![]()
Osman KÖSA
osmankosa@gmail.com
Komşu ülkeler akın akın Türkiye'ye alışverişe...
20/12/2021 Önceki yıllarda da hükümet veya IMF uygulamalarından kaynaklı hatalar sonucu krizler olurdu. Kriz sonrası, dolar ile alışveriş yapmamışlar hariç kısa sürede vatandaşın, çalışanın ekonomik kayıpları gerçek enflasyon oranında karşılanırdı. Bu karşılanışta devletin kontrolünde olan Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT)nin payı büyüktü. Ancak KİT’ler “Devlet; ayakkabı, sigara, gübre, şeker, et işiyle uğraşır mı?” diyen liberallerin sayesinde hepsi Maliye Bakanı Unakıtan’ın deyimiyle “Babalar gibi” satıldı. Satılınca ne oldu? Halkın ekonomik yaşamını iyileştirmek için seçilen hükümetler vergi hariç -ki bunda da büyük şirketlere zaman zaman vergi affı getiriliyor- ekonomik araçlardan yoksun kaldı. Özelleştirmeler dönemi öyle hızlıydı ki bundan aşı üretim merkezi Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü bile nasibini aldı, 2011 yılında kapatıldı. Sonra, Çin’den, Almanya’dan korona aşısı ithalatı… Yalnızca özelleştirmeler yoluyla mı Devlet, ekonomik kayıplar verdi? Tabi ki hayır... Birkaçına bakalım; - PKK’lı gizli tanıklar, tarikatçı yargıçlar tarafından, Amerika kontrollü yürütülmüş olan Ergenekon, Balyoz gibi kumpaslarla devlet içinde bulunan önemli kişilerin uzun süre tutuklu kalarak yerlerine; bilim karşıtı, hukuk karşıtı tarikat müritlerine yer verilmesi de devletin enerjisini boşa harcatmış ve yapılmış hataların ilerine ödenmek üzere siyasi ve ekonomik maliyeti oluşmuş idi… Siyasi maliyeti 15 Temmuz darbe girişimi, ekonomik maliyeti ise diğer etmenler (özelleştirme vs.) ile birlikte şimdilerde yaşanan liranın değer kaybıdır diyebiliriz. - Adalet ve Kalkınma Partisi'nce sunulan 1 Mart Tezkeresi’nin TBMM'de milletvekillerince reddetmesine rağmen Bakanlar Kurulu Kararı’yla Irak’ın dağıtılmasına İncirlik’ten izin verilen sortiler ve sonra BOP Eş Başkanlığı yoluyla Suriye’ye müdahale. Bu yapılanlar Türkiye’nin Orta Doğu’ya ihracat yapmasını engellediği gibi askeri harcamaları da artırmadı mı? - Suriye’den Türkiye’ye getirilen 5 milyonun yanında Suriye’de bakılan 4 milyon insanın maliyeti de ekonomiye yük oluşturmadı mı? Dünyaya gelen her bebek, ülkenin geleceği… Eğitimini bilimsel yöntemler ile yapmayan, geleceğini eksik planlayan, üretim ve ihracatını yeterli düzeyde yapamayan, kıt kaynakları doğru kullanamayan ülkelerin para birimi değer kaybeder. Dünyanın en objektif değerlendirmesi, para birimleridir… Şimdi; Batı’dan Avrupalılar, Doğu’dan Gürcistan, İran, Azerbaycan’dan gelenler için ucuz pazar haline gelmiş olan Türkiye, ekonomik yönden; geçmişin Bulgaristan’ı, Gürcistan’ı, Azerbaycan’ı olmuş gibi… İlaçtan, gıdaya, arazi ve konuta kadar yabancıların alımları artmaya başlamış halde.(1-2) Bu gidişle gıda, ilaç stoklar daha erken bitecek. Yeni üretilecek/tedarik edilecekler ise dolar ile alınan hammaddelerden olduğuna göre fiyatlar daha hızlı artacak. Vatandaşın alım gücü düştüğünde; ihtiyaçlarını kısacak, düzelir diye bekleyecek, öteleyecek, buna sağlık da dâhil. İnsanların çocuklarını okula gönderememesi bir yana, en kötüsü sağlıksız beslenme sonucu hastalıkların artmasına da etki edecek olan gıdadan yapılabilecek tasarruf... Ekonomi nedir bilmeyenler veya bildiği halde yanıltanlar tutturmuş dış güçler… Hadi dolar, avro ülkeleri bize düşman, diyelim. Türk parası Afgan parası karşısında bile son bir yılda %60 civarı değer kaybetmiş. Üstelik Afganistan merkez bankası başkanının yükseköğrenim üzerine bir diploması, ekonomi üzerine bir eğitimi de yok!(3) Nasıl oluyor da bu kadar sanayi tesisi, altyapısı, kriz tecrübesi, akademik eğitimlisi olan ülkenin parası Afgan parası karşısında değer kaybediyor? Yoksa Afganistan'da mı Türkiye'ye düşman? *** Tarikatçıların kumpası sonucu tutuklanıp serbest bırakılmış, daha sonra tekrar tutuklanmak üzere gelmeleri üzerine 19 Aralık 2009 tarihinde yaşamına son vermiş olan Dz.Öğ.Yb. Ali Tatar’ın anısına saygıyla, mektubu aşağıdadır…
(1) https://www.medyagazete.com/haber/bulgarlar-ilaclarini-edirneden-aliyorlar-324989 (2) https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/edirnede-konutlara-bulgar-ve-yunan-ilgisi-41963162 (3) https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/iste-afganistanin-yeni-merkez-bankasi-baskani-6615989/ |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Kefen, Ateşten Gömlek ve Politika - 30/01/2022 |
Kılıçdaroğlu: Demokrasiyi getireceğiz. Diyarbakır cezaevinde olanları biliyoruz. Ben bu ateşten gömleği giyeceğim. 28.01.2022 Halk Tv |
Allah’ın verdiği aklı yok sayarak; işi Allah’a havale etme hali - 31/12/2021 |
Toplumlara egemen sınıfların varlıklarını sürdürebilmesi aklının varlığından habersiz yetiştirilmiş kitlelere bağlı. |
Taraf'ın kumpasçısıyla geleceği görüşmüşler... - 11/12/2021 |
İBB Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Yavuz Saltık: Ahmet Altan ile dünü, bugünü ve yarını konuştuk. Biraz edebiyat, biraz roman ve biraz da sosyoloji… |
Dilipak, "Bu gidişin sonu nereye varacak bilmiyorum." demiş... - 16/04/2021 |
"Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, "Bu gidişin sonu nereye varacak bilmiyorum." demiş... |
2020 yılı OYAK neması ne kadar olmalı? - 25/01/2021 |
Coşkun Ulusoy’un 2016 yılındaki 56. Olağan Genel Kurulda vermiş olduğu brifing nemanın TÜFE dışındaki kıyaslarını da ortaya koymuştur. |
Kula kulluktan Cumhuriyet sayesinde egemenliğe geçişinin farkında olamayanlar… - 29/10/2020 |
Hükümranlar elinde söz sahibi olamadan asırlarca yaşamış bir kültürden gelen insanları; kişisel hürriyete, yönetimi seçme, seçme - seçilme, değiştirme, iradesini ortaya koyma yetisine kavuşturmuş olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bundan 97 yıl önce |
Gelişmemiş ülkelerin halkını kandırmanın, köle yapmanın araçlarından bir diğeri de etnikçilik - 18/11/2019 |
Hâlbuki ki demokrasinin ve de kişilerin yaşamı için; etnikçilik, tarikatçılık, yoksulluk değil, üretime dayalı zenginlik gerekli. |
Gelişmemiş ülkelerin halkını kandırmanın, köle yapmanın araçlarından biri, din - 16/11/2019 |
Müslümanlığın Faşizm ile örtüştüğünü düşünenler kimi zaman Hitlerci, kimi zaman Mussolinici olmuş; |