Osman KÖSA
osmankosa@gmail.com
İnsan ve Cumhuriyet; Cumhuriyet Yoluyla Halk İdareli Devlet Yönetimi
29/10/2025 İnsan, dünyanın bir geçici varlığı Cumhur (Arapça), halk Cumhuriyet, halkın egemen olma hali Demokrasi; hukukuna, iradesine, egemenliğine, varlığına, varlıklarına saygı; belli bir süreliğine teslim edilen iradenin, iradeyi teslim edence süresince denetim, iradeyi aldıktan sonra dışına çıkmışsa esas olan iradesine yönlendirme hakkı. İnsan, bir arada yaşamayı tercih eden, bir arada oluşlardan devam edebilen bir varlık. Alanına göre Dünya’nın geçici hâkimi, hükümranı olabilme özelliğine/yeteneğine/yetisine sahip olabilen insan, kendisine egemen oluşuyla ilk Cumhuriyetini kendisine ilan eder veya edemez. Esasında bu, insanın ilk Cumhuriyet denemesidir, denilebilir. Egemen olma hali, Cumhuriyet. Egemenliğin kendi içindeki sınırı, Demokrasi. İnsanın, varlığının farkına varışı, diğerlerini fark edişi; yakınlık, yakınlaşma, varlık - yaşam mücadelesi, rekabet, alışveriş, ticaret, kavga, sonra; egemen olma veya olamama hali veya uzlaşı, yine demokrasi ile. Demokrasi; insanın insana saygısı, hukukunu, varlığını tanıyışı, varlığı için varlığın hak temelinde, adil paylaşımı. Halk; insanın bir arada oluş hali. Mahalle halkı, köy halkı, il/ilçe halkı, ülke halkı. Halk, kendi içinde bir bütündür. Nasıl ki bir köyde halklar yok ise bir ülkede de, ülke haline gelmişlerde de halklar yoktur, orada geçmişten gelen bir uzlaşı, bir birlikte yaşam istenci var olmuş olduğu için bugüne gelmişlerdir. Aksi halde, Dünya halkları arası rekabette varlıklarını koruyamazlardı. Köyüne muhtar seçme, il/ilçesine belediye meclisi/başkanı seçme, ülkesine milletvekili ve hükümet seçmenin adı Cumhuriyet ve seçen, seçilenden; köyüne, iline, ilçesine, ülkesine faydalı olmasını bekler, demokrasi yoluyla da faydalı işler yapıp yapmadığını takip eder, gerektiğinde tepkisini göstererek iradesine saygıya, iradesine uymaya davet eder. Cumhuriyet öncesi; Anadolu’dan çıkıp Dünya’nın değişik bölgelerine yayılımı ile birlikte halk çeşitliliği de artmış Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde asırlarca belli soydan gelenlerce, yönetime katılım göstermeden idare edinilmiş olan İmparatorluğun savaş gücünü teşkil etmiş Türk halkı, imparatorluk içerisinde yaşayan diğer unsurlara göre ticaretten, sanattan, bilimlerden uzak tutulmuş, kötü idare sonucu savaş yoluyla elde edilen bölgeler zamanla elden çıkmış, verilen canlar, savaşçıların emekleri boşa harcanmış, en sonunda Dünya halkları arası bir rekabet olan l. Dünya Savaşı’nda içinde bulunduğu koalisyon ile birlikte yenik sayılıp, büyük bir ekonomik iflas ile (500 milyar dolar borç) çöküş yaşanmış. l. Dünya Savaşı’ndan önce toprak kayıpları bugünkü Türkiye’nin iki katından fazla olan Osmanlı İmparatorluğu’na l. Dünya Savaşı ile birlikte; başka devletlerin/halkların egemenliğinde sözde bağımsızlık yoluna girme istencinin sonucu -ki bu istencin oluşumunda Avrupalı devletlerin casusları yoluyla oluşturduğu duygu da mevcut- isyan etmiş olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika halkları olduğu halde, son Osmanlı Mebuslarının 28 Ocak 1920’de Mebusan Meclisi’nde almış olduğu Misak-ı Milli Kararları (Ulusal And) isyan edenlerin cetvelle çizili sınırları karşısında, hatları savunulurken kanla çizilmiş Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarını da belirlemiş halde. Ulusal sınırların kan vererek, can verilerek çizilişi; düşmanın Antep’i, Maraş’ı, Kars’ı, İzmir’i, Ege’yi… terk edişinden sonra son olarak 4 Ekim 1923’de başkent İstanbul’u da terk edişi, Türk halkının (Türk Milletinin), işgal ordularını destekleyen halklara/milletlere karşı da bir büyük başarısı. Bağımsızlık Savaşı Sonrası Türk Milletinin ve Devleti’nin Egemenliğinin Uluslararası Tanınışı, Lozan Antlaşması ile Lozan Antlaşması’nın 24 Temmuz 1923’de İsviçre/Lozan kentinde imza edilişi sonrası TBMM’de 21-23 Ağustos günleri görüşülüp onaylanışı: 23 Ağustos 1923. Türkiye’nin, Türkiye’yi diğer halkların/milletlerin desteğindeki orduların işgalinden kurtarmış olan halk iradesinde idare olunacağının TBMM’de kabulü ve ilanı: 29 Ekim 1923 Sonrası, tam bağımsız Türk Milleti ve O’nun seçip Meclise gönderdiği vekillerince 1924 Anayasası, Devrimler, çağın ve ötesinin sonsuzluğuna göre inşa edilen sistem… Cumhuriyet ile Halkın iradesi devlete egemen olduktan sonra; “Kapitülasyonlar var, açarsak savaş sebebidir” denilen fabrikalar (Uçak, kağıt, şeker, tekstil, kimya, aşı üretimi…46 adet) bir bir açılmaya başlanır ve Türk halkı fabrikalarda sosyal güvence altına üretmeye başlar. Asırlar boyu savaştan savaşa koşmuş bir neslin devamı olarak kendisi de (Balkan Savaşları’ndan alınırsa 10 yıl) savaşmış olanlar; yerleşik düzene geçer, tarımda, sanatla, iş kollarında eğitimler verilir. Okur yazarlık oranı yüzde ikilerden hızla yukarılara çıkar. Salgın hastalıklar, doğum sırasında anne/bebek ölümlerine karşı kurumlar oluşturulur, çözümler üretilir. Sanki o günleri bekliyormuş gibi adeta çalışmada bir coşkun akan nehir gibi coşar Türk halkı. Çok kısa süre içinde Dünya’ya tarım ürünü ihraç edilir, aşı ihraç edilir, uçak ihraç edilir hale gelinir. Madenler yerlileştirilir, ulaşım yabancılardan alınır, yerli bankalar açılır… Halkın ve idarenin aynı amaçta birleşmesi sonucu ekonomik faaliyetler öylesine düzenli yürür ki hem günü karşılar hem de Osmanlı İmparatorluğu’ndan (İdareye hakim olamadığı dönemden) kalan 500 milyar dolar dış borcun son taksitinin 1954 yılında bitirilmesi için de değer yaratır. Devletler arası savaş, yani, milletler/halklar arası savaş halen devam etmekte Bir yanda halk egemenliği varken diğer yanda halklar arası, yani, devletler/milletler arası egemenlik tıpkı I. Dünya Savaşı ve öncesi olduğu üzere egemenliğin kaynağı, egemenliğin en küçük birimi diyebileceğimiz bireyin iradesini dönüştürmek üzerinden (psikolojik) savaş devam etmekte. Bir bireyin iradesi en küçük domino gibi düşünülebilir. Domino ne kadar küçük olursa olsun kendinden bir büyüğünün üzerine devrildiğinde, zincirleme olarak son dominoya kadar yıkım, yani, irade yıkımı gerçekleşebilir ve bu durum iradeyi yıkmak isteyenin amacına ulaşmasını da beraberinde getirir. Günümüz gelişmemiş devletlerinin yıkılışı genel itibariyle seçili kişiler üzerinden iradelerin kırılışı ile (Örneğin: Usame Bin Ladin, Amerika, Afganistan. Thomas Edward Lawrence, İngiltere, Orta Doğu) olabilmekte. Cumhuriyet demek aynı zamanda; sağlam irade demek, kültür demek, tarih bilinci demek; insanın kendisini idare etmesi, eğitmesi, dışarıdan verilen eğitimi/öğretiyi sorgulaması, araştırması demek. İnsan, kendisine egemen oluşuyla ilk Cumhuriyetini kendisine ilan eder veya edemez. Egemenlik ve irade insan için devredilemez olgular… Türk Milleti ve O’nun Devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin diğer Devlet/Milletlere karşı tam bağımsızlığını sağlamış, Cumhuriyet değerlerini bize kazandırmış olan Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere kahraman savaşçılarımızı, kahraman bilge kurucularımızı saygı ve şükranla anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 102. Yılı Büyük Türk Milletine Kutlu Olsun… |
|
|
Yorumlar |
| Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
| Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Merkez Yönetimi Seçimi - 01/12/2024 |
| Türkiye genelinde 97 şubeye sahip Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Genel Merkez Yönetimi seçimi 2 Aralık 2024 tarihinde, şube başkan ve delegeleri katılımıyla gerçekleşecek. |
| Öğretmenler Günü ve Bilişsel Eğitim - 25/11/2024 |
| Ülkemizin Kurucusu Başta Başöğretmenimiz Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, O'nun yolunda ilerleyecek nitelikte aklı ve bilimi rehber edinmiş öğrenci yetiştirmiş ve halen de o yolda öğrenci yetiştirmekte olan Öğretmenlerimizin |
| KİTAP NE DİYOR? - 28.01.2007 - 03/11/2024 |
| Eğer dünyanın yaratılışını merak ediyorsak onu ancak Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’den öğrenebiliriz. Yok olan, başkenti işgal edilen, silahlarına el konulan, esir düşen, halkı ayaklandırılan, şeyhleri, ağaları altın ile satın alınan bir ülken |
| Özey AK: EN GÜÇLÜ İNSAN HAKLI OLAN İNSANDIR - 03.05.2005 - 02/11/2024 |
| Yıllar önce, 3 Mayıs 2005 tarihinde Özey Ak adlı okuyucumuzun göndermiş olduğu içeriği dopdolu iletiyi bugünkü yazımızda sizlerle paylaşmak istedim. Okuyucumuza selam ve saygılarımızla… 27 Ekim 2008 |
| DERİN SİYASET SAHİPLERİ - 06.02.2007 - 01/11/2024 |
| Aslında ortada uluslararası derin bir siyaset var… Ülkeyi bataklığa çeken! Kırmızı Pazartesi Romanı’nı tersine çevirmemiz dileğimle… |
| Eksik Olan Ne? - 01.11.2008 - 01/11/2024 |
| Biz de, daha öncelerden hayatımızı girmiş ancak belli bir süre uzak kaldığımız interneti 12 Şubat 2005 tarihinden itibaren mesleki meselelerimizi ülke meseleleriyle bağdaştırarak, ortak noktada buluşma amacıyla kullanmaya başladık… |
| Demokrasi Kültürü - 30.10.2008 - 01/11/2024 |
| Eğitim, öğretim, okuma alışkanlığının kazanılması, paneller, konferanslar, gönüllülük esasına dayalı birliktelikler (dernekler, sendikalar vb.) oluşturulması ve bütün bunların etkisiyle elde edilecek bilinç yoluyla, demokrasi kültüründe gelişimin... |
| TEMAD Seçiminin Muhtemel Etkileri - 20.10.2008 - 01/11/2024 |
| Mücadele ise kendisine has bir kültür meydana getirir… |
| Cumhuriyetimize bir bakış - 30/10/2024 |
| Adı Osmanlı, içinde yabancı hakimiyeti, devşirme yöneticiler. Toplumda; bilgi yok, bilim yok, ekonomi yok, gelişme yok, şeyhler, şıhlar, ağalar elinde değersiz bir yaşam. Bol savaş, bol askerlik, bol vergi, bol salgın, bol hastalık... |
Devamı |