Cihan SOFUOĞLU
cihansofuoglu@oncekultur.com
Amerika’da Başkanlık Seçimleri-TRUMP Neden ve Nasıl Kazandı?
12/11/2016 Her
ülke seçim yapar, parlamentosunu seçer, Cumhurbaşkanını seçer, hükümetini
kurar. Amerika’dan sonra gelen süper güçler, Rusya, Çin, Almanya, İngiltere
gibi ülkelerin bile seçimleri kimsenin karnını ağrıtmaz, kimseyi fazla
ilgilendirmez. Amerika’daki başkanlık seçimi farklıdır, bütün Dünya dikkat
kesilir, izler. Bu
durum elbette sebepsiz değildir. Dünya ticaretinde doların kullanılma oranı
yaklaşık %60, Euro’nun kullanılma oranı %20, geriye kalan tüm para birimlerinin
kullanımı da %20’dir. Hal böyle olunca dolar, dolayısıyla ABD’de olup bitenler
tüm dünyayı ilgilendirmektedir. Sözü uzatmadan söyleyelim, dolar herkesin
ikinci para birimidir. 8
Kasım 2016 da yapılan başkanlık seçimlerini hepimiz heyecanla izledik; kim
seçilecek, dolar düşecek mi, çıkacak mı? Nitekim dolar birkaç gün içinde %5
civarında Türk Parasına karşı değer kazandı. Başka bir deyişle Türk parası
birkaç gün içinde %5 değer kaybetti. Peki
Hillary Clinton neden kaybetti? Trump
neden kazandı? Bu
konuda çok şey yazıldı söylendi, kelli felli akademisyenler büyük büyük laflar
etti, sıradan vatandaşın pek te anlamadığı tezler konuşuldu. Aslında
konu çok “basit” bir nedene dayanıyordu ve bizde örneği vardı. Amerika,
“diplomalı sayısı” açısından dünyada ilk beş içinde, yaklaşık Amerikan halkının
%42.5’i üniversite veya yüksek lisans mezunu. Özellikle “diplomalı” kelimesini
seçtim, çünkü kişinin “diplomalı” olması “eğitimli” olduğunu göstermez. Eğitimli olmak, ülkede ve dünyada neler
olduğunu bilmek, izlemek, okumak, gördüklerini yorumlamaktır. Belli bir konuda
okul bitirip diploma sahibi olmak “eğitimli” olmak demek değildir. Bir
an için “diplomalı” kesimi de “eğitimli” kabul etsek bile geriye %57,5’lik bir
kesim kalıyor. Hillary,
ABD Dışişleri Bakanlığı yaptığı için dünyayı, geçmişte başkan eşi olduğu için
ülkesini tanıyordu. Devlet tecrübesi vardı ve bir Devlet Başkanı adayı olarak
SÖYLEMESİ GEREKENLERİ söylüyordu TRUMP
ise tam tersini yapıyor, %57,5’luk kesimin duymak istediklerini
söylüyordu. Söylediklerinin doğru olup
olmaması önemli değildi, onlara duymak istediklerini duyurmak yetiyordu. Onlar
hiçbir zaman söylenenlerin hayata geçirilip geçirilmeyeceğinin hesabını
yapmıyor, kulaklarına hoş gelen söylemlerin peşinden gidiyorlardı. Yukarıda
“bizde de örneği var” demiştim. Sayın
Cumhurbaşkanı Muhtarları topluyor, muhtarların içinde üniversite eğitimi
alanların oranının %5’i geçtiğini sanmam. Onlara birleşmiş milletlerin
durumundan bahsediyor, “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” diyor, alkış kıyamet. Salonda
bulunanların %90’ı Birleşmiş Milletlerin yapısını bilmediği halde, Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletlere bile
ayar verdiğini düşünüp, ellerini patlatırcasına alkış tutuyorlar. Beştepe
salonlarında muhtarlara yapılan konuşmanın etkisinin sarayın sınırları dışına
bile taşamayacağını, kimsenin kale almayacağını düşünmüyorlar. Yarısını bile
anlamadıkları konuşmaların ardından mutlu-mesut memleketlerine dönüyorlar. Cehalete oynamak siyasette
özellikle Türkiye’de yeni bir şey değil! Geçmiş dönemlerde de özellikle
dini-milli duyguları, köy edebiyatını öne çıkarıp, cehalete oynayarak seçim
kazanan politikacılar hep olagelmiştir. ABD’de ilk oluyor. Cehalete oynayan TRUMP kazanıyor. Amerika herhangi bir ülke değil,
Amerika’nın durumu, konumu, ekonomisi, siyaseti istisnasız doğudan batıya,
kuzeyden güneye bütün dünyayı ilgilendiriyor. Önümüzdeki dönemlerde göreceğiz;
FİL Züccaciye dükkânına mı girecek, çimleri mi ezecek, yoksa uslu uslu sisteme
mi uyacak. Yaşayan görecek! |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Mahkeme - 01/10/2018 |
Burası Türkiye’ydi ve bu durum şaşırtıcı değildi. |
İlahi Adalet - 05/08/2018 |
Uzun yıllardır tanırım, evli, dört çocuk babasıdır Salih. (adını değiştirdim, gerçek adı Salih değil) |
SÖZDE DİN ADAMLARINA - 23/07/2018 |
Gerçek din adamlarını tenzih ediyorum, İslam coğrafyasının içinde bulunduğu durumdan, siz, sözde din adamları sorumlusunuz. |
MEMLEKET GİBİYİM - 08/01/2018 |
Bir rulo tuvalet kâğıdı sehpada duruyor, burnum bakımsız cami tuvalet çeşmesi gibi akıyor, burnum sanki büyüyüp iki katı oldu, silmekten kızardı. |
SOSYAL MEDYA MAYMUNLUKLARI - 06/10/2017 |
Çağın hastalığı mı, yoksa çağın mucizesi mi? Kesin olan bir şey var, ikisinin arasında bir yerde değil! Ya hastalık, ya mucize! |
MUSUL, KERKÜK, KUZEY IRAK, DIŞ POLİTİKA - 19/09/2017 |
Dış politika sanattır, satrançtır. |
ÜLKEMDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİ - 04/09/2017 |
Terör Örgütü bol bir ülkeyiz… |
SİZDE TEKSAS TOMMİKS KİTAPLARI VAR MI? - 30/08/2017 |
Altmışını devirdikten sonra nereden çıktı diyeceksiniz biliyorum, dersiniz siz. Hayır, henüz ikinci çocukluk evresine ulaşamadım. |
İLK ŞAPLAK VE SONRASI - 15/08/2017 |
Ebenin popomuza vurduğu şaplakla başlayıp, imamın pamuk tıkaması arasında geçen süreyi yaşam olarak adlandırıyoruz. |
Devamı |