmet etmenin teknik ve ayrıcalıklı yöntemlerini sayın Başkanla yarım gün süren görüşmemizde kendisinden dinlemiştim. Aramızda geçen bu özel toplantıda benim eklediklerim ise, iş disiplini, iş yeri ahlakı ve verimli çalışma üzerine olan düşüncelerim olmuştu. Görevime başladım ve bundan sonra benim için; Personel toplantıları, Belediyemizin taşınır ve taşınmazları, başlatılan ve planlanan ya da kayda alınmayan projelerimizin tanımlanarak gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar artık benim önceliklerim olacaktı. Kasabamızın önemli sorunları ve bunların tasnifi, aylık ve yıllık bütçe gelir durumumuz, aylık giderlerimiz, borçlarımız ve ödeme takvimi dahil yapacağımız çalışmalar ve göstereceğimiz değerlendirmenin hepsi de bu güzel beldemizin toplumunu ilgilendirecekti. Buna layık hareket etmemiz gerekiyordu. Görevlerimde karşılaşacağım kolaylıkların başında Belediye Meclisinin ( Encümen ) iki kişilik kadrosundan birinin de yine şahsım olmasıydı. Yani; kararlar iki kişilik imzayla alınacaktı. ( Belediye Başkan ve Encümen üyeliklerinin görevleri Milli Güvenlik Konseyi kararıyla sonlandırıldığı Sıkı Yönetim K.lığı emriyle önceden tebliğ edilmişti. Bu yaşım ve asker mesleği kişiliğimle böyle bir karara saygı duymamıştım ) 
Yaptığım görevlerin en önceliğini hiç unutmuyorum. Personel kadrosunun 1/3'ü kendi işlerinde çalıştığından, sabah-öğle- akşam mesaiye giriş-çıkış imza listesi uygulamaya konmuştu. Sanıyorum önce kendi evimizin önüydü bakmam gereken ve öyle oldu. Belediyemizde hiç görmediğimiz insanlar görev başı yaptılar.
Bir yıl kadar süren Belediye Başkanlığım süresince yaptığımız işlere gelince:
- Belediyemizin çalışanlarının Kurumsal görevlerinde iş disiplini ve sürekliliği sağlanmıştı. Kasabamızın İmar planı çok modern olmasına rağmen, Belediyenin geçmiş kontrol ve denetim sorumsuzluğunu fırsat bilenler tarafından, konut ve eklentilerini çevreleyen duvarları zamanla yer değiştirilmek suretiyle genişletilmiş, kasabamızın tüm sokakları daraltılmıştı. Kamuya açık cadde ve sokakların yasa dışı işgal ve ilhak edilmesine son verilmeliydi. İki imzalı olan Belediye Encümeni kararımızla halkımıza duyurmuş, YSE (Köy Hizmetleri) İlçe Şefliğinden aldığım dozer ve grayder ile, kasabanın tüm sokaklarında yine halkımızla birlikte hummalı bir çalışma yaparak, konut ve bahçelerin ihata duvarları kısa sürede Tapu ve Belediye İmar planlarına uygun hale getirilmişti. Sokak ve caddelerinin eski konuma göre neredeyse üç katına ulaşan genişlediğini gören halkımızın sevincini gören bizler, Belediye ekip arkadaşlarımızla birlikte çok mutlu olmuştuk. 
- Kasabamızın gereksinimi olan elektrik, yanı başımızda bulunan dağdan inen sudan ve tek türbinle çalışan santralden karşılanıyordu. Gelirlerimizin incelenmesinde saptadığım önemli bir sorun vardı. Elektrik tüketiminden elde edilen gelir, üç vardiyadan oluşan dört santral görevlimizle, sayaç takibi görevlisine ödediğimiz maaşı karşılamadığı gibi, Türbin motorlarının genel ve periyodik bakım masrafları da cabasıydı. Yani çok açık vardı. Yapılan araştırmada, Türkiye Elektrik Kurumunun çevre köylülere sattığı 1 kw. elektrik bedelinin 1/6 oranında elektrik satmamıza rağmen, halkın büyük çoğunluğu kaçak elektrik kullanıyordu. Kasabamızın okulunda Öğretmenlerimiz, Muhtarlarımız, İmamlarımız ve Esnaflarımız ve yaşlı ileri gelenlerin katılımıyla toplantı düzenledik. Kaçak elektrik kullanmakla, ekonomik ve ahlaki bakımdan birbirimize saygımızın olmadığını, zararlarını konuşmuştuk. Encümen kararımızda, bu toplantıdan bahsederek, kaçak elektrik kullananlara on beş gün süre verdiğimizi ilanen duyurduk, takip önlemiyle yakaladığımız iki hane sahibine zamanın koşullarına göre iyi bir para cezasıyla birlikte, bir ay da elektrik kullanım hakkından yoksun ettiğimizi karar alarak uygulamıştık. (Artık özel dağıtım şirketlerinden elektrik aldığımızdan, kaçak kullananların bedellerini birlikte ödeyerek kendi aramızda anlaşıyoruz.)
- Kasabamız, coğrafi konumuyla deniz seviyesinden 1800 metre yüksekte, yayla sayılıyordu. Nisan ayında çevre illerden bir çok hayvan sürü sahipleri, kasabamızın etrafındaki yaylaklara yerleşiyor, bu yerleşim noktalarında doğal su kaynaklarından yararlanıyorlardı. 4-5 aylık doğal otlakiye hizmetimize karşılık Belediyemize ekonomik katkıları yoktu. Yaptığımız bir çalışmayla, mevcut pınarların durumunu gözden geçirerek, otlakiye hizmeti alan sürü sahiplerine açık/pazarlık usulü ihale yöntemiyle yeraltı sularımızın kasaba halkına katma değer katılımını başlatmıştık.
- Belediyemizin kasaba sınırları içerisinde birkaç yerde bahçesi bulunmaktaydı. Bahçelerin elektrik, su olanakları Belediye tarafından karşılanırken 10-20 yıla yakın sürelerden beri aynı kişilerce kullanıldığı, Belediyeye hiçbir gelir katkılarının bulunmadığına tanık oldum. Sanırım 5 adetten oluşan bahçenin miadının dolduğu kararıyla, kullanıcılarından alınarak, içerisinde bulunan meyve ve büyüklük konumlarına göre pazarlık usulüyle yeni kullanıcılarına " belirli süreli " sözleşmeyle kiraya vermiştik. 
- Belediyemizin lojman konutlarında on beş yıldır oturanlar vardı. Hatta bunlardan bir kaçının Belediyeden emekli olmuş ya da ayrılmış başka işlerle uğraşıyorlardı. Kasaba içerisinde kendilerine ait konutları da vardı. Lojman Yönetmeliğimiz de, konut teslim dosyaları da yoktu, hiç tutulmadığını anlamıştım. Encümen kararı ile 0n beş gün içerisinde boşaltılmasını sağlayıp, yine aynı kararla Belediyenin yeni çalışanlarına çok az kira bedeli karşılığında teslim etmiştik. Konutlara düşük kira karşılığı yerleşen Belediye çalışanlarıyla, boş kalan diğer dört lojmana yerleşen kasabamızın Öğretmen, Ziraat ve Meteoroloji memurları çok mutlu olmuş, bu uygulamamızdan da kasaba halkımızın memnun olduğunu gözlemlemiştik. (Bu işlemlerin hepsinde resmi karar, kararlarda süre ve kullanım koşulları, demirbaşların teslimi vd. işlemlerin tamamında Askeri birliklerdeki emsallerine uygun sözleşme ve belgeler düzenlemişti)
- Belediye araç kadrosunda bir adet " çöp kamyonu " yazılıydı, dört-beş tonluk damperli normal bir araçtı. Kasabamızın çöpü alınmamış, çöp dökme yeri de yoktu. Köy hizmetleri Şefliğinden temin ettiğimiz 200 litrelik yüz adet varillerinin kapaklarının açılması, boyanması ve " Ç Ö P " yazılarının işlenerek kasaba sokaklarına konması üç haftada tamamlanarak, sokak başlarına yerleştirilmesi gerçekleştirildi. Haftanın üç gününde( p.tesi-çar.cuma ) kamyonla toplanan çöpler, belirlediğimiz boş bir dereye bırakılıyor, güvenli ortamda zaman zaman yakılıyordu.
- Kasabamızın gıda ürünü satan dükkanlarında etiketsiz ürün satışından halkımız şikayetçiydi. Aynı gıda vd.ürün farklı esnafta farklı fiyatla satılıyordu. Encümen kararıyla duyuru yapıldı, esnafın keyfi satışı ve haksız kazancı engellendi. Alış ve satış fiyatlarının yazılı olduğu etiket kullanımı, ürün irsaliye veya faturalarının Zabıta memurlarının kontrol ve denetimiyle zorunluluk haline getirilerek halkın sıkıntıları giderilmişti. 
- Kasabanın iki kasabı da, yol kenarında ağaç diplerinde hayvan kesimi yapıyordu. Yani, açıkta! Ayrıca, kasabamızın tam ortasından şehirler arası çalışan otobüsler ve kara taşıtları geçerken, yolcu alıp yolcu indirirler, tuvalet v.d. ihtiyaçlarını yakın kahvehanelerde gidermek zorunda kalıyorlardı. Fen memurumuzun çizimini yaptığı ve Belediyemize ait olan yol kenarındaki arazi üzerine bir umumi tuvalet( 4 bay, dört bayan için) ile yakınında bulunan dere üzerine de et kesim hanesi inşa ettirmiştik.
- Kasabada faaliyet gösteren hiç bir esnaf ve iş yerinin tabelası yoktu. Encümen kararıyla zorunlu hale getirmiş, tabelaların ebat, ışıklı ya da ışıksız konumlarına rüsum vergisi katılımını sağlamıştık. 
- Okul Müdürlerimizin talepleri sonucu, kasabamızın giriş ve çıkışına bayramlarda süslemek üzere birer tak ve üzerine de Aziz ATATÜRK'ün geceleri elektrikle aydınlatılan portresi kalıcı bir eserimiz olmuştu. 
- Henüz hizmet binası bulunmayan, asıl kadrosunda çalıştığım kasabamızın can ve mal güvencesi kahraman Jandarmamız adına, ana yol üzerinde beş dönümlük arazimizi kamulaştırma yoluyla tertip etmiştik.
Günümüzden otuz dokuz yıl öncesinde ve olağan üstü sıkıntılı günlerde henüz 23 yaşımdayken yüklendiğim önemli bir görevdi .... Belediye Başkanlığı. 
Demokrasimizin kesintiye uğradığı dönemin tüm olumsuzluklarına rağmen, halkla birlikte ve Halk için hakça paylaşımdı ekipsel çalışmalarımızın özünde yatan.
Halkı mutlu olduğu kadar, Belediyenin de mutlu olmasıydı yaptıklarından. 
Ayrımcılık, kayırmacılık, rant ve yandaş edinme yoktu. Kırk yıl öncesinde yoktu dediklerimizin olmadığı bir beldelerimizde, mutsuz bir belde sakini olur mu dersiniz ?