• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “GECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR”
“Milletin Birliğe, Beraberliğe ve Dayanışmaya Her Zamankinden Çok Daha Fazla İhtiyacı Var”

2016-2017 Adli Yıl Açılışı dolayısıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millet adına görev yapan yargının milletin mekânında Adli Yıl Açılış Töreni yapması yargı bağımsızlığına gölge düşürmez, tam tersine yargı bağımsızlığını güçlendirir” dedi.

“Milletin evine, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ne hoş geldiniz” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016-2017 Adli Yılı’nın hayırlı olması temennisinde bulundu.

Beştepe Millet ve Kongre ve Kültür Merkezi’nin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bir parçası olduğunu, ancak bu mekânın aynı avlu içindeki Beştepe Millet Camisi, 24 saat halka hizmet vermek üzere inşa edilmekte olan kütüphane ve çok amaçlı salon gibi herkese açık bir mekân olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı’nın kendi çalışma alanlarının 3 bloktan ibaret olduğunu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin her yeri gibi, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi de, tüm çalışma mekânları ve yeni inşa edilen kütüphanesinin de milletin ve devletin malı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler, görev süremiz boyunca çalışmalarımızı burada yürütmekle mükellefiz. Bizden sonra gelecekler de, aynı şekilde bu mekânları kullanmayı sürdüreceklerdir” dedi.

“KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİMİZ, KAMU KURUMLARININ GENİŞ KATILIMLI TOPLANTILARINA EV SAHİPLİĞİ YAPACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nin Ankara’da her toplantıda hissedilen önemli bir eksikliği gidermek üzere planlandığını ve inşa edildiğini belirterek, “Ankara’da çaplı toplantıları yapabilecek salonlarımız yoktu. Son senelerde 500 kişilik, bin kişilik, 2 bin kişilik toplantıları yapabilecek salonlar daha yeni yapıldı. Başkentimizde böyle bir eksikliğin giderilmesi biçim önemliydi. Ankara’da bir opera binası yok. Burası bir opera binası işlevini de görebilecek kabiliyete, taşırama sahip” diye konuştu.

Bu mekânın projesi üzerinde çalışırken, Ankara’da, büyük çaplı toplantı ve sahne gösterisi ihtiyacını karşılayacak, ülkeye ve millete yakışır bir eser olmasına özen gösterdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kongre ve Kültür Merkezimiz artık, bugün olduğu gibi, tüm kamu kurumlarının geniş katılımlı toplantılarına ve önemli organizasyonlara ev sahipliği yapacaktır. Nitekim Yargıtay Başkanımız, şayet Adli Yıl Açılışı burada yapılmasaydı, alternatifinin bir otelin eksi 2’nci kattaki salonu olduğunu ifade etmişti ki, 600 kişilik bir salon ve şuanda bu salonumuzda bin 500 civarında bir katılım söz konusu. Burada böyle bir kongre ve kültür merkezinin devletin kurumlarının emrinde olduğunu ifade etmek suretiyle buraya davet ettik ve burada bugün bu toplantıyı bu şekilde yapıyoruz. Hayırlı olsun. Millet adına görev yapan yargının milletin mekânında Adli Yıl Açılış Töreni yapması, yargı bağımsızlığına gölge düşürmez, tam tersine yargı bağımsızlığını güçlendirir” şeklinde konuştu.

“7 AĞUSTOS’TAKİ YENİKAPI RUHUNA UYGUN ŞEKİLDE HAREKET ETMELİYİZ”

Bugün toplantıya iştirak eden Başbakan Binali Yıldırım’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ve diğer davetlilere şükranlarını sunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer kurumların temsilcilerinden de, gerilim ve itham taktiğini bir kenara bırakarak, 7 Ağustos’taki Yenikapı ruhuna uygun şekilde hareket etmelerini beklediğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık milletin birliğe, beraberliği dayanışmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında, dostunu, düşmanını, yanında olanını, karşısında olanını, pusuda bekleyenleri büyük ölçüde gördüğünü ve tanıdığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle, 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Şu gördüğünüz külliyenin çevresinde 29 şehidimiz var, 36 yaralımız var ve burası F-16’larla bombalandı, helikopterlerle burası tarandı. 15 Temmuz gazilerimize de Allah’tan şifalar diliyorum. O gece destan yazan milletimize ne söylesek, ne yapsak minnetimizi ifade edemeyiz. Bu millet büyük bir millet ve gerçekten sorumluluğumuzu çok daha arttıran millet ve ben milletimle iftihar ediyor. 15 Temmuz’dan sonra çok daha ağır hale gelen sorumluluğumuzun gereğini yasama, yürütme ve yargı olarak hep birlikte yerine getireceğiz. Türk milleti gerçekten çok büyük, çok asil ve her türlü hürmeti, her türlü hizmeti hak eden bir millettir” dedi.

“15 TEMMUZ GECESİ EN İYİ SINAVI VEREN KURUMLARIMIZDAN BİRİ DE ADALET TEŞKİLATIMIZDIR”

“Dünyada, istiklali ve istikbali için, en modern silahların karşısına çıkıp dimdik durabilecek cesarete sahip başka bir millet var mıdır, doğrusu ben görmedim, bilmiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ama bu 15 Temmuz gecesi işte bunu gösterdi. 15 Temmuz gecesi en iyi sınavı veren kurumlarımızdan biri de adalet teşkilatımızdır. Darbe girişiminin tespitiyle birlikte hızla harekete geçen, ilk andan itibaren tüm çalışmaları hukuka uygun şekilde yürüten ve anında açıklamalarını yapmak suretiyle, ‘yargı olarak, hukuk olarak, gereği neyse yapılacaktır ve yaptıklarınız hukuka aykırıdır, yasalarımıza aykırıdır’ demek suretiyle ilk mesajlarını vermiş ve böylece yargı kapısının arkasına girip gizlenmemiştir. Bu tavır çok önemliydi. Hâkimlerimize, savcılarımıza teşekkür ediyorum. Milletimizin, hâkim-savcılarımız yanında polisiyle, darbeye karşı çıkan namuslu askerleriyle, ekipmanlarıyla sahada olan belediye görevlileriyle, tüm fertleriyle birlikte verdiği o kutlu mücadele, tarihe altın harflerle kazınmıştır. Çanakkale’nin, Dumlupınar’ın, terörle mücadelede gösterilen sayısız kahramanlıkların hikâyeleriyle büyüyen çocuklarımız, gençlerimiz, 15 Temmuz’da kendi destanlarını yazdılar. Türkiye, bağımsızlığın, onurun, kanı ve canı pahasına mücadelenin ne olduğunu bilen, bunu bizzat yaşayan bir nesle daha kavuştu. Artık sadece tarih kitaplarından okuyan değil, hem okuyan hem yaşayan bir nesle kavuştu. Bizim uzun süredir ifade ettiğimiz, Tem millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ne demektir, ne anlama geliyor, o gece 79 milyon hep birlikte yaşadık, gördük, idrak ettik.”

“KİMSE BU VATAN TOPRAKLARI ÜZERİNDE BİR OPERASYON DÜŞÜNCESİ İÇERİSİNE GİREMEYECEK”

Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü, Abaza’sıyla 79 milyon tek millet olduğunu, böyle bir ayrımın bulunmadığını ve böyle olmak zorunda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle olursak hedefe ulaşacağız” dedi.

Bu vatanın tek bayrağının bulunduğunu, rengini şehidin kanı, hilalin ise bağımsızlığın ifadesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıldızı her şehidimizin ta kendisi. Böyle bir bayrak dünyada yok. Alnı şanlı bu bayrağımızın karşısına bazı paçavralar çıkarılıyor. Asla bunlara yer veremeyiz, asla bunlara müsaade edemeyiz. İşte şimdi de bütün yapılan operasyonlar bu ülkede bunların olamayacağının bir ifadesidir. Sonuna kadar da bu mücadele, bu operasyonlar aynı kararlılıkla devam edecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 780 bin kilometrekareyle tek vatan olduğunu belirterek, kimsenin bu vatan toprakları üzerinde bir operasyon düşüncesi içerisine giremeyeceğinin altını çizdi.

“15 TEMMUZ GECESİ BU ÜLKENİN HER RENGİ, ÖZGÜRLÜĞÜNE VE GELECEĞİNE SAHİP ÇIKTI”

Bu vatan toprakları üzerinde bir operasyon düşüncesine girenlerin karşısında orduyu, polisi, köy korucularını ve milletin ta kendisini bulacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “30 Ağustos’ta da ifade ettim, burada tekrarlıyorum; bu millete, bu ülkeye karşı kötü niyet besleyenler çok iyi bilsinler ki Türkiye sanıldığı gibi 570 bin kişilik değil, 79 milyonluk bir orduya sahiptir ve bununla yürüyoruz. Ve tek devlet, devletin içinde devlet olmaz. İşte birileri bu hevese kapıldılar, devletin içinde devlet oluşturmanın gayreti içerisine girdiler. 40 yıldır bunun hesabındaydılar. Onun için ben 15 Temmuz’u atalarımızın da ifadesiyle, ‘bir musibet, bin nasihatten evladır.’ Öyle görüyorum ve bundan dolayı da 241 şehidimiz var, 2 bin 194 yaralımız, gazimiz oldu, ama Allah’a hamd ediyorum ki böyle bir imkân, böyle bir fırsat önümüze çıktı ve şimdi buradan inanıyorum ki Türkiye’miz kazanacak, milletimiz kazanacak ve yeni bir milat olarak geleceğe yürüyeceğiz. O gece verdiğimiz bu şehitlerimizin sadece 63’ü polis, 5’i asker olmak üzere, 68’i asli işi güvenlik olan kardeşimizdir. 241 şehidimizin kalan 173’ü sivillerden oluşuyor. Ve bunların içerisinde bakıyorsunuz 14-15 yaşında gençler var, 16-17 yaşında, 20 yaşında gençler var. Bu kardeşlerimizin mesleklerine bakıyoruz; emekli, esnaf, işçi, memur, öğrenci, kuaför, imam, şoför, marangoz, öğretmen, garson, seyyar satıcı, teknisyenler, mühendis olduklarını görüyoruz, profesör olduklarını görüyoruz. Aralarında işsiz olanlar da var. Yine bu şehitlerin kimi evli, kimi bekar, kimi dul. İçlerinde Ankaralı, İstanbullu olanı da var, Yozgatlı, Rizeli olanı da var, Erzurumlu, Niğdeli, Antalyalı, Elazığlı, Konyalı, Artvinli, Kırklareli, Diyarbakırlı, Mardinli, Sivaslı, Tekirdağlı, Malatyalı olanı da var. İçlerinde Abdullah Tayyip gibi 17 yaşında olanı da var, Cemal Amca gibi 67 yaşında olanı da.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi bu ülkenin her renginin, her kesiminin iradesine, özgürlüğüne, geleceğine sahip çıktığına dikkat çekti. Milletin görevini 15 Temmuz gecesi layıkıyla yerine getirdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık sıra bizde, yani bu ülkenin yönetiminde, siyasetinde, bürokrasisinde görev alan herkeste. Yasama, yürütme, yargı, hepimizde. Bundan sonra bizim çok daha farklı çalışmamız lazım. Hiçbirimizin ülkemizin ve milletimizin çıkarları, ihtiyaçları dışında bir kritere göre hareket etme hakkı yoktur. 15 Temmuz’dan öncesi başkadır, sonrası bir başkadır, öyle olmak zorundadır. Şahsım dair kendini siyasi veya bürokratik hırsa kaptıranlara tavsiyem böyle anlarda hemen açıp 15 Temmuz şehitlerinin listesine bakmalarıdır. Şayet orada gördüğümüz isimlerin hikâyeleri, orada gördüğümüz hayatlar, orada gördüğümüz fedakârlık bizi kendimize getiremiyorsa, hepimize de yazıklar olsun” ifadelerini kullandı.

“FETÖ MİLLETİMİZİN GÖNLÜNDE ZATEN MAHKÛM OLMUŞTU”

“Dolaştığım şehit evlerinde, gazi evlerinde gerçekten kendim için yeni bir geleceği kazanmanın mutluluğunu yaşıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü hepsinden birçok dersler çıkarıyorum. Anlatılanlar çok farklı şeyler. Ve bu hem tecrübenizi artırıyor, hem de bu millet ne asil bir millet, Yarabbim sana hamdolsun bizi böyle bir milletle haşrettin. Şehitlerimizin emanetini, gazilerimizin vebali üzerinde hisseden hiç kimsenin ülke ve millet için çalışmaktan başka bir yola, yönteme, niyete kapılması mümkün değildir” diye konuştu.

“FETÖ denilen hain yapıyı kahrı perişan eden nedir biliyor musunuz?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Söz sahibi, güç sahibi oldukları her yerde sergiledikleri adaletsizliklerdir, merhametsizliklerdir, bunu yaptılar. Sadece ve sadece kendi mensuplarının çıkarlarını gözeten, diğer herkesin hakkını-hukukunu yok sayan anlayışları sebebiyle FETÖ milletimizin gönlünde zaten mahkûm olmuştu. Emniyet Teşkilatımızın, Adliye Teşkilatımızın yaptığı iş; milletin gönlündeki bu manevi mahkûmiyeti şimdi ricaiye çevirmektir. Adaletin ne kadar önemli olduğunu sadece bu örnek bile bize anlatmakta ziyadesiyle yeterlidir. Madem ki dünya adalet üzere dönmektedir, öyleyse hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza düşen görev; adaletin en mükemmel şekilde yerine gelmesi için çalışmaktır. Ve bu süreci hızlandıralım, bir an öne hukuk içinde neticeye gidelim.”

“GECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi darbecilerden 30 kişinin öldüğünü, 241 kişinin de darbeye karşı direnirken şehit olduğunu anımsatarak, “Demek ki bizler darbecilere kalkıp da güvenlik güçlerimize bunların hepsini vurun diye bir talimatı vermedik. Yine de onları yakalayın, gelin adalete teslim edin dedik. Ey dünya, hala sen bize hangi gözle bakıyorsun. Biz adalete yakalayıp teslim ediyoruz, siz ise kalkıp ‘endişeyle izliyoruz’ diyorsunuz. Bu terbiyesizlik değil mi, bu millete karşı terbiyesizlik değil mi? En önemlisi; şahsımı almaya veya vurmaya gelenler günlerce Marmaris’in ormanlarında gizlendiler, ama bizim jandarmamız onları orada vurmadı, vurabilirdi, öldürebilirdi. Ne yaptı? Yakaladı, götürdü yine savcıya teslim etti. İşte bu millet bu kadar asildir ve biz bu denli hukuk içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama diyorum ki; geciken adalet, adalet değildir, öyleyse süratle kararlarımızı verip bir an önce almaları gereken ceza neyse bu cezayı almalarıdır. İnsanın olduğu her yerde elbette hata da olur, eksik de olur, hatta hatta hıyanet de olur. Önemli olan; sistemin bir bütün olarak adalet üzere çalışmasıdır. İşte o zaman bireysel hataların ve yanlışların en az zararla telafi edilebildiğini görebiliriz. Adalet kelimesinin kökenini oluşturan adl’dir, bir şeyi doğru yere koymak, düzeltmek anlamına geliyor. Yani adalet, herkese hakkını teslim etmek, bunun için de gerekiyorsa eğriyi düzeltmektir. Bu durumda adaletsizlik de bir kimseye hakkı olmayanı vermek, bir başka ifadeyle eğriyi düzeltmeden bırakmak anlamını taşıyor. Bu tıpkı gülü sulamakla dikeni sulamak arasındaki fark kadar önemli, belirgin ve aynı zamanda ince bir çizgidir” şeklinde konuştu.

Yeni adli yılda yüksek yargı organlarından kürsülere kadar adalet teşkilatının tüm kademelerinde görev yapan hakimlerin, savcıların, avukatların adaleti tesis etmek için her zamankinden daha çok çalışacaklarından hiç şüphesi bulunmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ operasyonları kapsamında 15 Temmuz’dan buyana gözaltına alınan 3 bin 495 hakim ve savcının adalet teşkilatının herhangi bir zaafa yol açmayacağına, tam tersine gerçek adaletin tesisi konusunda ciddi bir rahatlama sağlayacağına inandığını kaydetti.

01.09.2016

http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/51177/milletin-birlige-beraberligi-ve-dayanismaya-her-zamankinden-cok-daha-fazla-ihtiyaci-var.html

  
1294 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri