• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.262832.3921
Euro34.778034.9173
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13. İslam Zirvesi Konuşması
13. İslam Zirvesi’nin ardından İİT Genel Sekreteri Medeni ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin ‘Adalet ve Barış İçin Birlik ve Dayanışma’ temasıyla düzenlendiğine işaret ederek, “Birlik anlayışımızı, kesrette vahdet (çoklukta birlik) ilkesi üzerine kurmamız gerekiyor. Farklılıklarımızla beraber birlik olmayı başaramadan, Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları aşamayız. Barış ve adalet sütunları üzerinde yükselen bir medeniyetin mirasçılarının, bugün daha çok iç savaşlar, silahlı çatışmalar, mezhep taassubu ve terörle anılıyor olması, gerçekten üzüntü vericidir” dedi.

İki gündür İstanbul’da devam eden İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 13. İslam Zirvesi’nin öğleden önce gerçekleşen kapanış oturumuyla sona ermesinin ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İİT Genel Sekreteri İyad Medeni ile birlikte, ortak basın toplantısı düzenledi. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Genel Sekreter Medeni, zirve ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.


Zirvenin başarıyla icra edilmesinde gösterdikleri gayret için, Genel Sekreter ve mesai arkadaşları ile Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye adına katkı sağlayanların yanı sıra, zirveye katılan tüm liderlere ve ülke temsilcilerine teşekkür ederek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin; üye ülkeler, İslam âlemi ve tüm dünya için hayırlara vesile olmasını diledi.

“İİT ÇALIŞMALARINI DAHA İLERİYE TAŞIMANIN GAYRETİ İÇİNDE OLACAĞIZ”

1969 yılında kurulan İİT’nin, 56 üyesi ve 5 gözlemci üyesiyle, Birleşmiş Milletler’den sonra, dünyadaki en büyük 2’nci uluslararası örgüt olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan daha önemlisinin İİT’nin bütün İslam ülkelerini bir araya getiren yegâne uluslararası platform olduğunu kaydetti “Türkiye, kuruluşundan bu yana teşkilatın faaliyetlerinde aktif bir şekilde yer almış, daha etkin bir hale gelmesi için de çaba göstermiştir. Dün itibariyle devraldığımız dönem başkanlığımız boyunca, -ki iki yıl sürecek- bu çalışmaları daha ileriye taşımanın gayreti içinde olacağız” açıklamasında bulundu.

13’üncüsü gerçekleşen İslam Zirvesi’nin İİT’nin en yetkili organı olduğuna ve İstanbul Zirvesi’ni, “Adalet ve Barış İçin Birlik ve Dayanışma" temasıyla düzenlediklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birlik ve dayanışma olmadan adalet ve barışın inşa edilemeyeceğini vurguladı ve “Birlik anlayışımızı, altını çizerek söylüyorum ‘kesrette vahdet’ (çoklukta birlik) ilkesi üzerine kurmamız gerekiyor. Farklılıklarımızla beraber birlik olmayı başaramadan, Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları aşamayız. Barış ve adalet sütunları üzerinde yükselen bir medeniyetin mirasçılarının, bugün daha çok iç savaşlar, silahlı çatışmalar, mezhep taassubu ve terörle anılıyor olması, gerçekten üzüntü vericidir” diye konuştu.


İSLAM DÜNYASINDAKİ MEZHEPÇİLİK, IRKÇILIK VE TERÖR FİTNESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının bugün mezhepçilik, ırkçılık ve terör olmak üzere üç konuda büyük sıkıntı çektiğini, bunların birer fitne olduğunu ve Müslümanların zayıflatıp kan kaybına uğrattığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözünü ettiği üç sorun ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Dikkat edin, mezhepçilikte ölen Müslüman ve tekbir getirerek, ‘Allahu ekber’ diyerek ölüyor. Öldüren, o da ‘Allahu ekber’ diyerek öldürüyor. Bu ne menem iştir? Dün de konuşmamda söyledim, biz mezhepçilik noktasında ne Şii dinindeniz, ne Sünni dinindeniz, o başka bir şey. Bizim tek dinimiz var, İslam. Ben Müslümanım, diğerleri birer yol olabilir, ona saygı da duyarız, ama İslam’ı asla tartışmayız, yeni yeni yollar aranması gibi bu tür fitne unsurlarının içerisine giremeyiz, oralarda rol alamayız.

İkincisi ırkçılık…

Rabbim bizleri kavimler halinde yarattı, herkesin kavmine saygı duyarız, Arap’ına, Türk’üne, Kürt’üne, Laz’ına, Çerkez’ine, Gürcü’süne, Abhaza’sına, velhasıl dünyada ne kadar kavim varsa, ırk varsa hepsine saygı duyarız. Ama bir ırk diğer ırka üstünlük mücadelesine, üstünlük kavgasına girerse, işte bu da bir fitnedir. Bunlar bizi böler, parçalar, bizi vicdandan da uzaklaştırır, insanlıktan da uzaklaştırır, hele hele İslam’ın içerisinde bu ırkçılık fitnesi yaygınlaştırılırsa bu bir aynı zamanda da beladır. Ve bir diğeri de terördür. Şu anda terör belasının insanlık bedelini ödüyor. İşte kendi ülkemizde yaklaşık 35 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz ve kaybettiğimiz insan sayısı ortada, maddi bedel ortada.”

RUSYA’NIN PYD’Yİ SİLAHLANDIRMASI

PKK’nın kendi içinden yeni terör örgütleri doğduğunu; bunlardan bir tanesinin PYD diğerinin de YPG olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Bakın şimdi Rusya açıklama yapıyor, ‘Evet, biz PYD’yi silahlandırıyoruz’ diyor. Gerçekler ortada. Ve Moskova’da kendilerine ofis açtırıyor. Kimlerin terör örgütlerinin yanında yer aldığı artık gizlenmiyor, açık-net ortada. Biliyorsunuz DAEŞ terör örgütü, Irak’tan başladı, Suriye’de yaygınlaştı, şimdi dünyanın değişik ülkelerinde, kıtalarında yer alıyor. İşte Boko Haram, bunlar hep birlikte gelişiyorlar. Ve oralarda da yine ciddi manada tahribatlar meydana getiriliyor. Ama sorduğunuz zaman bunu İslam adına yaptıklarını söylüyorlar. Bunların İslam’la falan alakası yok. Zira bizim dinimiz bir sulh dinidir, bir barış dinidir.”


“MÜSLÜMANLARIN YOĞUNLUKTA OLDUĞU COĞRAFYALARDA YAŞANAN KRİZLER DİKKAT ÇEKİCİ”

İç yakan bu acı manzaranın oluşumunda küresel sistemin yapısındaki adaletsizliğin ve dışarıdan yapılan müdahalelerin payının görmezden gelinemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada yaşanan insani dramların, krizlerin büyük kısmının Müslümanların yoğunlukta olduğu coğrafyalarda gerçekleştiğine dikkat çekerek bunun üzerinde durulması gerektiğini söyledi.

“Acaba niçin halkı Müslüman olan ülkelerde bu terör yaygınlaşıyor? Acaba bunun arkasında kimler var? Hangi unsurlar var, hangi ülkeler var? Niçin bunlar acaba halkı Müslüman olan ülkelerde yaygınlaşıyor?” sorularını yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlar sorgulandığında terör olaylarının daha sonra neden iç savaşa dönüştüğünün anlam kazandığını dile getirdi.

Dünyanın her köşesindeki Müslümanların sorunlarıyla ilgilenip onlarla dayanışma sergilemenin, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın asli vazifesi olduğunun ve zaten bunun için kurulduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ta başından itibaren biliyorsunuz ‘İslam Konferansı’ olarak çıkmış olan bu örgüte, dedik ki ‘İslam Konferansı’ ifadesi yakışmıyor. Bir yerde konferansı verirsin, İslam’la ilgili konferans da verirsin. Ama İslam Konferansı dediğiniz zaman bu farklı bir şey; bunun bir teşkilat haline gelmesi, bir örgüt haline gelmesi gerekir. Şimdi temenni ediyorum ki, İslam İşbirliği Teşkilatı, teşkilatlanmanın, teşkilatçılığın en önemli adımlarını atıyor ve atacaktır” sözlerine yer verdi.

Zirve toplantısı vesilesiyle çok sayıda çalışma ziyareti, resmi ziyaret ve ikili temas gerçekleştirme imkânı bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü liderlerle zirve gündeminde yer alan konuları, ülkeler arası karşılıklı ilişkileri değerlendirdiklerini, mezhepçilikten, iç çatışmalarla mücadele ve kalkınmaya kadar geniş bir alanda görüş alışverişinde bulunduklarını açıkladı.

İİT POLİS İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON MERKEZİ KURULMASI

İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle, İslam dinini istismar eden tüm cinayet şebekeleriyle mücadele etme konusunda mutabık kaldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak gündeme getirdiğimiz ‘İslam İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi’nin kurulması önerimizin kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz, hayırlı olsun diyorum. Aynı şekilde Suudi Arabistan öncülüğünde konuşulan ‘Teröre Karşı İslam İttifakı’ girişiminin krizler ve tehditlerle mücadelede etkin bir yapı haline getirilmesi arzumuzu ifade ettik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası kuruluşlardaki temsil adaletsizliği, özellikle de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yapısına ilişkin eleştiri ve tekliflerini de İstanbul Zirvesi’nde İİT üyeleriyle bir kez daha paylaştıklarını da sözlerine ekledi.

“GENÇLER VE KADINLAR TEŞKİLAT BÜNYESİNDE DAHA ETKİLİ BİR ŞEKİLDE TEMSİL EDİLMELİ”

İİT’nin bir gençlik kolu olduğunu hatırlatan ve bu zirve kapsamında teşkilatın bir de kadın kolunun olması yönünde Genel Sekreter ve üye ülke liderlerine teklifte bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yapının gerçekleşmesi durumunda Müslüman kadınların kendi sorunlarının uluslararası toplantılarda bizzat kendileri tarafından ortaya konulmasının sağlanacağını dile getirdi ve “Kadın Kolları adıyla teşkilatın bünyesinde böyle bir birimin olmasını önemsiyorum. Gençlerin ve kadınların teşkilat bünyesinde daha etkili bir şekilde temsil edilmesi konusundaki düşüncelerimiz ve ısrarımız bu zirvede de ifade etmek veya edilme noktasında imkân buldu” şeklinde konuştu.

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI ORTAK KIZILAYI OLUŞTURULMASI

Yine zirve kapsamında üye ülkelerdeki Kızılay kuruluşlarının ortak bir çatı etrafında buluşarak dünyanın en etkili yardım kuruluşu haline dönüşmesi gerektiği görüşlerini sunduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, teklifi ile ilgili düşüncelerini ve gündeme getirdiği diğer bir teklifini şu cümlelerle aktardı: “Şu anda 56 İslam ülkesinin olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ortak bir Kızılay’ı yok. Her ülkenin kendine has Kızılay veya farklı isimler altında bu tür kuruluşları var. Ama diyorum ki; niçin böyle bir yardım kuruluşunu İslam İşbirliği Teşkilatı ortak bir kuruluş haline getirmesin? Eğer bu bir ortak kuruluş haline gelirse, ben inanıyorum ki herhangi bir İslam veya gayrimüslim, hangi ülkede olursa olsun, elini uzattığı zaman çok daha güçlü uzatacaktır, yardım eli oralara çok daha güçlü gidecektir diye düşünüyorum. Zirve sırasında üye ülkelerin dikkatine sunduğumuz bir diğer teklifimiz de, merkezi İstanbul olan bir uluslararası tahkim müessesesi kurulmasıdır.”

“İİT BÜNYESİNDE AVRUPA MÜSLÜMANLARI GRUBU YER ALMALI”

İstanbul Zirvesi’nde kabul edilen ‘İslam İşbirliği Teşkilatı 2025 Eylem Programı’nın üye ülkelerin kalkınma çabalarına destek verecek, yol haritası olacak çok önemli bir belge olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzetbegoviç’in; teşkilatın mevcut yapısı içinde var olan Asya, Arap ve Afrika gruplarına, Avrupa grubunun eklenmesi teklifinde bulunduğunu açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Avrupa kıtasında yaşayan ve sayıları 30-40 milyona yaklaşan Müslümanları temsil eden bir Avrupa Müslümanları Grubu’nun bir an önce teşkilat bünyesinde yerini almasını arzu ettiklerini de sözlerine ekledi.

Tüm bu hususların hayata geçirilmesi yönünde gerekli adımların, dönem başkanı olarak kendilerinin ve teşkilat sekretaryasının takibi neticesinde hızla atılacağına inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında Karabağ meselesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Kosova’nın henüz kimi İİT üye ülkeleri tarafından tanınmaması ve Keşmir sorunun çözümü konularına da değindi.

"SADECE EGE'DE KURTARDIĞIMIZ İNSAN SAYISI 100 BİNE ULAŞTI"

Akdeniz'de, Ege'de botlar ve kırık dökük gemilerle Avrupa'ya gitmeye çalışanların neredeyse tamamının Müslümanlardan oluşmasının, bir utanç kaynağı olduğunu belirten Erdoğan, "Sayıları milyonlarla ifade edilen bu insanlar, güvenlikleri ve gelecekleri için hayatları pahasına böyle bir yolculuğa çıkmaya mecbur kalmışlarsa hep birlikte oturup düşünmek zorundayız. Bizim sadece Ege'de kurtardığımız insan sayısı 100 bine ulaştı." diye konuştu. (Paragraf kaynağı: http://www.hurriyet.com.tr/islam-isbirligi-teskilati-13-islam-zirvesi-basliyor-40088077)

KKTC VE KOSOVA’NIN TANINMASI

BM’nin Azerbaycan lehine verdiği karara rağmen 25 yıldır Karabağ’ın Ermeni işgalinde olduğuna işaret ederek, Azerbaycan tarafından verilen mücadeleyi desteklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Minsk Üçlüsü’nün bu konuda ciddi adımlar atması gerektiğini kaydetti.

KKTC ve Kosova’yı, 56 İslam ülkesi içinde henüz tanımamış ülkelerin olmasının kendilerini üzdüğünü; tanımamaya ilişkin gerekçeler sunarak bu konuyu ertelemelerini anlayamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jammu-Keşmir sorunun çözümüne ilişkin ise, “Jammu-Keşmir sorununun çözümü için en doğru ve en hakkaniyetli yolun bölge halkının tercihlerine kulak verilmesi olduğuna inanıyoruz. On yıllardır devam eden bu Keşmir sorununun bu kadar uzatılmasını anlamak da mümkün değil. Halkın taleplerine, halkın bu noktadaki tercihlerine kulak verilmeyen bir Keşmir meselesi vardır” eleştirisinde bulundu.

“MÜSLÜMANLARIN SORUNLARINA ÇÖZÜMLER ÜRETEMEYEN BİR TEŞKİLATIN VARLIĞI ANLAMSIZ HALE GELİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada; Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları yerlerde, etkisi hissedilen İslamofobi, baskı, şiddet ve diğer tüm olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için İslam ülkelerinin hep birlikte hareket etmesinin şart olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Dönem Başkanlığımız süresince İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Müslümanların işte bu birlik ve beraberliğinin hakiki ve etkin bir platformu haline getirmek için gayet göstereceğiz. Açıkçası, Müslümanların sorunlarına çözümler üretemeyen, bu konuda gereken kararlılığı ve imkânları ortaya koyamayan bir teşkilatın varlığı anlamsız hale gelir. Müslümanların meselesini niçin Müslüman olmayanlara havale ediyoruz ki? Müslümanların meselesini Müslümanların çözmesi lazım; İslam İşbirliği Teşkilatı bunları çözsün. Açık ve samimi söylüyorum, bundan dolayı bizim için birçok karalamalar yapılabilir.

Nedir o?

İslam ülkelerinde olanlara dikkat edin; birliğe, beraberliğe, barışa, sonuca ulaşan hiçbir ülke yok. Yapılan ne biliyor musunuz? O ülkede petrol var mı? Var. Zenginlikler var mı? Var, hep onun üzerine gidilmektedir.

İşte bugün Irak’ta petrol varlığının yüzde 80’ini Irak’a müdahale edenler şu anda paylaşmaktadır. Yüzde 20’si Irak’ın kendisine kalmıştır, Iraklılar da bunu kendi aralarında görüyorsunuz paylaşamamaktadır. Libya’ya bakın aynısını göreceksiniz. Kaldı ki Libya’nın bir de Libya’daki olayların olduğu dönemlerde dünyanın o gelişmiş ülkelerinin bankalarında olan paraları 170 milyar dolardı, ama şu anda, bugün de şöyle bir daha sorayım edeyim dedim, maalesef oralarda kalan paranın 30-40 milyar dolar civarında olduğunu öğrendim.”

Afrika ülkelerinde de aynı durumun söz konusu olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika’nın sahip olduğu cevherlerin, elmas ve altınların kimler tarafından sömürüldüğünün görülmesi gerektiğini söyledi.

İSTANBUL ZİRVESİ NİHAİ BİLDİRİSİ

“Biz İslam İşbirliği Teşkilatı’nın temsil ettiği kitleye ve adına yakışır gerçek bir uluslararası teşkilat olması için mücadele ettik, etmeyi de sürdüreceğiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Zirvesi’nin bir diğer önemli çıktısının da bugün üyeler tarafından kabul edilen Nihai Bildiri olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Nihai Bildiri’nin içeriğine ilişkin şu açıklamalara yer verdi: “Bildiri ve içeriği bugün yüz yüze olduğumuz meseleler karşısında İslam ülkelerinin hassasiyetlerini ve ortak duruşunu yansıtması açısından son derece değerlidir. Bildiride üye ülkelerdeki siyasi gelişmeler, ekonomik, kültürel ve sosyal konular, insani durum ile teşkilat üyesi olmayan ülkelerdeki Müslüman toplumların durumu gibi konulara temas ettik.”

“KUDÜS’ÜN VE FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN İSTİKLAL MÜCADELESİNE DESTEĞİMİZ ARTARAK DEVAM EDECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Kabul ettiğimiz Filistin kararı Filistinli kardeşlerimizin onurlu direnişine İslam dünyası olarak verdiğimiz desteğin bir kez daha en üst düzeyde ifade edilmesidir. Kudüs’ün ve Filistinli kardeşlerimizin istiklal mücadelesine desteğimiz inşallah artarak devam edecektir. İslam dünyasının ortak sorularına ve çözüm yollarına değindiğimiz İstanbul Bildirgesi de bugün katılımcıların dikkatine sunulmuştur. Bu bildirgeyle farklılıklarımızın bilincinde olarak birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirme kararımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Artan terör tehdidi karşısında terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadan tamamıyla mücadele etme hedefimizi İstanbul Deklarasyonu olarak tüm dünyaya ilan ettik. Ben 13. İslam Zirvesi’nin bilhassa içinden geçtiğimiz sancılı süreçte alınan kararlar ve sergilenen ortak duruş itibarıyla tarihî öneme sahip olduğuna inanıyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde İslam ülkeleri olarak el ele vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

“İSTANBUL ZİRVESİ’YLE TÜM DÜNYAYA ADALET VE BARIŞIN TESİSİ NOKTASINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR MESAJ VERDİK”

Her şeyin zıddıyla kaim olduğunu; zulüm olduğu müddetçe adalete inanan, onu tesis etmek için çalışan adalet savunucularının da olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “İstanbul Zirvesi’yle sadece Müslümanlara değil, tüm dünyaya adalet ve barışın tesisi noktasında çok önemli bir mesaj verdiğimize inanıyorum. Bu düşüncelerle bir kez daha zirveye katılan tüm ülkelerin devlet ve hükûmet başkanlarıyla, temsilcilerine şükranlarımı sunuyorum. Zirve sonuçlarının İslam âlemi ve insanlık için hayırla vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum, tüm emeği geçenleri huzurunuzda şahsım, milletim adına kutluyorum.”

İİT GENEL SEKRETERİ MEDENİ: “MEVCUT İHTİLAFLARIN GİDERİLMESİ YÖNÜNDE GENEL SEKRETERLİK OLARAK GEREKLİ ADIMLARI ATACAĞIZ”

İİT Genel Sekreteri İyad Medeni de yaptığı açıklamada zirvedeki en önemli adımlar arasında; 10 yıllık eylem planı ve Filistin meselesinin çözümüne ilişkin ortaya konan çabaların olduğunu söyledi ve şunları ekledi: “Bana göre ele alınan en önemli kararlardan bir tanesi de; tamamıyla uzlaşıya yönelik adımların atılması ve Genel Sekreterin de üye ülkeler içerisinde mevcut ihtilafların ve sıkıntıların gerek ikili düzeyde ve gerekse çoklu düzeyde arabulucuk yaparak, müdahale ederek, görüşleri alarak, bir araya getirerek ihtilafların ve sıkıntıların giderilmesi yönündeki çabalarıdır. Bizler de Genel Sekreterlik olarak da bu sorumluluk çerçevesinde adımlarımızı atacağız. Yine çok önemli bir şey de; Kazakistan’ın önümüzdeki yıl içerisinde ‘Teknoloji ve Bilim Zirvesi’ önerisi oldu. Toplumlarımızda genç nüfusun fazla olduğunu dikkate alırsak, bilim ve teknolojinin geleceğe ufuklar açması bakımından bu da çok önemli.”

Zirveyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği ve önderliğinde başaralı bir şekilde tamamladıklarını dile getiren İİT Genel Sekreteri Medeni, açıklamasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek tamamladı.

14 Nisan 2016

http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/42615/birlik-ve-dayanisma-olmadan-adalet-ve-baris-insa-edilemez.html



  
1096 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri