Orhan KAYA: Hoşça kalınız... 16 Aralık 2007 Hoşça kalınız… Kıymetli okuyucularım, Yaklaşık üç yıllık bir birliktelikten sonra sizlere veda etmek için bu yazımı kaleme alıyorum. Bu yazımda; 1-İnternette yazı yazmaya nasıl başladığım, 2-Örgüt kültürünün oluşturulması, 3-ABD Ulusal Stratejik Belgesi ile Türkiye’nin hali ve TEMAD’ın faaliyet benzerliği, 4-Yasakların ortaçağ karanlığını geri getirebileceği, 5-İntihar ve diğer vakalar, 6-www.emekliassubaylar.org' un geleceği ve www.kuvayimilliye.net, 7-Türk Halkının ve Assubayların geleceği, 8- Neden yazmayı bıraktım, 9- İdarece gerçekleşen düşüncelerimiz 10-Teşekkür, başlıkları altında konuları ele almaya çalışacağım…
1- İnternette yazı yazmaya nasıl başladığım, İlk yazıma, şu an TEMAD tarafından 3 yıllığına dernek üyeliği yasaklanmış olan, Sayın Ahmet Özden’in zamanın genelkurmay başkanına yazmış olduğu ve Kuvayi Milliye Ulusal Bilgi Merkezinde ‘’Askerden Özkök’e Muhtıra Gibi Mektup’’ başlığı altında yayınlanan haberinin altına 13.02.2005 tarihinde yorum yazarak başladım. Bu anlamda Sayın Özden’in bendeki hatırası oldukça derindir… Örnek ve öncü çabaları için kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. Haberin altına yorum yazarkenki düşüncem: ’’Meslektaşım Sayın Özden’in sıraladığı ve mücadelesini verdiği istekler aynı zamanda benimde yıllardır mevcut olan isteklerimdi. Elimden geldiğince neden buna destek olmayayım ki…’’ şeklindeydi. Bunun üzerine o zamanlar www. kimilliye. com (şimdi www.kuvayimilliye.net) adresi ile yayın yapan sitemize kaydoldum ve bizimle ilgili yazılar göndermeye başladım. Bu arada TEMAD web sayfasına mesaj panosu açıldı. TEMAD mesaj panosunda tanıştığım değerli meslektaşlarımla oldukça candan ve bir o kadar da düzeyli ilişkiler geliştirdik… Bu da davamızda bir ve beraber hareket etmemizi sağladı. Ne zaman bir yazı yazsam Sayın Ersen Gürpınar ve Hakan Hezer gibi cesuryürek, kadirşinas, kıymetli meslektaşlarım hemen yorumlarıyla destek olmuşlar, konuya katkılar yapmışlardır… Kimi meslektaşlarımız, bunlar tehlikeli konulardır, dile getirirken dikkatli ol, diyerek endişelerini dile getirmekteydiler. Haksızda değillerdi. Ama biz yolumuza devam ettik. Yazılarımız Sayın Ersen Gürpınar ve Hakan Hezer başta olmak üzere pek çok meslektaşımız tarafından forumlara taşındı, insanlarımızla buluşturuldu. Halen yayında olan birkaç küçük web sitesi denemesinden sonra camiamızın mensuplarınca sağlanan adres neticesinde, artık kamuoyunca bilinen bir siteye kavuşuldu. www.emekliassubaylar.org da bize de yer verdikleri için site yönetimine teşekkürlerimi sunuyorum… 2-Örgüt kültürünün oluşturulması, Kıtaların durumu içler acısıydı. Yetmişli yıllarda haklarını aramaya koyulan assubaylar sistem tarafından içki, kumar, argo kelimeler kullanma başta olmak üzere her türlü olumsuzluğa doğru sinsice itilmişti. Çünkü sistem için sürü halinde hareket eden insanlar lazımdı… Bu nedenlerle assubayların öğrenimleri yasaklandı. Sınavlara gönderilmedirler, diğer devlet memurları 90’lı yıllarda yüksek okul mezunu yapılmışken assubaylar 2003 yılında 2 yıllık yüksek okul mezunu düzeyine getirilmesinin nedenleri hep bundandır. Onlar için vatan evlatlarının karşısında saçmalayan, kapalı kapılarda aldığı emri düşünmeden uygulayan birileri lazımdı... Eğer halk bizi yanlış tanıyorsa bunun ardında, sahipsiz assubayın kaderiyle baş başa kalması vardır. Yazılarımızda; tek kaynaktan geldiğimizi, yaratıcımızın tek olduğunu, maksatlı olarak içimize serpilen ayrılık tohumlarını yeşertmememiz gerektiğini, bizler hangi kaynaktan geliyor olursak olalım Türk vatandaşı olduğumuzu ve bizlerin varlığının devamını sağlayan Atatürk’e gönülden bağlı olduğumuzu ve devamlılığımızın da O’nun ilkelerine sahip çıkmakla olacağını işlemeye çalıştım… Gelinen noktadan geriye bakıldığında, adeta ‘’bende varım’’ diyen yeni katılımlarla, örgüt kültürünün yayılması ve kurumsallaşması anlamında geçmişe göre oldukça fazla mesafenin alındığını görmekteyiz. Bunda katkısı olan insanlarımızı yürekten kutluyor, onlara iyi ki varsınız diyoruz… 3- ABD Ulusal Stratejik Belgesi ile Türkiye’nin hali ve TEMAD’ın faaliyet benzerliği: Bu konuyu bir yazarımızın tespitlerinden yola çıkarak ele almak istiyorum. Metin Aydoğan ‘’Türkiye Nereye Gidiyor’’ adlı kitabının 201. sayfasındaki Türkiye tespitleri şöyle: ‘’Ayakta kalabilmek için geçim derdine düşen ve nedenini anlayamadığı sorunların baskısı altında bulunan kitleler, eğer örgütsüzlerse; temelsiz sözveri (vaat)lere, sahte umutlarla ve sanal geleceklere kolayca inanma eğilimi içindedirler. Bilinçsizliğin neden olduğu bu özgüven yoksunluğu, sorunları kavrayamama yada kurtarıcı bekleme davranışı, boyun eğmeye dayanan dirençsizlikle birleşince, ortaya; doğruyla yanlışın, iyiyle kötünün, gerçekle yalananın birbirine girdiği çarpık bir yönetim anlayışı ortaya çıkar. Örgütsüzlüğün neden olduğu, gücünü bilememe ve ortak hareket etme yoksunluğu, kendi çıkarlarını bile görmez hale getirir. Halka zarar veren bu durum, ulusal varlığın korunmasında tehlikeli bir güçsüzlük (zaaf)tür.’’ Şimdi bu satırları assubaylar ve assubaylar derneği için yorumlamaya çalışalım: Assubaylar geçim baskısı altında mıdır? Assubaylar baskıların nedenlerini bilmekte midirler? Assubaylar örgütlü müdür? Assubaylara temelsiz sözler verilmiş midir? Ve yine, assubaylar sahte umutlarla inanma eğiliminde midirler? Daha da ötesi, sahte umutları sanal ortamda yayan TEMAD Genel Merkezinin, sanal gerçeklerine assubaylar kolayca inanma eğilimi içinde değiller mi? TEMAD’ın örgütsüzlüğü Türk halkına ne derecede zarar vermektedir? ... Geçen zaman içerisinde TEMAD Genel Merkezinin bulunduğu Ankara’da bile üye sayısında düşüş olduğunu bilmekteyiz. Üyelerin posta ile gönderilen kayıt paralarını adlara ve adreslere göre güncellemeyen ve dergilerini göndertmeyen bir muhasibin halen görevde olması çok enteresandır. Şu anki yönetim, iki dönemdir yönetimde olmalarına rağmen halen boş umutları mensuplarına yaymaya devam etmekte, ileri bir hareket, bilinçlendirme faaliyeti sergileyememektedirler. Ancak körü körüne bir itaat içerisinde, üstelik muvazzaflar dururken ve olduğunda onlara ihtiyaç yokken, demokratik olmayan ve kimlerin çıkarlarına olacağı tarihte görülmüş olan darbe teşvikçiliğine dönük ‘’verilecek göreve hazırız’’ yönündeki düşünceleri çok yanlıştır. Bir örnek daha: Yıl içerisinde, Hükümet baskısı altında kalan Kanal Türk televizyonu yöneticilerine, TEMAD Kadın Kolları, destek amaçlı olarak yola çıkıyorlar. Derken kanala varılıyor, içeri giriliyor ki tam o sırada TEMAD Genel Merkezinden bir haber geliyor: ‘’ … hükümet tazminat verecekmiş, TEMAD olarak destek vermeyelim’’ sözüyle, TEMAD Kadın Kolları Örgütünün dile getirilmesinin önüne geçiliyor, destek anında bireysele dönüşüyor… Ne yazık ki sahte umutlara inanan TEMAD yönetimi, kendinden beklenen girişimi, bilinçsizliği yüzünden sergileyememiştir. Olaydan geriye kalan güzel anı, Kanal Türk’te bir haber müdürünün assubay çocuğu olduğunun öğrenilmesi… Assubay çocukları, anne ve babalarının dik duruşlarına muhtaçtırlar! Aslında işçi çocuğu olan subayların babalarının mesleklerini rahatlıkla açıklamalarının altında da bu vardır… Her ne kadar da Türk işçisi, yerli sanayiyi zora sokmak üzere, ABD baskısı yoluyla sendikalarına hazır bir yoldan kavuşmuşlarsa da, dünya çapında işçi hareketleri oldukça onur vericidir. Aydoğan’ın yazısını, sizler de yaşadığınız hususlarla örneklendirebilir ve örnekleri çoğaltabilirsiniz… Hakları araması beklenen sözde bazı örgüt başları hakları istenilen ölçüde neden aramazlar? Bunu da ABD Ulusal Stratejik Belgesi, üzerinden yorumlamamız gereklidir, diye düşünmekteyim. Söz konusu belgeden kısa notlar: ‘’Stratejimiz basit bir gerçeğe dayanmaktadır.; içerde güven içinde olmak için, dışarıda lider olmalıyız’’ denilen husus şu şekilde hayata geçirilmekte. ‘’Stratejimizi oluştururken, demokrasinin yayılmasının, Amerikan değerlerini desteklediğini hem de refahını arttırdığını biliyoruz. Bu nedenle, dünyada demokrasilere ve serbest piyasalara yönelim, Amerikan çıkarlarını güçlendirmektedir. Bizi bu yüzyıla taşıyacak strateji budur…faaliyetlerimizde özel firmalar ve kuruluşlar müttefiklerimizdir. İşçi sendikalarında, insan hakları guruplarında, çevre yanlısı kuruluşlarda, ticaret odalarında ve seçim gözlemcileri içinde doğal partnerlerimiz vardır.’’ Aydoğan,s.32-33. Aydoğan’dan alıntı yaptığım iki bölüm incelenirse, birinci bölümde şu anki halimiz, ikinci bölümde ise içimizdeki işbirlikçilerin bizi bu hallere düşürdüğünü görebiliriz. 12-18 Aralık tarihleri arasında Yerli Malı Haftası olmasına rağmen, yerli üzerine hiçbir faaliyetin olmaması da hep bundandır. Düşe düşe bize, ABD istihbaratıyla, AB-D silah ve mühimmatıyla savaş yapmak düşmüştür. İstihbarat verilmezse savaş verilemez… Ya silah ve mühimmat verilmezse… Ya bindiğimiz otomobillerin, uçakların yedek parçası verilmezse… 4-Yasaklar Ortaçağ karanlığını geri getirebilir: Biz assubaylar ve Türk halkı eskisine göre bilinç düzeyimiz daha ileri halde iken, içinde yaşadığımız Devletimiz aynı şekilde ileri girmekte mi, yoksa geriye mi gitmekte. Bunu yaşamın her alanında sorgulamamız gerekli… Yasaklar altında ezilen, kendini ifade edemeyen insanların sesi olan internete getirilebilecek yasakların, Türk halkını ortaçağ karanlığına götüreceği bir gerçektir. Örnek Suudi Arabistan…
5-İntihar ve diğer vakaları: Zaman zaman meslektaşlarımızın intiharlarına veya karşısındakini öldürmesine dair haberle tanık olmaktayız. Yıl içerisinde duyduğumuz başlıca vakaları şöyle sıralayabiliriz: - Adana Topçu Alay Komutanlığında denetlemeci albayın olumsuz hareketleri 22 yaşındaki genç meslektaşımızın intihar etmesine sebep olmuştur. - 2.Zırhlı Tugay Komutanlığı Maltepe/İstanbul’da bir öldürme olayını duymuştur. Bu olayda tek kişilik ceza sisteminin esas katil olduğu ortadadır. Sonsuz, sorgusuz sualsiz Tanrısal yetkiler, yüzbaşımızı adeta yoldan çıkartmış ve ne yazık ki 1986 mezunu bir kıdemli başçavuşumuzu hiç de istemediğimiz bir yola itmiştir. Söz konusu birlikte görev yapan fakülte mezunu emekliliklerine bir yıl kalan assubayların 1.dereceyi beklemeden emekliliklerini istemeleri huzursuzluktan kaynaklanmakta olduğu, ‘’kalsaydım başım belaya girecekti’’ şeklinde ifadelerinden anlaşılmaktadır.. Halbuki binbaşı yarbaylık tazminatını, yarbay albaylığın kadrosuzluk tazminatını beklemek için kapıdan kovsalar bacadan giriyor… - Son olarak, 10 Aralık 2007 Pazartesi günü MEBS Okulu Mu.Eğt.Alay Komutanlığında Bölük Assubayı olan 1983 mezunu, mesleğinde oldukça başarılı olan Kd.Bçvş. Reşat BEYDAR adlı meslektaşımız, mesai saatinde ardında bir mektup bırakarak intihar etmiş. İntihar yerine ve alay komutanının tavırlarına ilişkin alınan olumsuz duyumlara bakılırsa, intihar nedeni az çok ortaya çıkmaktadır… Söz konusu birlikte bir gün bir olay çıkacağına dair yaz başlarından bu yana söylenenler dikkate alınsaydı, alay komutanı ikaz edilseydi bu vakanın olmayacağı muhakkaktı… Şimdi birlikteki subay ve assubaylar rahmetli başçavuşumuz lehine ifade verseler, albayın olumsuz tavırlarını dile getirseler, giden geri gelir mi? Fazla yetkinin ardında, idarenin altında bulunan çoğunluğun iç çekişmeler içerisinde bulunması ve büyük resmin fark edilememesinin yatmakta olduğunu değerlendirmekteyim… İnsanlar açlık sınırında tutulmalı ve kafalarını kaldırmaları kanunlarla önlenmelidir. Uygulayıcı bilinçsiz maşalar nasıl olsa bulunuyor… 6-www.emekliassubaylar.org un geleceği ve www.kuvayimilliye.net : Nasıl ki şimdiye kadar bizlere yer verildi, www.emekliassubaylar.org yönetimi de bundan sonra, hayatı birlikte paylaştığımız ve bizimle aynı görüşte olan değerli şahsiyetlere de yer vermeye başlamalıdır. Türk halkı ile bir ve beraber olmak adına ufakta olsa açılımlara başlamalıdır. Bizim konularımız başlıca olarak sosyal bilimlerle ilgili olduğuna göre, bu konuda yazarlara yer verilmelidir. Siyaset bilimci muhakkak olmalıdır. Güncel ve tarihi olayları buradan da okumalıyız. www.kuvayimilliye.net sitemiz, Atatürkçü İdeolojiden yana, tarafsız yayıncılığı ile oldukça saygın bir yere ulaşmış bulunmaktadır. Yıllarca Assubay camiasının sesi olmuş bir sitedir. Konularımız, büyük bir cesaretle buradan okuyucuya ulaştırılmıştır. Site yönetimine teşekkürü bir borç biliriz. 7-Türk Halkının ve Assubayların geleceği: Ne halkımız ne de assubayların yüzü bugüne kadar gülmüş değildir. Konuyu Türk Toplumunun Sosyal Yapısı ve Assubay, başlığı altında ele almış bulunmaktayım. Assubayı ezenlerle halkı ezenler aynıdır, diyebilirim. O halde geleceği inşa etmek bizlere düşmektedir. Bu sorumluluğun farkına varanlarla beraber olmak temel gayemiz olmalıdır. 8- Neden yazmayı bıraktım: Yazılarıma son vermekle aslında birinci perdenin bittiğini değerlendirmekteyim. Muğla İl TEMAD Başkanlığı’na içimizden birisi olan Sayın Halil Ergenli’nin seçilmiş olması gelecek adına sevindiricidir. Bundan sonraki sahnede, 2008 yılı TEMAD seçimleri var. Eğer bu seçimlerde bilimsel çalışabilecek kadrolar TEMAD’a seçilirse, 2009 yılı Assubaylar Derneğinin Kamuoyunda sıkça duyulacağı bir yıl olacaktır. Böylelikle Türkiye’de her alanda bir denge oluşmaya başlayacaktır. Sarsıntılı olacaktır, ama olacaktır… Şu an Türkiye gündeminde (ister buna Türkiye siyaseti deyiniz) Genelkurmay Başkanlığı ile çoğunlukla Hükümet arasındaki sürtüşmeler damgasını vurmaktadır. Adeta günlerimiz boş sürtüşmelerle geçmektedir. Bakınız 12-18 Aralık Yerli Malı Haftası idi. Söz konusu idarecilerce bir yerli ürünün tanıtımı yapıldı mı? Hafta etkinliklerle anıldı mı? Konferanslar düzenlen di mi? Nerde yanlış yapıldı, yanlışın nasıl düzeltileceği üzerine kafa yoruldu mu? Soruların cevabı kocaman bir hayır, değil mi? Türkiye gündemlerinde, Assubayların yokluğu hissedilmektedir. Bu eksiklik bir an evvel doldurulmalıdır. Yanlış olan, doğru olan neyse halk emekli assubaylardan da duymalıdır. Hatta mümkünse genelkurmay assubayından da… Yazıların artık, gerçek hayatta yer bulmasını bekliyoruz. 9- İdarece gerçekleştirilen veya proje aşamasında olan düşüncelerimiz: Pek çok kez dile getirmiş olduğumuz isteklerimizi, Assubayların Anayasal ve İnsani İstekleri, yazı başlığı altında maddelendirmiştik. Bunlardan bazıları gerçekleşti, kimisi ise proje aşamasında. Proje aşamasında olanların biran evvel gerçekleşmesi dileğimizdir. Mesdres elbiselerin assubaylara da verilmesi, gerçekleşti Pantolon çizgilerinin kaldırılması, gerçekleşti Harici şapka sakındıraklarının siyahtan sarı sime dönüştürülmesi, gerçekleşti Gri elbiselerin hazırlama okulundan kaldırılması, gerçekleşti Assubaylara yönelik rütbelerin kolay sökülüp takılmasına ilişkin çalışma başlatılması, Çift kanat brövenin gündeme alınması ancak hava kuvvetlerince engellenmesi, Komuta katında assubay temsilcisi çalışması 10-Teşekkür: Atatürk’ün hedefleriyle bütünleşen fikirlerimizi yaymamıza olanak veren, büyük bir özveriyle zaman ayırıp yazılarımızı yayına koyan editörlerimize, basından bizleri takip eden ve bizlerin konularına yer veren yazarlarımıza, meselesine sahip çıkıp, bizi takip edip fikirlerimizi etraflarına yaydıkları için ve bundan sonra da yayacakları için okuyucularımıza, meslektaşlarımıza, sorunların çözümüne katkı sağlayan gerçek Atatürkçü İdarecilerimize, desteklerinden ve katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum… Geçen yıllar içerisinde, her birisi birbirinden anlamlı oldukça fazla elektronik postalar aldım. Duygularını paylaşan okuyucularıma da teşekkürü bir borç bilirim. Her şey; insanlarının mutlu olarak yaşadığı, çağdaş, tam bağımsız Türkiye için… Saygı ve selamlarımla… Hoşça kalınız…
Yayım yeri: www.kuvayimilliye.net - 16 Aralık 2007 https://web.archive.org/web/20080105000718/http://www.kuvayimilliye.net/yazar.php?id=3344
| ||||||||||||||
|
8 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |