• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Orhan KAYA
orhan.kaya.61@hotmail.com
ASTSUBAYIN GÜNLÜĞÜNDEN
29/05/2016

Bir meslektaşımız gönderdiği iletisinde, yaşadığı anılarını dile getirmiş. Günlüğünü okuduğumda öncelikli olarak, hazırlamadaki günlerim canlandı gözümün önünde. Ardından sınıf okulu ve meslek. Burada farklı bir branşın yaşadığı sıkıntıları yüreğimde hissettim…

Yazıda şiddet, aşağılama, öz güveni yok etme derecesine varan cezalar okuyacaksınız. Aslında bunlar halk arasında askerliğe ilişkin anlatılan konular. Farklı bir şey yok. Ancak, insanı bir ayna kabul edersek, belli hareketler karşısında öğrendiğini uyguladığını da unutmamalıyız. Burada kişinin kendisini geliştirmesi önem kazanıyor. Öz güvenine sahip çıkan insanlar olumsuzlukları kolaylıkla aşmakta, adeta zorla dayatılan olumsuzluklara yaşamında yer vermemektedir. Öz güveni şekillendiren en önemli yerin aile olduğunu, sonradan öğrenilenlerin öz güvende aile kadar etkili olmadığını düşünürsek, sağlıklı ailede ve çevrede yetişen insanların tutumlarının daha sağlıklı olacağı bir gerçek…

‘’Okul’’ ve ‘’Assubaylık’’ olmak üzere iki bölümden oluşan yazımıza, TEMAD tüzüğünden bir madde ile başlayalım:

TE M A D   G Ü N C E L L E N M İ Ş   T Ü Z Ü Ğ Ü D Ü R

MADDE 1. Derneğin kuruluş, isim ve amacı aşağıda gösterilmiştir:

a. Türk Silâhlı Kuvvetlerinde astsubay olarak görev yapıp, emeklilik ve maluliyet nedenleriyle ayrılan Astsubaylar, bunların eşleri ile vefat eden Astsubayların dul ve yetimlerinin sosyal, kültürel ve hukuki ihtiyaçlarını karşılamak, askerlik mesleğine ilişkin ortak anılarını yaşatmak ve dayanışmalarını devam ettirmek amacı ile 16.06.1983 gün ve 2847 sayılı Kanun hükümleri uyarınca kamu yararına çalışan dernekler statüsünde TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERNEĞİ kurulmuştur.

*** 

ASSUBAYIN GÜNLÜĞÜNDEN

OKUL DÖNEMİ 

Sınavı kazanmışım yaşasın. Ama gurbetlik var keşke uzak olmasaydı. Yazık babacığım bu kadar çaba sarf etmese istemese buraya girmeyi istemezdim. Ama dışarıda kalırsam babam maddi açıdan daha da sıkışacak ve kardeşlerim okuyamayacak. Mülakat tamam, sağlık muayenesini de geçtim.
            Bu gün okula kayıt günü ve babam ne düşündü acaba beni buraya bırakıp giderken. Benim içim çok kötü oldu. İlk defa ailemden bu kadar çok ayrı kalacağım. Saç tıraşı yaptılar, kıyafet verdiler. Dersler daha başlamadı. Sabah 6 kalk, 6:30 kahvaltı, 7:00 etüd ve dersler,12:30 öğle yemeği, 18:30 akşam yemeği, 20:00 etüd 22:00 yat, arada içtima ve yoklamalar ve koğuş nöbeti. Eğitimler var. Sınıf subayları sert, bana hiç olmadı ama çok arkadaşı dövdüler. Üst sınıflar da var. Dalmaya gör, fırçayı yiyorsun. Nasıl bir yer burası, bu koku, kimim ben? Neden buradayım? Gitmek istiyorum evimi özledim. Bu kocaman içtima sahası, Allah’ım nasıl geçecek bu kadar sene? Başarabilecek miyim? Ya sınıf ta kalırsam? Yüklenme senedi de var, ailem mahvolur. İlk dönem 4 zayıfım var, izne gidiyorum ama ilk defa zayıf gördüler karnemde. Ama başarılı olacağım. Çok özlemişim onları…

Tekrar ayrılık vakti geldi. Okula gidiyorum yine. Hiç sevmiyorum bunu. Sabahın köründe orada olmak, serinlik ve sonraki stres…

Bu sabah saat 4:00 da kaldırdı sınıf subayı bizi. Arkadaşlar çöp bırakmışlar izinden yeni geldik. Çok uykum var ve dersler de…

Arkadaş altına lacivert çorap giymiş, sınıf subayı hem dövdü hem de çorapları ağzına aldırıp, bir sütunun başına geçirdi ve gelene geçene o çorap ağzında iken selam veriyor. Tabiî ki 13, 14, 15, 16 yaşındaki çocuğa güçleri yetiyor. Çabuk büyümeli ve hiç kalmamalıyım sınıfta. Zaten 1 defa kalabiliyorsun 2nci defa kalan atılıyor. Hafta sonu izinsizlik, çarşı izni, sıra bekle, çık, tekrar okula dön. Dayanamıyorum bazen. Sinemaya bilet al koş babam koş.

Nihayet bütün zayıf derslerimi kurtardım ve teşekkür de aldım. İzne gidiyorum ama 1 ay evvelden gelip kampa gideceğiz.

Yine ayrılık vakti, bu kadar çok gidip geldim ama hala alışamadım…

Garda silah elde, sırtımızda çanta bekliyoruz. Trenle gidiyoruz.

Burası daha garip, su yok, tuvaletler pis, sabah spor, güneş altında eğitim, deniz. Çadırlar arazide, çok merdiven var.. Yer kampetinde yatıyoruz, akrepler var. Deniz kenarında nöbet tutuyoruz ve gece buz gibi. Komutan çadırı nöbetçisi saatlerce orada dikili duruyor güneş altında. İyi ki ben tutmuyorum…

  Kostüm değiştiriyoruz hep. Sabah kahvaltı eğitim kıyafetli, gel ‘’3 dakikada her kes spor kıyafetiyle burada olacak, zaman tutuyoruuum.’’ Koş. Herkes koşuyor ve kimsenin birine bakacak hali yok. İstersen koşma hazır olma ceza var. Ya komando dansı ya şınav ya da sürünme ya da 2 saat öğle istirahatında sırt çantalı güneş altında esas duruşta beklemek. Spordan sonra eğitim kıyafeti. Eğitimden gel deniz kıyafeti giy, sonra deniz, sonra eğitim elbisesi, yemek, istirahat, eşofman, eğitim elbisesi vs. Hep aynı dönence…

Deniz kıyafeti ile kum ve çalılar içinde süründük, her yerimiz yara oldu, asfalt kollarımıza yapıştı, sonra deniz. Sebep: Arkadaşlar konuşmuş. Bıktım artık ‘’ İstikamet deniz dağılın marş marş’’ toplan atış vs.

Sigara içen arkadaşlar yakalanmış sınıf subayına, o tütünleri yedirdi onlara ve popolarına vurarak M1 piyade tüfeğini kırdı döverken. Sen bu yaşa çocuk getirdin mi? Okuldan at, ceza ver dövmekte neyin nesi?

Nihayet kamp bitti, ATAT kampı. ( Mesleğin sonuna kadar gideceğim tek kamp olacağını bilseydim, iki sini de daha iyi değerlendirirdim.) Biz yer kampetinde, Harbiyeliler büyük çadır ve ranzalarda kalıyorlar. Ne adalet? Bir de 2nci sınıfta vardı.

Artık 3ncü sınıfım. Fakat ilk 3 e giren hariç üniversite sınavına girmemize müsaade edilmiyor. Kaçak gireriz diye hafta sonu izinleri bile yasaklandı. Bir de ceza alaya gör. Saat başı yoklama içtimalar hariç…

Sınıf seçimi var, sınıf sonuncusu en iyi sınıfa seçilmiş. Tekrar sınıf seçimi yapıldı. Bilgisayar ders ve disiplin durumuna göre herkes bir sınıf a seçildi.. Hayırlısı olsun…

            Ama arada yaşananlar, duygularım, hislerim, özlemlerim anlatmaya kalksam buraya sığmaz ve anlaşılması zor.

            Artık sınıf okulundayım. İlk önce çavuş talimgâh denilen olay var. Bu eğitimi assubaylar vermeli bize, uzman çavuş ya da kıta çavuşları değil. Sigara serbest.. Bu arada hazırlama okulunda hiç sigara içmeyen ben, okulun son günü bir sigara içerek bu anlamsızlığa başlamış oldum.

            Bir aydan fazla, sıkışarak yemek yediğimiz, berbat bir eğitim bitti ve okula geldik. Harbiyeliler de var. Kurs takım komutanı onlarla basketbol maçı yaparken bizi taş toplamaya gönderdi ve bizim gözümüzün önünde oynamalarını kabul edemedim. Sonuçta onlar da biz de öğrenciyiz, kursiyeriz. Bizi çağırdı taş toplamadığımızı fark edince, bağırdı çağırdı. Hazırlamadan gelen üç arkadaştık biz. Neyse dersler başladı, derse uygun adımda git gel, Harbiyeliler serbest. İki kişi yürüyorsa uygun adım, tek kişi ise koşarak gidecekmiş. Ara sınavlar ve finaller kura çekimi ve mezuniyet. Ben İstanbul’u çektim. Sonra staj dönemi….sonra da tayin yerleri…

ASSUBAYLIK DÖNEMİ 

            Ya misafirhane olsa bari gittiğimiz birlikte. Nasıl ev tutacağız, nasıl eşya alacağız bu maaşla? Kimseyi de tanımıyorum. Ordu evinde kaldık ama onbeş gün sonra çıkın dediler. Bir sürü insan var burada kalan ama bize daha fazla müsaade etmediler. Ev tuttuk mecburen. Elektrik, su, eşya… Para gidiyor elbet. Dışarıda yemek maaş yetmiyor. Bekârlık zor… Ya bir de görev çıktı. Eşya almak gerek! Ankara’ya otobüs, oradan kurye uçağı… Ama hepsi bizden gidiyor. Hem ev kirası, hem ordu evi, hem telefon, hem yemek hepsi para…  Ne yapacağız? Para yok. Görev bitti, sivil uçakla dönelim. Gene cepten. Harcırahlar DUYUNa kaldı. Ne zaman alırız acaba zaten 40 gün güney doğu, 20 gün birliğimde kalıyorum. İlk görevin harcırahı bile gelmedi. Bu üçüncü görev… Hep bizim cepten gidiyor. Bir de duyuna kalmış. Bir dahaki sene Temmuz ayında aldık parayı. Enflasyona aşırı yenik düşüyor tabii ki 1.5 yıl önceye göre ödeme yapılınca. Masrafı hesap edin işte. Bu aradaki görevleri de…

            En iyisi evlenmek galiba... Ama ne ile? Düğün, eşya, ev, gel,git hepsi masraf. Ne yapalım kredi kartı, kredi ile evlenelim kısmet varken. Sıkıntı var hep tabii ki. Maddi manevi. Görev var. Hanımı annemlere bıraksam, olay… Annelerine bıraksam gene olay… En iyisi götüreyim misafirhanede kalsın. Bu sıkışık durumda bir de gelgit yapmayalım.

            Bir gün nöbet, bir gün istirahat… Ayda ortalama dört nöbet var, sabah 7 de kalkıp servise biniyorum. Ertesi gün 9 da nöbeti teslim ediyorum, tekrar nöbet yerinden birliğe git, üzerini değiş, otobüs bekle, eve varmam 11:30 u buluyor. Yat gecenin bir vakti kalk, ertesi gün mesai hayatımız mahvoluyor. Diğer emniyet birimlerinde 24 saat nöbete 48 saat istirahat var. Birde istirahatsız nöbet tutmuştum. Gece 00:00 a kadar yatmak yasak, gündüz mesai, sonra devriye, akşam ve yat yoklaması. Gece yattım uyudum derken saat 01:00 oluyor. 3:00-5:00 devriye var 2:45 te uyan, 5:00 da devriye biter saat 6:00 kalk, kahvaltı vs tekrar o kadar uykuyla mesaiye devam. Resmen aşırı şekilde yıpratıcı bu nöbetler. Bir de geçen gün bir arkadaş mesaj atmış, 30 km uzağa nöbete gidiyorlarmış, nöbet grupları 3 kişi sadece ve kendi ceplerinden 4 vasıta değiştirip gidip geliyorlarmış. Ayda 10 nöbet düşer. 10x4 vasıta gidiş(1.5 ytlx4=6x 2= bir nöbete =12) yani 120 ytl nöbete gidip gelmek için ceplerinden veriyorlar demektir bu…Ha bir de devriye saatleri, sabah toplantıda yine tartışma çıktı, kura çekilecekti, birileri razı değilmiş, atıştık yine, gene 1-3,3-5 devriyeleri assubayların, diğerleri subayların. Bedenen, fikren çalışan biziz ama bu adaletsizlik hep var.

            Lojmanda sıra var, giremiyorsun, ev tutayım diyorsun ve nerdeyse maaşın yarısı kira. Yakıt, elektrik, su maaşın yarısını epey geçiyor nasıl adalet bu ya? Bizim sayımız çok fazla ama kontenjanımız sayıya oranla çok az. Hiç kampa başvurmadım daha, zaten sıra bize gelmiyor.

            Devrem anlatıyor: Ya, sabah spora çıkıyoruz, duş yok, tekrar terli kıyafetlerle helikopter başına çıkıyoruz, pal rüzgârına maruz kalıyoruz, hasta oluyoruz. Sabah arkadaşlar helikopteri ayazda hazırladılar, bakım subayını iki defa çağırdım, çalıştırıp gidecek ama gazetem bitsin gelirim diyor. Arkadaşları göndersem, gelip bulamayacak bir sürü mevzu olacak. O çalıştırdığında, sabah ayazda çıkan arkadaş hala pal rüzgârında olacak, susturup gidecek, arkadaş işini tamamlamak için ayazda kalmaya devam edecek. Bir de istirahat saati koymaya kalkmışlar öğleden önce 10:00-10:15, öğleden sonra 15:00-15:15 biz işçi değiliz ki diyor. Ben teknisyenim, o zaman elimdeki işi bırakıp istirahata nasıl gideyim, ben saatime karar veririm diyor.

            Bir de bunlardan 2000 yılında kişi başı 2 YTL kağıt parası kesmişler. Birlik yeni kurulduğu için ikmal kanalı çalışmıyormuş… Çalıştırın…

            Güler misin ağlar mısın? Bu arkadaşların kıyafeti uçuş tulumu vs. savaş zamanı da bu kıyafet olacak üzerinde. Denetleme heyeti illaki kamuflaj elbise ve miğfer giyeceksiniz diyormuş. Ha bir de bu uçucu arkadaşlar çok marifetli YARIM KANAT bröve ile uçuyorlar hepsi de. Diğeri de uçuş tazminatı… Yerde işi yapan arkadaşlar, pilotla aynı riskle bindiği uçakta uçup bir de yerde tekrar bakım yapıyorlar ama UÇUŞ TAZMİNATLARI pilotlardan az. Bunun bir oranı varmış jet pilotları %8, pilotlar %4, teknisyenler %2. Yıpranmaysa aynı, görevse teknisyenin daha fazla, riskte hepsi eşit.

            Ya bu gün yine mesai varmış. Denetleme hazırlığı… Bu gün tam 3 aydır, cumartesi Pazar dâhil sabah 7 akşam 21:00 mesaideyiz. 21:00 da mesai bitiyor, birliğin bir kısmı mesaiye kaldığı için (sadece biz) 21:00 de kalkan servis semt semt dağıtıyor, genelde yakınlık değil kıdem sırasına göre gittiği oluyor servisin. Benim evde olmam 22:30 üzerini değiş, duş, yemek, yat. Hanımla aramız bozulacak. Ya biz insanız kardeşim. Fazla mesai parası vermiyorsun diye bu kadarı da fazla ama ya.

            Para kesintileri vardı, dilekçe vermiştim, yine kesinti yapılmış maaşımdan. Dilekçe verdim, komutan yanına çağırmış;’’ 4 dilekçe var, 5 inci nerede? İstifa dilekçen nerde?’’ dedi. Ben de ‘’ Mecburi hizmetim dolsaydı onu da verirdim komutanım.’’ dedim. Dilekçeleri al yoksa birliği didik didik ederim dedi, birlik komutanım da yanımda. Ben kararımı birlik komutanıma bildireceğim dedim, o esnada o birliği talan etmeye gitmiş. Nasıl adalet? Dilekçeyi almasam, hem arkadaşlarla, hem birlik komutanları ile aram bozulacak dedim ve dilekçemi geri aldım.        

            Bu zorlamalardan bıktım artık.

***

kuvayimilliye.net

emekliassubaylar.org

31.08.2008



1923 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Mahlas sonu - 07/07/2019
Değerler silsile halinde ilerler. Değerler değerleri yaratır. Değer, bir kültürün sonucudur.
Bireyin korunma ihtiyacı ve kültürel yapı - 26/04/2019
Dünyaya sattığı bir sanayi ürünü olmayan ülke onlara ne verebilir veya onlar ülkeye ne verebilir?
Siyasetçi ile Politikacı arasındaki fark - 22/04/2019
Politikacı partiler ile Siyaset yapan partilerin kitleleri arasındaki fark; Politika ile Siyaset arasındaki fark kadardır.
Siyasi Görüş Devlet Adamlığı Kaynaklı Olunca Fayda Sağlar - 20/04/2019
Devlet bir sistem, Ulus haline gelebilen toplumlar devletleşir.
Huzur, refah, saygı, saygınlık, kalite, üretim, bilimsellik ve demokrasi bilinci - 16/04/2019
Bütün düşüncelerin temeli, niyet; kötü mü, iyi mi? Aranması gereken de bu.
Toplumlar, diğer toplumların etkisi altına girdirici koşullarını bizzat kendisi hazırlar. - 13/04/2019
Geri kalmış toplumların akıl ile sınavı.
Ezberci eğitim, feodal yapı, tarikatlar ve toplumsal düşünce - 09/04/2019
Ezberci eğitim, feodal yapı, tarikatlar ve toplumsal düşünce
Geleceğin nasıl olacağını bugün yetiştirilen çocuklarda görebilmek gerekir - 08/04/2019
Dün, bir gündü dünde kaldı. Bugün bu gündür, hakikatte şu andır.
Çanakkale Zaferi, Öncesi ve Sonrası - 18/03/2019
Bir milletin geleceği için sonrası başından ve ortasından daha önemli…
 Devamı
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri