Kapital düzenin baş aktörlerince; Dünya üzerindeki stratejik yeri nedeniyle çevresine yapabileceği etkileri değerlendiren her devir maşa durumuna düşmüş olan Türkiye, “One minute” gibi sanal güç gösterileriyle dış siyaset hamleleri yaparak Araplara örnek oluşturması istenen siyasi yapı, içte de kendisine biçilen rol gereği Ilımlı İslam yolunda adım adım ilerlemekte.

Türkiye gündeminde Ilımlı İslam’a yönelik bir proje olmayan gün yok gibi.

Son olarak eğitimle ilgili vakıflarca, kız ve erkek öğrencilerin bir arada eğitim yapmalarının demokrasiye aykırılığının, dile getirilmesinin insanlıkla nasıl bağdaştırıldığını anlamak doğrusu çok güç.  

Ilımlı İslam yarışına ilişkin pek çok haberden birine bakalım:

“*Milli Eğitim Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın kuruluşlarında ''Müdürden erkek ve kız öğrencilere 45 santim yasağı'' başlıklı haberlerin ''tamamen gerçek dışı, gerçekle bağdaşmayan, tamamen yanlış beyan ve ifadelere dayalı'' olduğu belirtildi.

*Merkez Yenişehir ilçesindeki Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi önünde dün toplanan bir grup veli, öğrenciler arasında ''kız-erkek ayrımı'' yapıldığı iddiasıyla eylem yapmış, kız ve erkek öğrencilere ''birbirlerine çok fazla yaklaşmamaları yönünde baskı yapıldığını'', yemekhanelerin ''kız-erkek bölümü'' diye ayrıldığını iddia ederek, bu durumu protesto etmişlerdi.”(*)

Şimdi burada olayı protesto boyutuna getiren veliler mi yoksa milli eğitim müdürü mü haklı?

Eğitimin insan üzerindeki köklü etkisi yadsınabilir mi?

Çin Atasözü der ki : ” Bir yılı planlıyorsanız pirinç yetiştirin. Yirmi yılı planlıyorsanız ağaç yetiştirin. Yüzyılları planlıyorsanız insan yetiştirin.”

İşte tam da Çin Atasözü misali, bilgi çalmayı zorunlu kılan ezbere dayalı Türk eğitim sistemi, kitapların devlet tarafından ücretsiz verilmesi nedeniyle okullar tam bir bilinçaltı propaganda yeri olmuşken, şimdi de Amerikan dayatması Ilımlı İslam planının sağlam temellere oturtulmasına vakıflar yoluyla “halk istedi söylemi oluşturularak” eğitim sistemi ile oynanmaya devam edilmekte.

Akıllı tahta uygulaması da bu oyuna buna bir örnek değil mi?

Her alanda dışa bağımlı tutulan, madenlerini yabancıya işlettiren, kapitalist düzene destek olmasına rağmen dünyanın en pahalı akaryakıtını halkına satan Türkiye; eksik malzemeden dolayı kimi okullarda deney laboratuvarları kapalı tutulurken ithal akıllı tahtalarla dışa bağımlılığını üst seviyeye çıkarmakla birlikte ekonomisine göz göre göre darbe vurmakta, ezbercilikten sonra araştırmadan uzak görsel yetişen nesiller yaratmaya aday olmakta.

Halen özüne dönemeyen bir Türkiye, geçmişte asker şimdi sivil iktidar –ama sıralı hareketler içinde- elinde kapitalist düzenin maşası olmaya devam etmekte ve ne yazık ki her devir, şekil değiştirse de kapitalist düzenden yana… 04.03.2012

Orhan KAYA

(*) http://www.ogretmenatama.com/egitim/okulda-45-cm-mesafeye-aciklama-h3065.html

Her hakkı www.oncekultur.com'a aittir. Kaynak gösterilmeden, aktif link adresi verilmeden yayınlanamaz, alıntı yapılamaz.

Yorumlar